Çeyiz Nedir ?

By | 1 Ağustos 2019

Günümüzde çeyiz mevzuu oldukça abartılmakta, evlilik yolunun ortasına aşılması neredeyse imkansız bir engel ola­rak dikilmekte yahut çeyizdeki ifrat düşünceler yüzünden o iki gencin uzun zaman hayatı zindan olmaktadır.

Bugün “çeyiz” diye dayatılan pek çok eşya “gayr-i zarûrî” cinstendir. Vitrin, gümüşlük, pahalı koltuk takımı, nâdir kullanılacak züccaciye, porselen, vs. Nice genç, daha “illâ alınacak” diye dayatılan listeyi görünce evlenmekten vazgeçmektedir. Hele pek çok gencin ekonomik durumu o ihtiyaçları karşıla­maya kâfi gelmemekte, bazıları da çar nâ çar ağır borcun ve kabarık taksitlerin altına girmekte, bu yüzden evliliği esna­sında uykuları kaçmaktadır. Halbuki, gerek kız tarafı olsun, gerek erkek tarafı olsun, hiç zorlanmayacakları ve sıkıntıya girmeyecekleri zarurî eşyalar hususunda mutabık kalmalı, diğer eşyaların alimim zamana bırakmalıdırlar.

Kız tarafının durumu müsait ise, ev eşyası nev’inden çe­yiz olarak addedilen şeyleri alıp bir kenara koymaları uygun olur; ama unutulmamalıdır ki, isterse kamyon kamyon çeyiz eşyası olsun, mutluluğu temin edecek ne o kumaş parçaları, ne o çini çanak takımları, ne mobilya denilen tahta parçala­rıdır. Mutluluğu sağlayacak olan, kalplerdeki sevgi, muhab­bet, ülfet, âhenk ve karşılıklı anlayıştır. Taraflar birbirini se­vip kaynaştılar mı, artık eşya mühim değildir.

İlk baştan evini “dört dörtlük düzmek” düşüncesi yan­lıştır. Bu düşünceyle evliliği geciktirmek ve nişan devresini uzatmak yanlıştır. Meselâ, çok pahalı koltuk takımını almak yerine, daha kullanışlı olan ve misafir geldiğinde yatak ola­rak da kullanılabilmen birkaç divan (kanepe) alınabilir. Te­levizyon ve belki üç beş senede bir lazım olacak yemek ta­kımları olmayabilir.

Müslüman ailelere örnek olması için, iki çeyiz listesi takdim edeceğiz. Evvelâ Hz. Aişe (r.anha) validemizin çeyiz listesine bakalım:

İçi hurma lifi ile doldurulmuş deriden bir minder, bir adet sedir, bir adet hasır, bir adet yatak, yünden bir perde, un ve hurma koymak için bir adet çanak, bir adet maşraba, bir gömlek, bir kilim, bir deve, bir su kabı, su tası…

Hz. Fatıma validemizin (r.anha) çeyizi ise, bir deve yükünden ibaretti: Üzerinde namaz kılınacak bir seccade, üç adet üzerine oturulacak minder, içi hurma kabuğu lifleriyle doldurulmuş yastık, buğday öğütecek el değirmeni ile su tulumu, su testisi, su bardağı, değirmende öğütülmüş buğdayın kepeğini ayırmaya yarayacak bir elek, elle örülmüş bir battaniye, havlu, üzeri yünlü deri, sedir (divan), Yemen kumaşından elbiselik, kadife yorgan, yere serilecek bir sofra…

Peygamber Efendimiz (a.s.m.), çeyiz indirilirken, Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın bu eşyaları çok göreceklerini, fazla bulacaklarını düşünerek şöyle duâ etmiştir: “Yâ Rab! Senin sevmediğin israftan çekinen insanlara, bu eşyayı hayırlı eyle!”

Hz. Ali ile Hz. Fatıma bu kadarcık eşyayı bile hiç nazara almamış, ellerine geçen malları ve yiyecekleri fakir fukaraya dağıtmış, ömür boyu mutlu vaziyette yaşamışlardır.

Bu örnekleri hatırlayarak, çeyiz hususunda aşırı titiz davranılmamak, hele gelinleri “çeyizi yok” veya “çeyizi az” diye horlamamalıdır. Bu çok yanlış bir davranıştır. Gelinin çeyiz getirme mecburiyeti yoktur. Evin bütün ihtiyaçlarını temin etme, kocanın vazifesidir.