Dilin Afetlerinden Sakınmamak Nedir?

By | 12 Kasım 2014

Dilin Âfetleri (Lüzumu Olmayan Söz)• Ebû Musa -radıyallâhu anh- şöyle dedi: – Ey Allah’ın Resûlü! Hangi müslüman en üstündür? diye sordum.

“Dilinden ve elinden müslümanların emniyette olduğu kimse” cevabını verdi.

Açıklama:

Güzel ahlâklı ve faziletli müslümanı Peygamber Efendimiz, diliyle ve eliyle öteki müslümanlara zarar vermeyen kişi diye tarif etmiştir. Bu, işin başlangıç noktasını göstermektir. Müslüman elbette başkalarına faydalı olmaya çalışacaktır. Ama her zaman herkesin faydalı olma, iyilik yapma imkânı olmayabilir. İyiliğin yapılamadığı yerde kötülük yapmamak, zarar vermemek, müslümanları kendisinden kuşkulandırmamak, zararsız bir kimse olmak da bir fazilettir. Aslında hadisimiz, zaman zaman iyilik ve hayr işlese bile, dilinden ve elinden yani diliyle ya da eliyle vereceği zarardan müslümanların emin olamadıkları kimse, olgun ve faziletli bir müslüman olamaz anlamını ifade etmektedir.

Diğer müslümanlara güven veren emin kişi olmak, olgun müslüman olmak demektir. Bunun yolu, dili ve eliyle onlara zarar vermemektir. Hadisimizde önce dilin zikredilmiş olması dikkat çekicidir. Çünkü el ile zarar vermek her zaman ve herkes için kolay olmayabilir. Fakat dil ile sözlü olarak öteki müslümanlara zarar vermek hem daha kolay hem de daha yaygındır. Bu sebeple öncelikle dil ile zarar vermemek üzerinde durulmuştur. Atalanmız da “dil yarasının onulmazlığı”nı bildirirken bu önceliğe dikkat çekmişlerdir. Nitekim Peygamber Efendimiz bir başka hadislerinde, “Dilini tutan kurtuldu” buyurmuştur.

Hadisimizin faziletli müslüman tarifi, aslında İçtimaî ve İktisadî (sosyoekonomik) durumu ne olursa olsun, her müslümanın iyi olabilmesi için, dilinden ve elinden müslümanları emin kılmak gibi her zaman geçerli bir yolun bulunduğunu ortaya koymaktadır.

• Sehl İbni Sa’d -radıyallâhu anh-‘dan rivayet edildiğine göre Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurdu:

“Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iki budu arasındaki (üreme) organını koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.”

Açıklama:

Nevevî merhumun, Müslim’in rivayet etmiş olduğuna işaret etmesine rağmen Müslim’in Sahih’inde geçmeyen bu hadis, dili korumanın âhirete bakan tarafını gözlerimiz önüne sermektedir.

İnsan hayatını büyük ölçüde etkileyen iki organ demek olan ağız ve tenâsül uzvunun, kendilerine has meşrû sınırlar içinde tutulmaları son derece önemlidir. Efendimiz bu önemi bu hadîs-i şeriflerinde pek çarpıcı bir üslûp ile belirtmişlerdir. Bu iki organı haramlardan koruyacağına söz verebilen herkesin cennete gireceğini, “Ben de ona cennet sözü veririm” beyanıyla, bir peygamber va’di ve sözü olarak bildirmiştir. Bu demektir ki, mü’minleri, cennetten mahrum bırakan uzuvların başında bu iki organ gelmektedir. Durum bu olunca her iki organa da sahip çıkmanın gereği ve önemi kendiliğinden belirmektedir. Eskilerin isabetle işaret ettiği gibi, “eline, diline, beline sahip olmak” hem dünyada hem de âhirette rahat etmek demektir.

Sevgili Peygamberimiz’in cenneti garanti edeceğini açıkça bildirmesi, bu iki organı korumanın imkânsız değil ama bir hayli zor olduğunu da imâ etmektedir. Cenneti veya cennette derecesinin yükselmesini isteyen herkesin bu zor işi başarmaya gayret etmesi gerekmektedir.