Sara, Hacer’i Kıskanıyor

By | 23 Şubat 2015

sara-haceri-kiskaniyor  Ama kutlu ve mutlu olmayan bir kadın vardı. O da Sârâ idi.
Sârâ, İsmail büyüdükçe kısırlığının ateşi başına vuruyordu.
Hani İsmail’i sevecekti?
Hani İsmail’e bakacaktı?
Onlar, boş sözler, boş avutmalar imiş meğer!
Şimdi Sârâ, Hâcer’e karşı küskün bir yüz takınmıştı.
Genç annenin en küçük hareketlerine kızıyordu. Ona hakaret ediyordu. Bir gün de:
— Al çocuğunu, çık evimden! dedi. Onu kovdu. Hâcer, başka bir eve taşındı. Sonra tekrar oldu. Bu kovmalar üç kere tekrar etti. Üçüncü defasında Hâcer’i eve alınca:
— Ey İsmail’in anası, bak bana! dedi. Eğer bana yan bakar, oğlum oldu diye gururlanır, benim kısırlığımı yüzüme vurur gibi davranırsan yemin ediyorum ki, senin etlerini didik didik ederim…
Hacer:
— Ne yaparsın ya Sârâ.
— Vücudundan etler koparırım. Buna Rabbimizin önünde işte and içiyorum. .
Sârâ, Hâcer’i bu suretle tahkir ederek ferahlamıştı. Onu korkutmuştu. Yemin de etmişti. Çadırına dönünce kendisini bir düşünce aldı.
Saçlarındaki gümüş tarağı yere fırlattı kızgınlığından..
Boynundaki mercan gerdanlığı çekip yerlere attı… Saçlarını çekip çekip koparıyordu:
— Neresini keseyim bu kadının? diye hırçınlaştı. Neresini keseyim? Hangi etinden et alayım?
Sonra:
— Burnunu mu keseyim acaba? dedi. Burnunu kesersem çirkinleşir .Kocam kızar.
— Kulağını mı keseyim? O zaman herkes bana zâlim der. Benim zulmüm daima gözlerle görülür, dillere destan olur.
Çadırında asabi asabi dolaşmaya başladı:
— Hayır, hayır! Onun ne burnunu, ne de kulaklarını, ne görünen bir yerini kesmeliyim? dedi.
Sonra bir kahkaha attı:
— Buldum, onun kesilecek yerini! dedi. Buldum. Buldum işte?.. Onun avret yerini kesmeliyim ben! Avret yerini…
Hâcer’i odasına çağırdı.
— Yat şu sedire! dedi.
Hâcer sedire yattı. Sârâ, kalbinde hiç bir merhamet duymadan:
— Çek gömleğini yukarı! dedi.
Hâcer, eteğini yukarı çekti.
— Kapa gözlerini!.. Hâcer gözlerini kapadı.
Sârâ, eline bir bıçak alarak emzikli kadının avret yerinden bir et parçasını kesti. Genç kadın:
— Ayy! diyerek duyduğu acıdan bir feryad kopardı. Hızla sedirden kalktı. Şimdi yerlere kanlar damlamaya başlamıştı. Çadırına koştu. Yapılanı kimse görmemesi ve kanın izini saklamak için gömleğine bir etek geçirdi. Baldırlarına sızan ve sızacak olan kanları obada kimseye göstermemeye çalıştı.
O günden sonra Arap kadınlarında görülen avret yerlerinden et aldırma, sünnet etme ve uzun etek kullanma geleneği Hâcer anayı bir anma âdetinden ileri gelmiştir.
Hâcer, Sârâ’nın çadırından çıkarken şöyle haykırmıştı:
— Artık, benimle bir yerde, bir obada birlikte yaşamayacaksın!..