Abdullah B. Abbas’ın doğduğu zaman, yaşlı ve çocukların açlık, susuzluk ve sıkıntıdan inleyip feryat ettiği bir anda dünyaya gelmişti. Abdullah B. Abbas’ın doğduğu zamanlar ablukada yaşananlar karanlığın en koyu anıydı. Müslümanlara yapılan zulmün dayanılmaz boyutlara ulaştığını gören Hz. Hatice ve Hz. Abbas, dışarıdaki dostları ve akrabaları vasıtası ile ablukayı kaldırmak, en azından gevşetmek için harekete geçtiler.
Hz. Abbas ablukayı delmek için bulundukları mahalleden çıkar, yiyecek almak için pazara giderdi. Onu gören Ebu Cehil, yakalamak ya da alışveriş yapmasını engellemek için hemen peşine düşer, ancak Allah ona fırsat vermezdi.
Hz. Hatice ise Zem’a b. Esved’e haber göndererek,
– Ebu Cehil istediğimiz yiyecekleri satın almamızı engelliyor, onunla konuşarak bundan vazgeçmesini sağla! der. Yeğeni Hakim b. Hizam onun teşviki ile bütün tehlikelere rağmen, bir devenin sırtına un koyar sonra gece olunca deveyi ablukada bulunan Müslümanlara doğru serbest bırakırdı. Bu yardımlar Müslümanları biraz olsun rahatlatırdı.
Abdullah B. Abbas’ın doğduğu zamanda işte bu kadar zorluk çeken müslümanların gayreti, henüz insanlığını kaybetmemiş bazı müşriklerin duyarlılığı ve Allah’ın yardımı ile üç yıl süren abluka kalktı. Fakat müşriklerin baskısı artarak devam etti. Ebu Tâlib ve Hz. Hatice’nin vefatından sonra onların boşluğunu Hz. Abbas doldurmaya çalıştı. Allah Resûlü’nden (a.s.m.) bir an olsun ayrılmayan Hz. Abbas, Akabe Biatları gibi önemli işlerinde hep yanında oldu.