Gece Namazına Kalkmayanın Ensesine Şeytanın Düğüm Atması

By | 1 Temmuz 2014

namaz1”Ebû Hureyre radıyallâhu anh Hz. Peygamber’in sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Sizden biri uyuduğu zaman şeytan onun kafasının arka tarafına üç düğüm atar ve her düğümü attıkça: ‘Önünde uzun bir gece var, haydi uyu!’ der. Kişi uyanıp Allah’ı zikrederse bu düğümlerden biri çözülür. Kalkıp abdest alırsa İkincisi, namaz kıldığında da üçüncüsü çözülür. Böylece o kişi dinç ve huzurlu bir şekilde sabaha kavuşur. Aksi halde uyuşuk, tembel ve huzursuz bir halde sabahlar.”

• Semüre İbn Cündeb’in naklettiğine göre Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem bir rüya ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
“Başı taşla yarılan kimse Kur’ân’ı öğrenecek, fakat onu (ezberleyip korumayı ve onunla amel etmeyi) terk edecek. Ayrıca farz namazları da uykudan kalkmadığı için bırakacak.”

Açıklama:
Hadiste geçen “sizden biri” ifadesi muhatapların veya aynı özellikleri taşıyan kişilerin tamamını kapsamına alan genel bir ifadedir. Fakat peygamberler, haklarında “Şüphesiz benim has kullarım üzerinde senin hiçbir gücün ve etkin olamaz” buyurulan kimseler ve uyumadan önce Âyetü’l-kürsî’yi okuyanlar şeytandan muhafaza edildiklerinden dolayı böyle bir durum onlar için söz konusu olamaz.

Şeytan “önünde uzun bir gece var” derken maksadı daha vakit var, birazdan kalkarsın gibi düşüncelerle kişiyi gece ibadetine kalkmaktan engellemek ve oyalamaktır.

Şeytanı attığı düğümle ilgili olarak farklı yorumlar yapılmıştır. Bu yorumlardan birine göre söz konusu olan gerçek anlamda bir düğümdür. Tıpkı büyücülerin büyülemek istedikleri kişi için düğüm atmalarına benzer. Böyle büyü işleriyle uğraşanların çoğu kadındır. Bunlar ellerine bir ip alırlar ve bir takım büyülü sözler söyleyerek bu ipe düğüm atarlar. Böylece büyü sonunda büyülenen kişi etkilenir. Zaten bu yüzden Felak sûresinde düğümlere üfürenlerin şerrinden Allah’a sığınıl- mıştır. Buna göre düğümlenen kafanın bizzat arka tarafı değildir; düğüm kafanın arka tarafında bir şey üzerine atılır.

Düğümlerin tamamının çözülmesi hadisten anlaşıldığı kadarıyla özellikle namazın kılınmasıyla gerçekleşir. Bir yere oturup yerleştirerek, kaba etleri yere iyice yapışmış şekilde uyumak örneğinde olduğu gibi, abdest bozulmayacak şekilde uyumak ve yeniden abdest almaya ihtiyaç duymamak hakkındaki hüküm de böyledir. Buna göre bir kimse bu şekilde uyuduktan sonra uyanıp Allah’ı zikretmeden veya abdest almadan namaz kılsa onun için atılan düğümlerin tamamı çözülür. Çünkü namaz kılmak için abdestli olmak şart olduğu gibi, namaz zikri de kapsamına alan bir ibadettir. Bu durumda Resûlullah’ın sallallâhu aleyhi ve sellem “Namaz kıldığında düğümlerin tamamı çözülür” şeklindeki buyruğu şu anlamlara gelir:

1. Burada kasdedilen abdest alması gerekmeyen kişi ise, gerçekten de sadece namaz kılmakla şeytanın attığı düğümlerin tamamı çözülür.

2. Eğer kastedilen abdest alması gereken kişi ise, bu durumda Hz. Peygamber’in sallallâhu aleyhi vesellem söylediği şeylerin her biri yapıldıkça bir düğüm çözülür veya yapılan son ibadetle tamamı çözülmüş olur.

Bazı âlimlere göre kişinin dinç ve huzurlu bir şekilde sabaha çıkması Allah Teâlâ’nm kendisine lütfettiği ve muvaffak kıldığı itaatten, va’d ettiği mükâfatlardan ve şeytanın attığı düğümlerin çözülmesinden kaynaklanan bir sevinç halidir. Bununla birlikte bana göre gece ibadetinde bulunan kişi bunlardan hiçbirini düşünmese bile, gece namazında kişiye dinçlik ve huzur veren bir sır bir öz bulunmaktadır. Gece namazının kılınmaması ise tam tersi bir sonuç doğurur. Nitekim “Ve gerçek şu ki, gece vakti zihin daha zinde ve güçlü olur ve okuma daha da berraklaşır” âyeti de buna işaret etmektedir. Bazı âlimler bu hadisten şöyle bir sonuç çıkarmışlardır: “Bir kimse gece kalkıp bir defa olsa bile hadiste zikredilen şeyleri yapsa ve sonra tekrar uyuşa şeytan ikinci defa ona düğüm atamaz.” Fakat gece kalkıp zikrettiği, abdest aldığı ve namaz kıldığı halde gizli ve açık günahlardan uzak durmayan kimselere her defasında düğüm atıldığını söyleyen âlimler de bulunmaktadır. Bize göre böyle mutlak bir ifade kullanmak yerine işlediği günahlara pişman olan ve tevbe edenler ile günahlardan uzaklaşmak için herhangi bir çaba göstermeyen, bu konuda azimli davranmayan ve günahlarında ısrarlı olan kimseleri birbirinden ayırmak gerekir.

Kişi bu hayırlı amelleri yapmazsa uyuşuk, tembel ve huzursuz bir şekilde sabaha çıkar. İbn Abdilberr bu konuyla ilgili olarak şöyle demiştir: “Hz. Peygamber’in sallallâhu aleyhi vesellem bu yergisi gece hiç kalkmayan ve namaz kılmayanlar hakkındadır. Fakat farz namazlara veya gece ibadetine hiç bırakmadan devam edenler uykusuzluğa yenik düşüp uykuya dalacak olurlarsa, hadislerde de belirtildiği gibi, Allah Teâlâ onlara namaz kılmış gibi sevap yazar ve uykuları da onlara Allah tarafından lütfedilen bir sadaka olur.”

Notlar:
1. Şeytanın “Önünde uzun bir gece var” derken kasdettiği gece uykusudur. Fakat aynı durumun gündüz uykusu için olması da mümkündür. Zira gündüz dinlenmek için uykuya dalındığında namazın kaçırılması söz konusu olabilmektedir. Özellikle de İmam Buhârî’nin burada kılınmayan namazı, farz namazlar diye açıkladığını düşünürsek bu ihtimal de güçlenecektir.

2. İbnü’l-Arabî’nin iddiasına göre İmam Buhârî hadiste geçen “Şeytan düğüm atar” ifadesi dolayısıyla gece ibadetinin farz olduğuna işarette bulunmuştur. Fakat bu, tartışmaya açık bir görüştür. Zira İmam Buhârî daha önce zikrettiğimiz gibi teheccüd namazıyla ilgili 5. başlıkta “ farz kılmaksızın” ifadesini açık bir şekilde kullanmıştır. Ayrıca İmam Buhârî’nin burada kasdedilenin farz namazlar olduğunu söylemesi de İbnü’l-Arabî’nin görüşünü çürütmektedir. Ben bazı tabiûn âlimlerinden başka gece ibadetinin farz olduğunu söyleyen hiç kimse bilmiyorum ve bu görüşle ilgili bir nakle de muttali değilim. İbn Abdilberr şöyle demiştir: “Tâbiûn âlimlerinden bir kısmı bir koyun sağımı kadarlık bir sürede gece ibadetinin farz olduğunu söylemişlerdir. Fakat onlar bu konuda yalnız kalmışlardır. Âlimlerin çoğunluğuna göre ise gece ibadeti menduptur.”

Muhammed İbn Nasr ile başka âlimlerin naklettiğine göre Hasan-ı Basrî’ye: “Kur’ân’ın tamamını ezbere bilen, fakat gece hiç kalkmayıp sadece farz namazları kılan bir adam hakkında ne buyurursunuz?” diye sorarlar. Hasan-ı Basrî de onlara: “Allah onu kahretsin, Kur’ân’ı yastık gibi mi kullanıyor!” der. Muhatapları: “Fakat Allah Teâlâ, bize Kur’ân’dan kolayımıza geleni okumamızı emretmiyor mu?” deyince de şöyle mukabelede bulunmuştur: “Evet, fakat bunun ölçüsü elli âyettir.” İşte bazı bilginler bu rivayete dayanarak Hasan-ı Basrî’ye göre gece ibadetinin farz olduğunu söylemişlerdir.

Tirmizî’nin naklettiğine göre İshâk İbn Râhûye şöyle demiştir: “Gece ibadeti Kur’ân ehlinin boynunun borcudur.” İşte bu ifade Hasan-ı Basrî’den nakledilen rivayeti kayıtlar tahsîs eder; yani ona göre de gece ibadetinin Kur’ân ehli olanlar için olduğu sonucu çıkar. Bununla birlikte “farz” hükmü açık bir şekilde verilemez.

3. Bazıları bu hadis ile Vekâlet bölümünde Ebû Hureyre’den nakledilen “Uyurken âyetü’l-kürsî’yi okuyan kimselere şeytan yanaşamaz” hadisi arasında çelişki bulunduğunu düşünmüşlerdir. Fakat bu iki hadis arasında herhangi bir çelişki bulunmamaktadır. Zira düğüm atılması ve şeytanın yanaşması olaylarından biri psikolojik (manevî) bir durum, diğeri de fizikî (hissî) bir olay olarak yorumlanırsa herhangi bir sorun ve çelişki kalmaz.

4. Üstadımız Hafız Ebü’l-Fadl İbnü’l-Hüseyin “Şerhü’t-Tirmizî” adlı eserde şöyle demektedir: “Gece ibadetine iki rekatlık hafif bir namazla başlanmasındaki incelik ve sır, şeytanın attığı düğümleri bir an önce çözme isteğidir.” Ebü’l-Fadl’ın bu görüşünün dayanağı şeytanın attığı düğümlerin namaz kılınıp tamamlanmadan çözülemeyeceğidir.

5. Bu hadiste abdestin zikredilmesi genel bir durumu anlatmaktadır. Zira cünüp olan bir kimse için abdestin yeterli olmayacağı açıktır; böyle bir kimsenin düğümleri ancak boy abdesti ile çözülür. Suyun bulunmaması durumunda teyemmümün şeytan tarafından atılan düğümleri çözmek bakımından abdest ile boy abdestinin yerini tutup tutmayacağı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Fakat teyemmümün de aynı işlevi göreceği görüşü doğruya daha yakın görünmektedir. Bununla birlikte teyemmümün uykunun açılmasında abdest kadar etkili olmadığı da herkes tarafından bilinen bir gerçektir.

6. Gece kalkıldığı zaman okunması gereken belirli bir zikir yoktur. Bu yüzden Allah’ı zikir anlamına gelen her ifade bu işlevi görür. Allah Teâlâ’yı zikir kapsamına Kur’ân okumak, hadis ve şer‘î ilimler öğrenmek de girer.