Kur’ânı Kerîm Okumanın Edeblerî

By | 31 Temmuz 2014

kuran

kuran dinlerken tesbih çekilir miKur’ânı Kerîm Okumanın Edeblerî
Kur’ânı Kerim okurken zâhirde altı şeye dikkat etmek lâzımdır:
BİRİNCİ EDEB: Hürmetle okumalıdır. Önce abdest almalı, yüzünü kıbleye dönmeli ve mütevazi bir şekilde oturmalıdır. Yâni namazda oturur gibi oturmalıdır. Hazreti Ali (radıyallahü anh) buyuruyor ki: «Namazda, ayakta Kur’ânı Kerim okuyana her harfi için yüz sevab, oturarak okuyana elli sevab yazılır. Abdestli olup namazın dışında okuyana yirmi beş sevab, âbdestsiz okuyana on
(1) Ahmcd bin Hanbel sevab yazılır». En iyisi, gece namazlarında okunandır. Çünkü kalb başka şeyleri düşünmez.
İKİNCİ EDEBı Yavaş okumalıdır. Mânâlarını düşünerek okumalıdır. Çabuk hatim etmek arzusunda olmamalıdır. Bazıları o kadar çabuk okur ki, her gün bir hatim yaparlar! Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyuruyor: «Kur’ânı Kerîm’i üç günden önce okuyup bitiren, ahkâmını anlayamaz». İbni Abbas (radıyallahü anhümâ) buyuruyor ki: «İzâ zülzilet ve elKari’a sûrelerini yavaşça ve düşünerek okumayı, Bakara ile Âli İmrân sûrelerini çabuk okumaktan daha çok severim». Hazreti Aişe (radıyal lahü anhâ) Kur’ânı Kerîm’i çabuk okuyan bir kimseyi görünce, «Ne susuyor, ne de Kur’ânı Kerim okuyor», buyurdu. Eğer bir kimse Arabca bilmiyorsa, yavaş okuması yine daha iyidir. Kur’ânı Ke rim’e hürmeti gözetmektir. Kur’ânı Kerîm Okumanın Edeblerî
ÜÇÜNCÜ EDEB: Okurken ağlamaktır. Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm) buyuruyor ki: «Kur’ânı Kerîm okuyunuz ve ağlayınız. Ağlayamazsanız kendinizi ağlamaya zorlayınız» (*). lbni Abbas (radıyallahü anhümâ) buyurdu: «Secde âyeti okuduğunuz zaman, secdeye gitmeye acele ediniz ki, ağlayasınız. Bir kimsenin gözleri ağlamıyorsa, kalbinin ağlaması lâzımdır». Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu: «Kur’ânı Kerîm hü
zün ve gam için indirildi. Okuyunca kendinizi hüzünlü olmaya zorlayınız» (2). Kur’ânı Kerlm’deki müjdeleri ve tehditleri düşünen ve kendi zavallılığını anlayan kimseyi gaflet kaplamamışsa elbette gamlanır, mahzun olur.
DÖRDÜNCÜ EDEB: Her âyetin hakkını vererek okumalıdır.
Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) azâb bildiren âyete gelince, Allahü Teâlâ’ya sığınırdı; rahmet âyetine gelince, o rahmeti isterdi; tenzih âyetinde teşbih ederdi. Başlarken Eûzü okurdu. Okumayı bitirince, «Allahümme’rhamnî bi’lKur’ân, vec’alhü 11 imamen ve nûran ve hüden ve rahmeten», deyip: «Yâ Rabbi, ondan unuttuğumu bana hatırlat, ondan bilmediklerimi bana bildir. Gece gündüz onu okumayı bana nasib et ve bana delil ve hüccet eyle. Ey bütün âlemlerin Rabbi!» derdi. Secde âyetine gelince secde etmelidir. Secde ederken önce Allahü Ekber deyip, sonra secde etmelidir. Bu secdede, namazın şartlarından olan abdest ve setri avrete
dikkat etmelidir. Tekbir ve secde kâfidir. Tehıyyata oturmak yoktur.
BEŞİNCİ EDEB: Eğer gösteriş yapıyor şeklinde bir mânâ çıkaolacaksa, yahut bir başkasının namazını karıştıracaksa, yavaş okumalıdır. Kur’ânı Kerîm Okumanın Edeblerî Hadis i şerifte bildirildi ki: «Yavaş, yâni sessizce Kur’ânı Kerim okumanın sesli okumaya olan üstünlüğü, gizli verilen sadakanın açıkta verilen sadakaya üstünlüğü gibidir» (D. Bundan emin
ise, sesli okuyup, başkalarının da dinlemekten nasib almalarını sağlamak daha iyi olur. Hattâ o da daha iyi anlar, gayretini daha çok toplar. Hattâ coşar, uykusu gider ve uyuyacak olan diğerleri de uyanıp dinler. Eğer bütün bu niyetler bir araya gelirse, her biri için ayrı ayrı sevab alır. Eğer Mushaftan okursa, daha iyidir. Gözler de ibadet etmiş olur. Mushafla hatim, yedi hatim olur, demişlerdir. Mısır’ın bazı fakihleri gece vakti İmam Şâfii hazretlerinin huzuruna girdiler ve Mushafı önünde açık buldular. İmam Şafii onlara hitaben, «Fıkıh ile meşgul olmak sizi Kur’ân’dan alıkoydu. Halbuki ben, yatsı namazını kıldıktan sonra Kur’ân’ı önüme alır. Sabaha kadar okurum» dedi.
Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) £bû Bekir’e (radıyaliahü anh) uğradı. Gece namaz kılıyor ve sessizce Kur’ân okuyordu. «Niçin sessiz okuyorsunuz?» buyurdu. «Kimle konuşuyorsam, duyuyor», dedi. Hazreti Ömer’i (radıyaliahü anh). gördü. Sesli okuyordu. «Niçin yüksek sesle okuyorsun?» buyurdu, «Uyuyanları uyandırmak ve şeytanı uzaklaştırmak için» dedi. «Her ikiniz de iyi yaptınız», buyurdu. Böyle işler niyete bağlıdır. Her ikisinde de niyet iyi olunca, her ikisi de sevab olur.
ALTINCI EDEB: Güzel sesle okumaya gayret etmelidir. Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: «Kur’ânı Kerim’i güzel ses ile süsleyiniz». Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) Ebû Huzeyfe’nin (radıyaliahü anh> kölesini gördü, güzel sesle Kur’ânı Kerîm okuyordu. Buyurdu kiı «AJlahü Teâlâ’ya hamd olsun ki, ümmetimde böyle bir kimse yarattı». Ses ne kadar güzel olursa, Kur’ânı Kerim’in kalbdeki te’siri nin çok olmasına sebep olur. Sünnet olan, tecvid üzere okumaktır. Fakat zamanımızda mevlidhanlarm, şarkıcıların okuduğu gibi kelimeler ve harfler arasında fazla teganni ve nağme olursa çirkin ve günah olur.