Haccın İnceliklerinin Sırları

By | 31 Temmuz 2014

pardesu

Kıbleye DönmekHaccın İnceliklerinin Sırları
Buraya kadar anlattıklarımız haccın ameli şeklidir. Bu amellerin, işlerin her birinde bir sır vardır. Bunlardan maksad ibret almak, hatırlamak ve âhiret işlerini düşünmektir.
Bunun da aslı şöyledir: İnsan, devamlı olan âhireti seçmedik ten sonra, kendi saadetinin kemâlini bulamayacak bir fıtratta yaratılmıştır. Bunu Müslümanlık unvanında izah etmiştik. Kendi he vâ ve hevesine uyması helakine sebeptir. Kendi ihtiyarında kaldığı, şeriatın emriyle amel etmediği, arzu ve isteklerine uyduğu müddetçe, işler kula yakışır şekilde olmaz. Halbuki saâdeti kulluktadır. Bu yüzden geçmiş milletler, insanlardan ayrılıp bir köşede ibadet etmiş veya ibadet için seyahat eylemişlerdir. Her ümmetin zâhidleri insanlardan ayrılır, dağ başlarına çekilir ve bütün ömrünü riyazet ve mücahede ile geçirirdi.
Bahusus Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem), Haccın İnceliklerinin Sırları «Bizim dinimizde niçin ruhbanlık ve seyahat yoktur», diye sorulduğunda, «Bize buna karşılık cihâd ve hac verildi», buyurdu. Demek ki Allahü Teâlâ bu ümmete, içinde mücahede de bulunan ruhbanlığa (‘) karşılık, haccı emretti. Hacda daha birçok ibretlerin olduğu da açıkça bellidir. Hususan Allahü Teâlâ Kâbe’yi şerefli kılıp kendine izafe eyledi. Onu, büvük bir padişahın huzuru gibi eyledi. Etrafında harem sahası yaptı. Ona hürmet ve tâzim için avını avlamayı, ağacını kesmeyi haram buyurdu. Arafat’ı, padişahın dergâhının meydanına benzetip, haremin önüne koydu. Allahü Teâlâ’nın bir eve ve bir yere inmekten münezzeh olduğunu bildikleri hâlde, büyük bir arzu olmak sebebiyle dünyanın her tarafındaki insanların bu eve, yâni Beytullah’a gelmeleri tahakkuk etti. Çünkü dostla, sevgiyle alâkalı her şey, sevgili ve kıymetli olur.
İşte, Müslümanlar bu şevk ve arzu sebebiyle çoluk çocuğunu, malını ve vatanlarını bırakıp, sahralardaki tehlikelere katlandılar ve kula yakışır şekilde o huzura çıkmaya yüz döndüler. Bu ibadette kendilerine, akılların almayacağı işler emredildi. Şeytanı taşlamak! Safâ ve Merve arasında koşmak gibi. Bunun da sebebi, aklın erebildiği işe nefsin de yakın olmasıdır. Çünkü her işi ne için yaptığını bilmek ister. Zekâtta fakirlere iyilik, namazda âlemlerin yaratıcısının karşısında küçülmek, oruçta nefsin isteklerini ve şeytanın askerini kırmak olduğunu bilir. Tabiatı icabı akla uygun hareket etmesi mümkündür. Haccın İnceliklerinin Sırları Halbuki, kullukta en yüksek derece, kalbinde en ufak bir uygunsuzluk meydana gelmeden, yalnız emre uyarak iş yapmaktır.
İşte taş atmak ve sa’y etmek, yalnız kulluk etmekten başka bir şey değildir. Bunun için Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) hac hakkında ve bilhassa lebbeyk hakkında, «Hac İçin, doğru olarak kul ve köle gibi hazınm», buyurdu. Buna kulluk ve kölelik diye isim verdi. Bu gibi işlerden maksadın ne olduğunu merak edenler, işlerin hakikatinden haberdar değildirler. Çünkü bundan maksat, maksatsızlık; bundan haber, habersizliktir. Kulluk ancak böyle ı anlaşılır. Kul yalnız emrolunduğuna bakar. Aklın ve yaratılışın bundan başka bir nasibi yoktur. Hattâ kendini tamamen aradan çekmelidir. Çünkü saâdeti, yokluğunda ve nasipsizliğinde dir. Böylece kendinden, Hak’dan ve O’nun emrinden başka bir şey kalmaz.