Dervişlerin Aile Ve Çocuklarına Karşı Adabı Nasıldır?

By | 23 Mart 2015

dervislerin-aile-ve-cocuklarina-karsi-adabi-nasildir     İlk kural, güzel ahlâklı olmak ve elinden geldiğince örf ölçüsünde ihtiyaçlarını karşılamaktır.Halihazırda bir günlük yiyeceği varsa ve o miktarda yiyeceğe gereksinim duyuyorsa onu ertesi güne bekletmemelidir. İhtiyaç karşılandıktan sonra geriye bir miktar artarsa onu kendisi için değil, ama ailesi için saklamalıdır. Bu durumda sadece onlarla birlikte yer ve sanki onların vekili ve hizmetçisi ya da bir efendinin kölesi gibi olur.

Ailesine hizmet edip onlar için çalışırken ve ihtiyaçlarını karşılarken Allâh’ın buyruğunu yerine getirmeyi ve ona itaat etmeyi amaçlar. Kendi kendine hizmet etmeyi ise kafasından silip atar ve ailesini kendisine tercih eder. Yemek yediğinde onlar istediği için yer ve onları kendi isteğine uymaya zorlamaz.

Yaz mevsiminde iken kış mevsimine ait bir yiyecek temin ederse ve onun parasına ihtiyaç duyarsa onu satıp yazınki ihtiyacını karşılar. Bir gün kendisine ve ailesine yetecek kadar gelir temin ettikten sonra ailesinin diğer günlerdeki maişetini temin için bir miktar daha çalışacak vakit kalsa çalışmakla meşgul olmaz ve günlük ihtiyacını karşılamakla yetinir. Çünkü yeterli miktarı elde edince onunla yetinmek farzdır. Yarının maişetini ise yanna bırakır. Kendisinin tevekkül edebilecek ve zorluklara, azlığa ve açlığa katlanabilecek gücü olsa ama ailesinin buna gücü yetmese onlan da kendisi gibi tevekkül etmeye teşvik etmesi doğru olmaz. Aksine onlar için çalışıp maişet temin eder. Ailesinde Allah’a itaat, sîret ve ibadet güzelliği görse dahi dayanamayacaklarsa tevekkül ve sabn tercih etmez.

Helâl kazanç peşinde olmalı ve ailesine helâl yedirmelidir ki ibadet ve dini bütünlük bakımından ailesine olumlu etkisi olsun. Onlara haram yedirmemelidir. Çünkü haram isyan ve günaha sebep olur.
Düzgün iş yapmak ve özü sözü bir olmak için gayret göstermelidir ki Allâh, sabır ve Allâh’a ve kendisine itaat konusunda ailesini ıslah etsin ve kendi düzgünlüğünün bereketi ailesine yansısın. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:

“Her kim kendisiyle Allâh arasını düzeltirse Allâh da onunla insanların arasını düzeltir. ”

Ailesi de insanlardan olduğuna göre onlar da bu hadisin kapsamına girerler.Bir misafiri geldiğinde imkânı varsa misafire yedirdiğinden ev halkına da yedirir ve yemeği herkese yetecek ve bir miktar da artacak şekilde bolca yaptınr. Fakir olduğu için darlık çekiyorsa ve ailesinin de misafiri kendilerine tercih edeceklerini ve rıza göstereceklerini biliyorsa o zaman misafirleri tercih edebilir. Misafirden yemek artarsa geriye kalanı bereket umarak ev halkı yer. Allâh, onlar için yemekten bir miktannı artıracak ve onların rızkını verecektir. Zira hadiste buyrulduğu üzere, “Misafir, rızkıyla gelir ve ev halkının nasibini bırakarak gider. ”

Aile sahibi bir derviş, bir ziyafete davet edildiğinde evde ailesinin yiyebileceği bir şey yoksa tek başına ziyafete gidip onları perişan etmesi ve
kentdi arzusunu onlann ihtiyacına tercih etmesi mertliğe sığmaz. Kişinin bir davete giderek ailesini sefil bir halde bırakması ne şeriata uyar, ne de tarikata. Bundan dolayı bu davete gitmemeli ve ailesiyle birlikte kalmalıdır. Ancak davet veren kişi mert biri olup misafirinin ailesi olduğunu da oiliyorsa davete sadece onu davet etmesi uygun düşmez. Bunun yerine ailesine ihtiyaçlan oranında yemek göndermek ve bunu da misafirine bildirmek süreriyle onun kafasını rahatlatmalıdır.