Muharrem ayı, kameri ayların ilkidir. Resulullah Efendimiz ve Ashabı, İslamiyet’in ilk yayılma zamanında Mekke’de, müşrik ve kâfirlerin eziyet etmelerinden dolayı, miladi 622 tarihinde Mevla Teala’nm Medine’ye hicret etmelerini emretmesiyle, İslam’ın daha rahat yaşanması, insanlığın selameti ve yolculuğun hayati ehemmiyeti daima hatırlanmış olması için, hicretin o günü sahabe tarafından takvim başı ve yılbaşı itibar edilmiştir.
Muharrem ayı, Kur’ân-ı Kerim’de kıymet verilen dört aydan biridir. Aşure, bu ayın en kıymetli günüdür. Allahü Teala, birçok duaları Aşure günü kabul buyurmuştur. İslâmiyet’in ilk zamanlarında ve İslâmiyet’ten evvel, Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarında harp etmek haram idi. İslâmiyet’ten evvel Araplar, Recep veya Muharrem aylarında harp edebilmek için, ayların yerini değiştirir, ileri veya geri alırlardı. Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), hicretin onuncu senesinde, doksan bin Müslüman ile veda haccı yaptığı zaman; “Ey Ashabım! Haccı tam zamanında yapıyoruz. Ayların sırası, Allahü Teâlâ’nın yarattığı zamandaki gibidir” buyurdu.
Müslümanlar, Muharrem ayının birinci günü ve gecesinde musafaha ederek, mektuplaşarak tebrikleşir, birbirlerini ziyaret eder ve hediyeleşir, sene başını kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün Müslümanlara hayırlı ve bereketli olması için dua ederler. Büyükleri, akrabayı, âlimleri evinde ziyaret edip, dualarını alırlar. O gün, bayram gibi temiz giyinirler. Fakirlere sadaka verirler.
Bu gün Müslümanların yılbaşısı olduğundan, mektup ile veya telefon ile yahut karşılaştığımız Müslümanlarla musafaha ederek kutlamalıyız.
Ve ayrıca bu mübarek gün ve ayda Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ve Ashabı Kiram (Radıyallahü Anhüm)ün İslam uğruna nasıl sıkıntı çektiklerini ve hicret etmek zorunda bırakıldıkları düşünmelidir.