Doğumun Birinci Günü Yapılacak İşler

By | 10 Eylül 2014

feraceler

 

bebek-3a- Yeni Doğan Çocuğun Fitresinin Verilmesi

Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem yeni doğmuş olsa bile çocuğun fitresinin verilmesini emretmiştir.

Abdullah İbn-i Ömer radıyallâhu anh şöyle demiştir: “Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem fıtır sadakasını müslümanlardan büyük-küçük, kadın-erkek, her bir hür ve köle üzerine bir sa’ hurma veya bir sa’ arpa olarak farz kıldı.”

Miras Hakkına Sahip Olmak

Ebu Hureyre’den radıyallâhu anh rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Doğan çocuk ağlayıp bağırırsa, (artık) vâris kılınır.

Cabir b. Abdullah ile el-Misver b. Mahreme derler ki: “Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem, ağlayıp bağırmadıkça veya aksırmadıkça çocuğun varis olamaya­cağına hükmetti.”

Açıklama:

el-Beğavî, Şerhu’s-Sünne adlı eserinde, konuyla alakalı şu açıklamayı ya­par: Ölen insanın varisi ana karnında bir çocuk ise, miras onun için bekletilir; eğer çocuk canlı doğarsa miras onun olur, ölü olarak doğması halinde ise varis bırakamaz; miras diğer ilk varislerine intikal eder. Çocuk canlı olarak doğduk­tan sonra öldüğü takdirde; aksırma, nefes gibi bir canlılık belirtisi veya canlı olduğunu gösteren bir hareket görülmüş ise ağlayıp bağırma olsun olmasın varis bırakır.”

Yeni Doğan Çocuğu Müjdelemek ve Tebrik Etmek

“Zekeriyya mihrapta namaz kılarken melekler ona şöyle seslendiler:

Allah sana, kendi katından gelen bir kelimeyi (İsa Peygamber’i) tasdik

eden, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamber olarak Yahya’yı müj­deler.”

“Sana bahşedilen (bu çocuğu) Allah, senin için mübârek kılsın. Onu bahşeden (Allah’a) şükredesin.(Çocuğun) buluğa ersin ve onun iyiliğiyle rızıklandırılasın.”

Açıklama:

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma özelliğiyle İslam toplumu, yapının kuv­vetli bir şekilde kenetlenmesi için sevinç ve keder vesileleriyle toplumun üyelerini bir araya getirmeyi hedeflemiştir.

Bu topluma katılan yeni doğan çocuğa toplumun üyeleri “hoş geldin” derler ve meleklerin peygamberlere getirdikleri şu müjdeyi dikkate alarak çocuğun ana babasını müjdelerler, tebrik ederler.

 

“Ey Zekeriyya! Biz sana adı Yahya olan bir oğul müjdeliyoruz. ”

Açıklama:

Tebrik ve müjdeleme konusunda erken davranmak, ana babanın sevincini artırır ve insanlar arasındaki bağları güçlendirir. Ana baba tebrik edilirken, Ha­şan el-Basrî’nin şu güzel tebrik cümlesi kullanılabilir:

“Sana bağışlanan çocuk hayırlı mübarek olsun, veren Allah’a şükredesin, iyiliğini göresin ve güçlülük çağına ulaşsın.

Çocuğun Sağ Kulağına Ezan Okumak ve Sol Kulağına Kamet Getirmek

Hz. Fatıma, Hasan’ı dünyaya getirdiğinde, Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- onun kulağına ezan okumuştur.

Açıklama:

Bunun sır ve hikmetleri şunlar olsa gerektir:

1)     Ezan, İslam’ın bir şiarıdır,

2)     Muhammedi bir dini bildirmek,

3)     Ezanı çocuğun kulağına özel olarak okumak gerekir,

4)     Malumdur ki, özellikle okunan ezandan şeytan kaçar.

İlk günlerinde şeytan çocuğa eziyet eder hatta hadiste geçtiğine göre, çocu­ğun ağlayıp bağırması bundan dolayıdır.

• Ebu Hureyre’den -radıyallâhu anh- rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur:

“Şeytan, her doğan çocuğu rahatsız eder. Bu sebeple de çocuk ağlayıp ba­ğırır, Meryem ve oğlu (a.s) bundan müstesnadır” sonra Ebu Hureyre, isterseniz “…Rabbim şüphesiz ben onu (Meryem’i) ve neslini, kovulmuş şeytana karşı sana ısmarlıyorum” ayetini okuyunuz, dedi.

Açıklama:

İbn Kayyim, Tuhfetü’l-Mevdûd adlı eserinde, ezanın başka sır ve hikmetlerin­den de bahseder. Sözkonusu maddelere bunları da eklemeyi uygun görüyoruz:

1-       Doğan çocuğun kulaklarına ilk çalan sesin, Allah’ın büyüklük ve yüce­liğini ihtiva eden mesaj ve sözler olması ve İslam’a girmeyi sağlayan kelime-i şehadetin duyulmasıdır. Bu durumda bir bakıma ezan, dünyaya gelen çocuğa İslam’ın şiarını telkin etmek demektir. Nitekim bu dünyadan ayrılırken de insana kelime-i tevhid telkin edilir.

2-     Çocuk anlamasa bile ezanın tesirinin kalbine ulaşması ve ondan etkilen­mesi mümkündür.

3-     Şeytanın davetinden önce ezanın çocuğu Allah’a, O’na kulluk etmeye ve İslam dinine davet etmektedir. Nitekim Allah’ın insanları yaratmış olduğu fıtrat da, şeytanın onu değiştirmesinden önce gerçekleşmiştir. Ezanın bunlardan başka hikmetleri de vardır.

Doğan çocuk oğlan veya kız olsun, Allah’ın kullarına verdiği bir nimet ve bir hediyedir.

Taberani’nin İbn Abbas’dan -radıyallâhu anh- rivayetine göre Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur:

“Kız çocuk doğduğu zaman Allah ona bereket ulaştıran bir melek gönderir ve melek şöyle der: Zayıftan çıkan bir zayıf! Kıyamete kadar onu koruyup göze­ten Allah’tır.

Oğlan çocuk doğduğunda da Allah ona gökyüzünden bir melek gönderir. Melek çocuğun alnından öper ve “Allah’ın sana selamı var” der.”

Yeni Nimetten Dolayı Allah’a Dua ve Şükretmek

Enes’den -radıyallâhu anh- rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallâhu aley­hi vesellem- şöyle buyurmuştur: “Allah bir kuluna çoluk-çocuk nimeti verir de o da: “Mâşâallah la kuvvete illa billâh” derse, onda ölümden başka bir afet görülmez.’.

Doğan Çocuğun Damağına Tatlı Bir Şey Sürmek (Tahnik)

Ebu Musa -radıyallâhu anh- anlatıyor: “Bir oğlan çocuğum dünyaya geldi. Onu alıp Peygamber’e -sallallâhu aleyhi vesellem- götürdüm. Çocuğun adını İbrahim koydu ve hurma ile tahnik yaptı. Bereket dileğinde bulunduktan sonra da çocu­ğu bana verdi.”[14]

Açıklama:

İmam Nevevî, hadislerle ilgili şu açıklamayı yapar:

Rasûlullah’m sallallâhu aleyhi vesellem çocuklara bereket niyazında bulunması, çocuklar için dua etmesi; Allah’tan hayırlı ve uzun ömür istemesi ve onları eliyle sıvazlaması demektir. Tahnik işe, hurma veya hurma gibi tatlı bir maddeyi ağ­zıyla çiğnemesi ve onu bebeğin damağına sürmesi demektir. Bu hadislerden şu hükümler çıkmaktadır:

Doğan çocuğun damağına tatlı bir madde sürmek müstehaptır.

Salâh ve fazilet sahibi zevatla teberrük, yani; onlar vasıtasıyla Allah Teâlâ’dan hayırlı ve bereketli bir ömür niyazında bulunmak güzel görülmüştür. Buna bağlı olarak, doğumunun ilk günlerinde veya daha sonra çocukları fazilet ehli insanlara teberrük için götürmek ve onların hayır dualarını almak müste- haptır.


[13] Dr. Faruk Mûsâhil, “İslâm’ın çocuk gıdasına/beslenmesine gösterdiği ihtimam” başlıklı makalesinde (bkz. Mecelletü’l-Ûmmeti’l-Katarİyye, sayı: 50), “tahnik hadisi” üzerine şunlan söyler: “Bütün ölçü ve miktarlanyla tahnik, Hz. Peygamber’in bir mucizesidir ki, insanlık bunun hedef ve hikmetini anlamak için ondört asır beklemiştir. Tıp araştırmaları şimdi, şu iki durumun olması halinde özellikle yeni doğan ve süt emen küçük çocuklann ölüm tehlikesi geçirebileceklerini ortaya koymuştur: 1. Açlık sebebiyle kandaki şeker oranının eksilmesi, 2. Soğuk hava ile karşılaşmaları halinde, çocukların vücutlarının ısı derecelerinin düşmesi.
Hem küçüklere hem de büyüklere yumuşak ve alçakgönüllü olmak ve onlara iyi davranmak menduptur; güzel görülmüştür ve sevaptır.