Rüyâ ilmi başlı başına bir ilim dalıdır. Görülen rüyâları gerektiği gibi doğru bir şekilde yorumlamak, başlı başına bir bilgiye, bir anlayışa (zekâya) dayanmaktır. Gelişi güzel rastgele rüyâ yorumlanmaz, yorumlanamaz. Hele hele yalan dolan katarak rüyâ yorumlamak, günahtır. Âhirette azabı gerektiren bir durumdur. Hadis-i şeriflerde bu bilgileri ilerleyen sayfalarımızda göreceğiz. Rüyâ yorumlama işini seven ve isteyen veya bu yolda merakı olan kimselerin, bu işin kurallarını, gerekli şartlarını öğrenmeleri ve konuda emek harcamaları, göznûru dökmeleri gerekmektedir.
Ey Dost! Rüyâ denilen muamma, insanoğlunun var oluşuyla başlamıştır. İnsanın yaratılmasıyla başlamış olan rüyâ ilmi, bütün peygamberlerin kabul ettiği ve önem verdiği bir ilim olarak devam ede gelmiştir. Peygamberler rüyâ ilmine değer vererek onunla amel etmişlerdir. Hz. Peygambere vahiy, rüyâ ile başlamıştır. Bu husustaki örnekleri yeri geldikçe okuyacağız.
Rüyâ denilen hadise (olay) çok önemli bir hadisedir. İnsanoğlunu devamlı meşgul etmiştir. Dünyanın var oluşundan bu yana insanoğlu, rüyâ denilen olayları göre gelmiş ve görmeye devam edecektir.
Rüyâ’nm bu denli öneminden olacak ki, Batı ve Doğu’da pek çok ilim erbabı, rüyâ ile ilgilenmiş ve bu konuda insanların ilgisini çeken eserler (kitablar) yazmışlardır.
Modern ilmin dahi, rüyâ denilen bu muammayı çözebilmek için kolları sıvadığını görüyoruz. Bununla bereber bu ciddi ve hummalı çalışmalara rağmen, henüz rüyânın muammalığı ve esrarı çözülebilmiş değildir.