Kur’ân’ın Allah Kelâmı Olduğuna Dair 6. Delil

By | 13 Nisan 2015

kuranin-allah-kelami-olduguna-dair-6-delil6. Kur’ân’ın nâzil olduğu devrede şiir fevkalâde gelişmişti, insanlar sohbetlerinde ve kavgalarında birbirlerine âdeta hep şiirle karşılık verir, her yıl şiir müsabakaları düzenlenir ve kazanan şiirler altınla yazılıp Kâbe duvarına asılırdı. Birer millî kahraman sayılan şairlerin sözleriyle kabileler harbe girer veya sulh yaparlardı. Ve Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) aralarında büyümüş olmasına rağmen, herkesin bildiği bir vakıa olarak, ne şiirle, ne secî ile ne de nesirle uğraşmıştı. Sonra Kur’ân’ın sırlı ve i’cazlı ifadeleri ne O’nun ne de başkasının ifadelerine benziyordu; ne şiirin ne secînin ne de nesrin sahasına giriyordu, ama kendisine has orijinalliği ile herkesi büyülüyordu. Bu yüzden insanları ondan uzaklaştırmak isteyen müşriklerin ileri gelenleri, “Şiir desek şiir değil, secî desek secî değil, ‘kâhin sözü’ desek o da değil, cinnet eserine zaten benzemiyor; en iyisi ‘sihirdir, kulaklarınızı tıkayın, yoksa çarpılırsınız.’ diyelim.” şeklinde kendilerince karşı koymaya çalışıyorlardı.
Onun çağlara ışık tutan mesajlarına karşı, bugünün inkarcıları da, eskilerden tevarüs ettikleri muaraza ruhunun yanında, onca demagoji, diyalektik ve karşı çıkma taktiklerine rağmen acz ve öfke içinde yutkunup durmaktan başka bir şeye muvaffak olamamışlardır. Zaman değişip durmuş, asırlar başkalaşmış, telâkkiler farklılaşmış, mücadele hissi daha bir hararetlenmiş ama, Kur’ân, bunca muarız ve muaraza yolları karşısında hâlâ o müessir hâliyle baş döndürmektedir.