1- Kulun Rabbine karşı işlediği günahlar.
2- Kul hakkını ilgilendiren günahlar.
Kulun Rabbine karşı işlediği günaha gelince: O’nun tövbesi dil ile istiğfar, kalben pişmanlık ve bir daha o günaha dönmemeye niyet etmektir. Böyle yaptığı takdirde henüz bulunduğu yerden ayrılmadan günahları bağışlanır. Fakat terk edilen farzlar affedilmez. Onlar tövbe etmek suretiyle de ödenmiş olmaz. Eda edilmeyen farzların kaza edilmesi gerekir. Kaza edildikten sonra da farz ibadetlerin kazaya bırakılmasından ötürü tövbe ve istiğfar etmek lâzımdır.
Kul hakkını ilgilendiren günahlara gelince: Hakkına girilen kişilerin gönlü hoş edilmeden ve helâllik alınmadan yapılan tövbelerin faydası olmaz.
Tâbiînden birinden rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: “Günahkar devamlı günah işler ancak ardından tövbe ve nedameti terk etmez. Hatta bu vesile ile cennete girer. Şeytan bu durumu görünce, ‘Keşke onu günah çukurlarına düşürmeseydim’ der.”
Ebû Bekir el-Vâsitî (kuddise sirruh) demiştir ki: “Acele etmeden, düşünüp iyice değerlendirdikten sonra hareket etmek her şeyde güzeldir. Ancak şu üç yerde acele davranmak gerekir:
1- Namaz vakti girdiğinde namaz kılmak için.
2- Ölü defnedileceği zaman.
3- Yapılan bir günahın hemen ardından tövbe etmede.