Zorlu Süreç: “Tuvalet Eğitimi”

By | 20 Şubat 2015

Zorlu Süreç: "Tuvalet Eğitimi"Zorlu Süreç: “Tuvalet Eğitimi”

Bir annenin çocuk yetiştirirken yasadığı en sıkıntılı süreçlerden biri; çocuğun tuvalet alışkanlığı kazanmaya çalıştığı dönemdir.
Annenin çocuğuyla giriştiği bu yoğun mücadele döneminin faydalarına değinmeden önce, “Tuvalet eğitimi nedir?” sorusuna cevap vermek gerekir.
Çocuklar için altını ıslatmak oldukça keyif verici bir eylemdir. Çocuk tuvaletini yaparken haz alır. Dikkat etmişsinizdir, birçoğu altını ıslatacağı zaman duraksar, ebeveynin karşısına geçer, gözlerine masumca bakarak tuvaletini usulca yapar. Yüzündeki memnuniyetten de anlaşıldığı gibi çocuk tuvaletini yaparken haz alır, sakinleşir ve mutlu olur. Çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırmak ise onu bu olumlu duyguları yaşamaktan vazgeçirmektir.
Çocuğun haz ve mutluluk kaynağından vazgeçebilmesi için geçerli bir sebebi olmalıdır. Ancak tuvalet eğitiminin verildiği dönemde (2 ya da 2,5 yas) çocuk sizi sözel olarak anlayamaz, ikna edilemez.
Tuvaletini tutması için zorlanan çocuklar agresiftir. Çünkü tuvalet yaparken alman hazdan vazgeçmek öyle kolay kabullenilecek bir şey değildir.
Siz her ne kadar, “Aman oğlum etraf kirleniyor.”, “Kızım tuvaletin geldiğinde sakın ortalığa yapma.” diye ikazda bulunsanız da bu sözler çocuklara çoğu zaman anlamsız gelir; hatta onları fazlasıyla sinirlendirir. Dikkat edin, tuvaletini tutması konusunda zorlanan çocuklar agresiftir. Çünkü tuvalet yaparken alınan hazdan vazgeçmek öyle kolay kabullenilecek bir şey değildir.
Daha sonra ayrıntısıyla değinecek olsak da bu noktada önemli bir bilgiyi vermekte fayda var; Çocuk altına tuvalet yapmanın zararını ve sıkıntısını kendisi yaşamadıkça öğrenemez. Siz onu ne kadar ikna etmeye çalışırsanız çalısın başarılı olamazsınız. Aksine; çocuğun negatif duygularla dolmasına sebep olursunuz.
“Çocuk bu zararı nasıl hisseder?” sorusunun cevabı ise insan tabiatında gizlidir. Hiçbir insan, vücudundaki ıslaklıktan memnuniyet duymaz. Bundan dolayı çocuklar da altını ıslattıktan ya da bezleri dolduktan bir süre sonra ağlamaya baslar. Ancak tuvaletini yaptığında bez ıslaklığı dışa vermiyorsa altını ıslattığını fark etmez çocuk. Başka bir deyişle, siz çocuğunuza tuvalet alışkanlığı kazandırırken; çocuk hâlâ altını ıslatmaktan haz alıyor, altının ıslaklığını, bağladığınız kaliteli bezlerle ona fark ettiremiyorsanız, tuvalet alışkanlığı kazandırmanız oldukça zor olacaktır.
Dolayısıyla tuvalet eğitimi önce büyük tuvalet alışkanlığının kazandırılmasıyla başlamalıdır. Çünkü çocuk, büyük tuvaletini yaptığında onun verdiği rahatsızlığı anında hisseder. Altına bağladığınız bez ne kadar kaliteli olursa olsun dışkıyı içine çekmez. Çocuğun o esnada yaşadığı rahatsızlık ise tuvalet eğitiminin ilk basamağını başarıyla tamamlamasına sebep olur.
Genelde tuvalet eğitimi sürecinde yasanan problemler küçük tuvalet alışkanlığının kazandırıldığı döneme denk gelir. Günümüz çocuklarının küçük tuvalet alışkanlığı edinememesinin en önemli nedenlerinden biri altlarına bağlanan kaliteli bezlerdir. Zira çocuk altını ıslattığını hissetmez, bundan rahatsızlık duymazsa yukarıda bahsettiğimiz o keyif veren hazdan neden vazgeçsin ki?
Dolayısıyla çocuğuna tuvalet alışkanlığı kazandırmaya çalışan bir anne bu süreçte kaliteli, emiş gücü yüksek değil; aksine kalitesiz ve çocuğa ıslaklığını hissettirecek, kalınlığıyla ona rahatsızlık verecek bezler kullanmaya özen göstermelidir.
Bütün bunları izah ettikten sonra tuvalet alışkanlığı esnasında anneyle çocuk arasındaki oldukça önemli bir kazanıma da değinmekte fayda var…

Tuvalet eğitimi, anneyle çocuğu yakınlaştırır

Çocukların doğdukları andan itibaren dünyaya alışma sürecinde yasadıkları her olayın bir sebebi vardır. Bebeklerin gece ağlamaları, çabucak hastalanmaları, altlarını sıklıkla ıslatmaları, kalabalık ortamlarda tedirginlik yaşamaları, uykuya dalamamaları, karın ağrıları… Bunlara benzer birçok olay anneye ızdırap veriyor gibi görünür çoğu zaman. Oysa tüm bu yaşananlar annenin çocuğuna delice sahip çıkmasının psikolojik zeminini oluşturur.
Çocuğunun tuvalet alışkanlığı ve benzer sıkıntılı dönemlerini atlatmak için evine yatılı bakıcı tutmuş bir anne, “İçimde garip bir sızı var, çocuğumun en zor günlerinde yanında değildim ve tuhaf bir pişmanlık içimi yakıyor.” demişti.
Her anne çocuğunun sıkıntılı anını paylaşmak ister. Bu yüzden anneler çocuklarıyla girdikleri bu meşakkatli dönemi hem kendileri hem de çocukları adına kazanç gibi görmelidir ve “bu süreci en dengeli şekilde nasıl götürebilirim?”in hesabını yapmalıdır.
Eğer anneyle çocuk arasındaki bu çile alışverişinin amacı bilinmezse belki altı ay, belki de bir yıl sürecek tuvalet eğitimi süreci, anne için oldukça yıpratıcı olabilir.
Sıra geldi, “Çocuğa zarar vermeden tuvalet eğitimi nasıl verilir?” kısmına. Bu süreçte şunları bilmekte fayda var:
Tuvalet eğitimi, çocuğun mesane yollarının çocuk tarafından kontrol edilebildiği dönemde başlamalıdır. Bu süreç her çocukta farklılık gösterse de ortalama 2-3 yaslarına denk gelir.
Çocuk her ne kadar iki yasından itibaren mesane yollarını kendi iradesiyle kontrol altında tutabilme becerisine sahip olsa da bu kazanımı nasıl kullanacağını öğrenmesi gerekir. Bu itibarla bakıldığında; iki yasına gelen çocuk psikolojik açıdan hazır değilse tuvalet eğitiminin kazandırılması da oldukça zor olur.

Tuvalet alışkanlığı çok defa psikolojiktir

Tuvalet alışkanlığını kazanmak her ne kadar fizyolojik bir olay gibi görünse de çoğunlukla psikolojiktir. Çocuk psikolojik açıdan ne kadar rahat ve huzurlu ise bu süreç o kadar çabuk atlatılır. Tuvalet eğitimi esnasında çocuk ne kadar baskı altında tutulur, utandırılır, mahcup edilir ve bunaltılırsa bu süreç o kadar uzar.

Pratikte neler yapılabilir?

1. Tuvalet eğitimine önce büyük tuvaletten başlanmalıdır. Ardından gündüz küçük tuvalet ve son olarak da gece alışkanlığı kazandırılmalıdır.
2. Tuvalet eğitimine başlandığı andan itibaren çocuğun ıslaklığı hissetmesini engelleyecek kaliteli bezler kullanılmamalıdır.
3. Tuvalet alışkanlığı kazandırılmış çocuğa tutarlı davranılmalıdır. Bazen bez bağlayıp bazen bağlanmayan çocukların tuvalet eğitim süreci oldukça uzar.
4. Çocuk gündüz altını ıslattığında (hava soğuk değilse ve sosyal ortam müsaitse) birkaç dakika ıslak altla bırakılmalıdır. Bu süre çok uzatılmadan temiz bir iç çamaşırla çocuğun üstü değiştirilmelidir.
5. Çocuğun altı değiştirilirken psikolojik, duygusal, fiziksel şiddet uygulanmamalıdır. Çocuk ilk defa karşılaştığı bu ıslaklık ve utanma hissini kendi iç dünyasındaki dinamiklerle dengeleyip çözmeye çalışmalıdır. Yalnız “Offf bıktım yal”, “Yine mi altına yaptın?” gibi cümlelerin, çocuğun oluşturmaya çalıştığı bu iç dinamikleri altüst ettiği akıldan çıkarılmamalıdır.
6. 2 yasını geçmiş hiçbir çocuk altı ıslak olarak dolaşmaktan hoşlanmaz. Sizin ayrıca bir sey söylemenize gerek yoktur. Söyleyeceğiniz her ezici söz, süreci uzatacağı gibi çocuğunuzda farklı davranış bozukluklarının görülmesine de yol açabilir. O yüzden anne-babalar oldukça dikkatli olmalıdır.
7. Gece kazandırılacak tuvalet alışkanlığında çocuk gündüz bol su ve sıvı içecekler tüketmeli. Ancak yatmadan en az bir saat önce artık vücuduna sıvı almamalıdır. Susamaya neden olacak yağlı, tuzlu ve tatlı yiyecekler çocuğa yedirilmemelidir.
8. Gece kazandırılacak tuvalet alışkanlığında, çocuğun altını ıslattığı saatler bir çizelgeyle tespit edilmeli ve çocuk o saatlere denk gelecek şekilde tuvalete götürülmelidir.
9. Gocuk gece kaldırıldığında tuvalet ihtiyacını giderirken uykulu olmamalıdır. Önce uykusu ve bilinci
açık hale getirilmeli, daha sonra ihtiyacını gidermesi istenmelidir.
10. Çocuğuna tuvalet alışkanlığı kazandırmaya çalışan bir anne, bol bol yedek çarşaf, nevresim, yedek iç-dış çamaşır bulundurmalıdır. Bu konuda sıkıntı yaşanmak anneyi agresifleştirir. Çocuk da bu durumdan olumsuz etkilenir.
11. Çocuk gece altını ıslatmış ise asla örselenerek veya hırpalanarak yatağından kaldırılmamalıdır. Bu tarz davranışlar çocuğun akıl sağlığı açısından oldukça tehlikelidir.
12. Uykusu ağır çocuklara gece tuvalet alışkanlığı kazandırılması zor olabilir. Böyle durumlarda daha fazla gayret gösterilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
13. Erkek çocuklar sünnet ettirildikten sonra daha kolay tuvalet alışkanlığı kazanır.
14. Uzun süreli uğraşlar neticesinde kazandırılamayan (özellikle) gündüz tuvalet alışkanlıklarında psikolojik veya fizyolojik sorunlar olabileceği unutulmamalıdır.
15. Tuvalet eğitiminin doğru zamanda başlaması çok önemlidir. Yaz aylarının gelmesi, ikinci çocuğun dünyaya gelecek olması, çevre baskısı gibi sebeplerle bazı ebeveynler “doğru zaman”da tuvalet eğitimine başlayamayabilir. Bu da zorlu sürecin aylarca devam etmesine sebep olabilir. Dolayısıyla çocuğun tuvalet eğitimine hazır olup olmadığını anlayabilmek oldukça önemlidir. Örneğin çocukta 10 gün içinde herhangi bir ilerleme gözlemlenmezse alıştırma külodu giydirilmelidir. 7 günün sonunda çocuk yine ıslaklıktan rahatsız olmuyorsa; yanlış bir dönemde başlanmış olma ihtimaline karsı “Bak, tuvaletini öğrenemedin.” gibi cümleler sarf etmeden çocuğa tekrar bez bağlanmalıdır. Tekrar tuvalet eğitimine başlamak için en az 6 hafta, en fazla 6 ay beklenmelidir.
16. Tuvalet eğitimi esnasında annenin çocuğun yanında olması önemlidir. Çalışan anneler yıllık izne ayrıldığında en azından bu sürecin ilk aşamasında çocuğun yanında olabilir. Bu imkân yoksa tuvalet eğitiminin başarıyla sonuçlanabilmesi için öncelikle çocuğa bakım veren kişiyle anne aynı dili konuşmalı, benzer metotlar uygulamalı ve ortak hassasiyetler gözetmelidir. Bunun içinse anne tuvalet eğitimi konusundaki düşüncelerini bakıcıya anlatmalı, izlenmesi gereken yol hakkında onu bilgilendirmelidir. Ayrıca konu hakkındaki makale, kitap özeti, uzman tavsiyelerini de içeren bilgileri yazılı şekilde paylaşmalıdır. Bakıcıya direktifler vermek yerine aynı eğitim sürecini takip etmek, çocuğun ruhsal gelişimi açısından da oldukça önemlidir.