Çocuklarda Korkunun Sebepleri Nelerdir ?
Bebekler, 40 günlük olana kadar görünmeyen varlıkları ve insanların gerçek vasıflarını görebilirler. 2 yaşa kadar dünyaya geliş sebebi dahil, tüm sebepleri bilirler. Onun için yaptıkları herşeyin bir anlamı vardır. Görünmeyen varlıkları normal doğan çocuklar 7 yaşına kadar, sezaryenle doğanlar ömür boyu görebilir ve korkabilirler. Anne babalar korkan çocukları yalnız bırakmamalıdır. Çocuklara, “La ilahe illallah” ve “la havle ve la kuvvete illa billah” demeyi öğretmek, Kur an-ı Kerim okumak ve mümkün olduğu kadar erken sure ve dua ezberletmek gerekir.
“Hamilelik” bölümünde anlatıldığı gibi, önce “embriyo” sonra “cenin hücreleri, sonra da beyin hücreleri çevreden yansıyan sesleri ve konuşmaları, titizlikle hafızaya kaydeder. Anne ve bebek huzurlu olursa, bu kayıtlar hücre veya beyin tarafından sadece bilgi olarak kullanılır. Fakat baygın, hasta, yaralı, ateşli, korku ve acı içindeyken, kaydedilen her kelime, duyulan her ses dalgası bebeğin beyninde bilgisayar virüsü gibi çalışan bir program oluşturur. Mesela, hamile bir kadına şiddetli bit şekilde sus dense, “sus” kelimesinin meydana getirdiği ses dalgaları anneyle birlikte korkan bebeğin beynine yerleşir. Anne karnındayken veya doğduktan sonra, o kelimeyi her duyuşunda, bu program güçlenir. Çocuk konuşma çağına gelince kekelemeye başlar veya uzun zaman konuşamaz. Çocuğu, biı müddet anne-babadan uzaklaştırarak, başka bir ortam sağlamakla, programı oluşturan kelimeler bir süre duyulmayacağı için program zayıflar, kekemelik ortadan kalkar. Bu şekilde oluşan programların sayısı, tamamen hamilenin bulunduğu ortama bağlıdır ve bebeğin beyninde bunlardan yüzleresi bulunabilir. Bu sebeple İslam’da, kadın ve çocuklarla yüksek sesle konuşmak, şiddetli emirler vermek, korkutmak ve dövmek yasaklanmıştır. Müslüman, kime olursa olsun, bir isteğini bildirirken “İster misin, bakar mısın, yapar mısın, susar mısın” gibi ifadeler kullanmalıdır.
Sezaryen, genel anestezi, herhangi bir kaza veya hastalık esnasında da çocuğun beyninde o sırada çevrede konuşulan her kelimeden bir program oluşur. Bu programlar daha sonra beynin çalışmasını engeller. Mesela, doğum esnasında, doktor hemşireye “sen bunu yapamazsın” dese, çocuğun beyninde sürekli aktif olan “sen bunu yapamazsın” programı oluşur ve çocuk hiçbir iş yapamaz hale gelir. Veya doktor acele et dese, çocuk hep acele eder. Ya da anne hamilelikte veya anestezinin etkisinden uyanırken “midem bulanıyor”dese, çocuğun hep midesi bulanır…
Televizyon yanında uyuyan çocuğun beyni de aynı tehlike altındadır. Çocuklarda görülen garip davranışlar beyinlerine yerleşen bu tür programlarla bağlantılıdır. Yalnızca, suni sancısız normal doğumla dünyaya gelen, televizyon seyretmeyen, bilgisayar oyunu oynamayan, katkılı ürün tüketmeyen, anne sütüyle ve doğal beslenen, aşı olmayan, sağlıklı, güçlü çocukların normal ölçülerde yaramaz olması doğaldır.
Daha önce müslüman aileler, çocuklarını terbiye için başka bir müslüman aileye gönderirdi. Böylece çocuklar Kurân-ı Kerim ezberlemeyle meşgul olur, anne-babadan ve ortamdan aldıkları zararlardan temizlenirdi.
Uygulanacak program için “Hiperaktivite” bölümüne bakınız.