Kur’an-ı Kerim’de Çocuk Önemi Nedir ?

By | 20 Mart 2015

Kur’an-ı Kerim’de Çocuk Önemi Nedir ?Kur’an-ı Kerim’de Çocuk Önemi Nedir ?

Kur’an’da direkt olarak, ak çocuklardan bahseden ayetlerin sayısı, 297’dir. Ancak çeşitli yönlerden çocukla ala­kalı ayetlerin sayısı, 342’yi bulmaktadır. Öte yandan, çocukla ilgili en önemli kavramlardan biri olan terbiye fiilinden bah­seden Rab” kelimesi ise, Kur’an’da Allah isminden sonra en çok zikredilen bir kelime olup, 965 defa anılmıştır.

Kur’an-ı Kerim’in çeşitli surelerinde ebeveyn-çocuk ilişki­leri işlenmiştir. Dikkatle okuyanlar, çocuk eğitimi ile ilgili gerekli bilgiye ulaşırlar. Ancak Lokman suresinde bu konu­ya, daha fazla ağırlık verilmektedir. Bu surede iman, ibadet ve ahlak eğitimi peş peşe işlenmektedir.

Hz. Lokman, önce oğlunun küfürden ve zulümden sakın­masını ve kuvvetli bir Allah inancına sahip olmasını iste­miştir: “Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti.” (Lokman 31/13.) En büyük zulüm, şüphesiz Allah’ın hakkına tecavüz olan, şirktir. Hz. Lokman, önce oğlunu, şirkten ve zulümden sakmdırmıştır. Peygamberimiz de gençlere, önce imanı telkin etmiyor muydu?

Babasının tatlı ikazı ile Müslüman olan oğlu, Hz. Lok­man’a, “Eğer ben, kimsenin göremeyeceği şekilde hata ve günah işlesem, Allah beni nasıl bilir?” diye sorunca şöyle ce­vap vermiştir:

“(Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti:) Yavrucu­ğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağır­lığında dahi olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde ya­hut yerin derinliklerinde bulunsa yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmek­tedir ve her şeyden haberdardır.” (Lokman 31/16.)

Dikkat edersek Hz. Lokman’ın, çocuğunu terbiyedeki bi­rinci metodu, inanç sahibi yapmak, arkasından, bu inancı güçlendirmektir. Çünkü günah işledikçe, iman zayıflar. Onun için iyilik ve kötülük yapmanın sonuçları, örnekler ve­rerek anlatılmalıdır. Hz. Lokman, bunu yapmıştır.

Hz. Lokman’m, çocuğunu terbiye etmesindeki ikinci ba­samak, ibadet aşkı ve şevkidir. Bu da namazla başlamakta­dır:

“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vaz­geçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir. (Lokman 31/17.)

İman ve ibadetin muhafaza ve güçlenmesi için başkaları­nı da bu güzelliklere davet etmek, usulü dairesinde “iyiliğe teşvik, kötülükten sakındırma” prensibini de uygulamak ge­rekir. Bunları yaparken bazı sıkıntıların olabileceği bilinmeli­dir. İşte Hz. Lokman, oğluna bunları öğretmiştir.

İman ve ibadet, yeterli mi? Ahlaki terbiye, inanç ve iba­detleri süsleyecektir. Ahlaki terbiyede kibirden sakındırma, öncelikle yer almaktadır. Şeytanın başına gelenler, kibri yü­zünden değil midir? Hz. Lokman gibi her ana baba, çocuğu­na kibirden sakınmayı ve alçak gönüllü olmayı benimsetmelidir.

“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah, kendini beğenmiş, övü­nüp duran kimseleri asla sevmez.” (Lokman 31/18.)

Ahlakın en önemli esası, tevazudan sonra itidaldir. Yani ifrat ve tefrit dediğimiz aşırılıktan uzak kalarak orta yolda olmak. Hz. Lokman’m bu konuda da oğluna tavsiyesi dikkat çekici: “Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki sesle­rin en çirkini, merkeplerin sesidir.”

Her hâlde Lokman suresinde özellikle babaların dikkati çekilmekte; çocuklarına, neleri, nasıl öğreteceği ifade edilmektedir. Lokman’m oğluna verdiği öğütleri maddeleştirecek olursak, şunlardır:

  1. Allah’a ortak koşmamak.
  2. Allah’a şükretmek.
  3. Ana babaya iyi davranmak.
  4. Ana babaya teşekkür içinde olmak.
  5. Allah’a ortak koşmayı isterlerse onlara itaat etmemek.
  6. Namaz kılmak.
  7. İyiliği emredip, kötülükten sakındırmak.
  8. Başa gelenlere sabretmek.
  9. Yeryüzünde böbürlenerek yürümemek ve küçümseye­rek insanlardan yüz çevirmemek.
  10. Yürüyüşte tabii olmak.
  11. Sesi alçaltmak.

Lokman Suresinde Hz. Lokman oğlunu yetiştirirken “cuğum”lu ifadelerle hitap etmektedir. Bu tutum, çok ehemmi­yetli bir mesajdır. Hz. Nuh’un inançsız bir şekilde tufanda boğulmak üzere olan oğluna “oğulcuğum” şeklinde seslen­mesi manidardır. Hz. Yakup’la oğlu Hz. Yusuf, Hz. İbra­him’le oğlu Hz. İsmail arasındaki konuşmalarda hep “oğulcuğum”, “babacığım” ifadeleri vardır. Ayrıca, Hz. İbra­him, inançsız olan babasına “babacığım” diye hitap etmiş­tir.

Hz. İbrahim’in, oğlu İsmail’le konuşmasını örnek olarak buraya alıyorum. Hz. İbrahim’e, rüyasında, oğlunu kurban etmesi gerektiği ifade edilmişti. Bunu oğluna, nasıl duyura­caktı?

“Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince Yav­rucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir dü­şün, ne dersin?’ dedi. O da cevaben ‘Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun.’ dedi.”(Saffat 37/102.)

Bu ayetin, aile fertlerine verdiği dersler:

  1. Baba, çocuğuna zaman ayırmıştır.
  2. Baba, oğluyla yürüyüşe çıkmıştır.
  3. “Yavrucuğum!” diye hitap etmiştir.
  4. Gördüğü rüya üzerine “Seni, kurban edeceğim, deme­miş, oğluna değer vererek fikrini sormuştur.
  5. Oğlu İsmail de babası gibi kibar bir ifade kullanmış, “Babacığım.” demiştir.

İsmail, babasının nazik ve danışıcı üslubu karşısında, Allah’ın emrine uyacağını, babasını rahatlatarak ifade etmiş­tir.

Kur’an-ı Kerim’in genel muhtevasını ve ilgili ayetleri, dikkatle inceleyecek olursak aile ve çocuk eğitimi konusun­da gerekli bütün mesajları almış oluruz.