El-Ehad

By | 16 Temmuz 2014

namaz-kildiran-seccade

El-Vahid

El-Ehad “Benzeri olmayan tek” anlamına gelen “el-Vâhid” İsm-i Şerifi Kur’an-ı Kerim’de 21 defa tekrarlanmıştır.
“el-Ehad” ismi ise ihlas suresinde bir defa geçmiştir. Dünya yaratıldığı günden beri geceyle gündüzün 365 günde saniye ve salise şaşmadan ardarda gelmeleri gülün gül vermesi, arının bal vermesi Allah’ın (CC) tek olduğunu gösterir.

“Eğer göklerde ve yerde Allah’tan(CC)  başka ilahlar olsaydı ikisinin de düzeni bozulurdu.”[1]

“Sizin ilahınız bir tektir, O Rahmân (CC) ve Rahîm’den (CC) başka ilah yoktur.”[2]

Yaratanımız bir, yaşatanımız da bir. El-Ehad  Vücudumuz üzerinde Allah’tan (CC) başka birininde etkisi olsaydı halimiz ne olurdu? Kanımızın akışı, kalbimizin atışı, bizi yönetenin bir olduğunu bize gösteriyor.

Köylerin, şehirlerin, milletlerin yönetiminde de muhtar, vali, başkan gibi bir yönetici sistemi kabul ediliyor .

Rabbimiz bir, kitabımız bir kıblemiz bir olunca birlik sağlanır. Birlikten de dirlik doğar.

Allah-ü Teala (CC) zatında birdir; O’nun (CC) yarattığı ve ayakta tutuğu bir mahluk, hiç O’na (CC) denk olabilir mi? Sıfatlarında birdir; hiçbir sıfatının benzeri başkasında yoktur. Mahlukatta, bilhassa insanlarda O’nun (CC) sıfatlarının benzeri değil, izleri ve nişaneleri vardır ki, onlardan Allah’ın (CC) yüce sıfatları sezilir ve iman edilir. İşlerinde birdir, her şeyi yaratmakta tedbir ve idarede hiçbir yardımcıya ihtiyacı yoktur. Maddi, manevi sebepler, kendiliklerinden hiçbir şeyde müessir olamazlar. İsimlerinde birdir. Esmaül-Hüsna’sından hiçbir isminde hakiki manasiyle benzeri yoktur. Hükümlerinde birdir, hakimiyet münhasıran O’nun (CC) sanıdır. Sevabı, ıkabı, helali, haramı tayin etmek ancak O’na (CC) mahsustur. Şu haramdır, şu helaldir demeye, El-Ehad  Allah’tan (CC) başka kimsenin selahiyeti yoktur. Bu sayılan hususlarda Allah’a (CC) bir denk bulunabileceğini kabul etmek şirktir. Şirk yaradılmışlar içinde herhangi birini, bu hususların herhangi birinde Allah’a (CC) benzetmek veya Allah’a (CC) ortak tutmaktır. Bunun neticesi o mahlukun da mabutluğunu kabul edip ona tapmaktır.

Allah-ü Teala (CC) Vahid sıfatiyle muttasıf bir ilahtır, İlahlıkta tektir. O’ndan (CC) başka, hak olarak hiçbir ilah yoktur. Amma insanların kendi kendilerine uydurdukları, yani ilahlık payesi verdikleri yalan ve batıl ilah çoktur. Onun için biz “La ilahe illallah  Allah’tan  (CC) başka ilah yok” dediğimiz zaman, dünya yüzünde bir takım putların birçok kimseler tarafından mabut ittihaz edildiğini inkar etmiş olmuyoruz, belki bunların hak olmadıklarını bütün dünyaya ilan ve ancak hak mabut olarak bir Allah (CC) isbat ve kabul etmiş oluyoruz.

Müşrikler puta tapar, ateşe, güneşe, insana tapar, veya herhangi bir mahluku kendi kendine ilah yapar; ilah olarak tanır ve ona tapar. Böyle yapmakla onlar da Allah-ü Teala’yı (CC) inkar etmiş olmuyorlar, yalnız O’nun (CC)  yarattığı herhangi bir mahluku mabudlukta O’na (CC) ortak tutmuş oluyorlar ve bu işi de kendi kendilerine yapmış oluyorlar. Yoksa buna ne Allah’ın (CC) emri var, ne de bir Peygamberin (AS). Allah-ü Teala insanların şirk bataklığına batmalarına razı değildir. Onun için şirkin afv olunmaz (yani tevbesiz olarak) bir suç olduğunu bildirmiştir ve bütün Peygamberler, fikirlerden bu şirk sapıklığını kaldırmak için gönderilmiştir. Bugünkü Hristiyanlar Allah’ın (CC) üç olduğuna inanırlar. Onların bu itikadı da kitabi değildir. Meşhur İznik kongresinde toplanan papazların ekseriyetle verdikleri bir karardır. (Hadiselerin sevk ve icbariyle Hıristiyanlığı kabul etmek zorunda kalan Roma Kayseri tarafından, Hıristiyanlık dininin neden ibaret olduğuna karar verilmek üzere, yurdunun dört bucağından çağırdığı büyük, küçük binlerce rahip, vaktiyle büyük ve mamur bir memleket olan İznik’te toplanmıştı. Allah’ın (CC) üçlüğü ve enacil-i erbaa (dört incil) orada ekseriyetle kararlaştırıldı ve ona göre Hıristiyanlık ilmihali yazıldı.)