Şâfii mezhebine göre, bir erkeğin teni kadının tenine dokunursa; kadının da, erkeğin de abdesti bozulur. Ancak bu hüküm Şâfiî mezhebine göredir; Hanefi mezhebine göre böyle bir hal abdesti bozmaz. Erkek ve kadından hangisi Şâfiî mezhebine mensupsa dokunmakla onun abdesti bozulur.
Şâfii mezhebine göre, bir erkeğin teni kadının tenine dokunursa; T kadının da, erkeğin de abdesti bozulur. Yalnız bu dokunmanın abdesti bozabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:
1. Erkeğin de, kadının da erginlik çağma ermiş olması gerekir. Burada her ne kadar yedi yaş sınırı esas alınmış olsa da, çocukların cinsel bakımdan gelişme yaşları bölge ve iklimlere göre değişebilmektedir. Demek ki, erkeklik ve kadınlık duygularının gelişmiş olması kâfi geliyor. Kadın ve erkek ne kadar yaşlı olursa olsun hüküm değişmiyor. Yani seksen yaşında da olsalar dokundukları takdirde abdestleri bozuluyor.
2. Her iki cinsin birbirlerine tenlerinin dokunmasıyla abdest bozulur. Bunun için saça, tırnağa ve dişe dokunmak abdesti bozmaz.
3. Erkeğin de, kadının da birbirlerine nâmahrem olması gerekir.
Mahrem olmaları durumunda abdest bozulmaz. Erkeğe mahrem olan hanımlar, evlenmesi caiz olmayan hanım akrabaları demektir: Annesi, ninesi, kızı, kız kardeşi, halası, teyzesi; süt annesi, süt kardeşi; kayınvalidesi gibi…
Ancak hanımının kız kardeşi, halası ve teyzesi her ne kadar geçici mahrem iseler de bunlara dokunması halinde abdesti bozulur. Kadın için de mahrem olan, yani evlenmesi caiz olmayan erkekler ise; dedesi, babası, kardeşi, oğlu, amcası, dayısı, kayınpederi; süt babası, süt kardeşi gibi…
Burada ayrıca karı kocanın birbirlerinin tenlerine dokununca abdestlerinin bozulduklarını da belirtelim.
4. Arada bir engelin olmaması gerekir. Arada bir engel varsa abdest bozulmaz. Elbisenin, çorabın veya eldivenin üzerinden dokunmakla abdest bozulmaz.
Buna göre Şâfii mezhebine mensup bir erkeğin teni, meselâ annesinin veya kızının tenine dokunmasıyla; kadının da teninin babasının veya oğlunun tenine dokunmasıyla abdestleri bozulmaz.Erkek ve kadından hangisi Şâfiî mezhebine mensup ise dokunmakla onun abdesti bozulur.Yukarıda maddeler halinde sayılan hükümler Şâfiî mezhebine göredir; Hanefi mezhebine göre böyle bu haller abdesti bozmaz.
Bu meselenin kitap ve sünnetten delili şöyledir:
Abdestin ve guslün farzlarını, hangi durumlarda abdest ve gusül alınması gerektiğini bildiren Mâide Sûresinin 5. âyetinde, “kadınlara dokunmuşsanız” mânâsında “ev lâmestümii’nisâe” ifadesi geçiyor.
Buradaki “lems’i (dokunmayı)” Şâfiî mezhebi lügat ve mecaz mânasında kullanıyor. Bu kelimenin lügat mânası, “elle dokunmak, yoklamak, tenlerin birbirine değmesi” şeklindedir.
Hanefi mezhebi ise, “lems’i (dokunmayı)” cinsel ilişki mânasında tefsir ediyor, bu durum da abdesti değil, guslü gerektiriyor.
Hanefi mezhebi, dokunmakla abdestin bozulmamasına Hz. Aişe Validemizin (r.a.) rivayet ettiği şu hadisleri delil olarak getiriyor:
“Resulullah (a.s.m.) hanımlarından birisini öper, sonra da abdest almadan namaza dururdu.”
“Önünde cenaze gibi boylu boyuna uzanıp yatmış olduğum halde Resulullah (a.s.m.) namaz kılardı. Vitir namazını kılmak istediği zaman da ayağıyla bana dokunurdu.”
“Bir gece Resulullah’ı (a.s.m.) yatağında bulamadım. Aramaya çıktım, mescitte gördüm. Namaz kılıyordu. Secdede ayaklarını dikmiş haldeydi. Ayaklarının altına elimle dokundum.”
Şâfiî mezhebi âlimleri bu hadislerden birisini senet bakımından zayıf görürler; diğer ikisini de Resulullah’a (a.s.m.) has bir özellik olarak içtihatta bulunurlar. Hanbelî ve Mâlikilere göre bu halin abdesti bozabilmesi için dokunmanın şehvetle olması gerekir; şehvetsiz olarak dokunmak abdesti bozmaz.Her iki mezhebin de görüşü birer içtihat olduğundan ikisi de doğrudur. Buna göre herkes kendi mezhebine göre ibadetini yapar.