Sünnet Olmak

By | 22 Eylül 2014

pardesu

 

sünnetEşler arasında cinsel hayatı tatmine erdirecek temel vesilelerden biri sünnet olmaktır.

Cinsellik bakımından sünnetin önemini açıklayabilmek için onu; erkek sünneti ve kız sünneti olmak üzere iki kısımda incelemekte yarar görüyoruz.

A- Erkek Sünneti (Hitan)

a- Dînî önemi

Sevgi Peygamberimiz, Kur’ân’m, aralarında Hz. İbrahim’in de yer aldığı “..Önceki Peygamberlerin izlerinden git..” şeklindeki emrine muhatap olmuştu.1 Hz. İbrahim’in çok ileri yaşlarında sünnet olduğu bilgisine de erdirilmişti.2 Bu İlâhi emir ve bilgi çizgisinde yaptığını kabul edebileceğimiz bir açıklamalarında o, şöyle buyurmuştur:

“Beş şey fıtrattandır; (yaratılışı bozma niteliği taşımadığı için bütün peygamberlerin şerîatlerinde yer alan ve yapılabilirliği onaylanan ve öğütlenen işlerdendir.)

Enâm 90. Hz. İbrahim’n izinden gidilmesine ilişkin Kur’anî emirler için bak. A. İmran 3/95, Nahl 123 Buharî Enbiya 11

Bunlar; sünnet olmak, kasıkları traş etmek, bıı/ıkları kısaltmak, tırnak kesmek ve koltuk altı kıllarını yolmaktır.”[1]

-Salât ve selâm üzerine olsun- O, bütün peygamberlerin şeraitle­rinde yer aldığını bildirdiği sünnet işlemini, İslâm Dîni’ni kabul eden kişiler için görevleştirerek şöylece emretmiştir:

“Kâfirlik döneminde vücûdunda oluşan kılları gider, sonra da sünnet ol.”

b- Dînî hükmü

Üreme organının baş kısmını örten derinin kesilmesi anlamındaki sünnet (hitan) ilgili hadîsleri, gerçekliği ve ve anlamı yönünden ince­leyen bazı İslâm bilginlerine göre gerekli, diğer bazılarına göre ise ya­pılması öğütlenebilir bir işlemdir. Örneğin Hitan (sünnet)Şafiî Mez­hebi âlimlerine göre vâcib, Maliki ve Hanefî mezhebi bilginlerine göre ise dînî hüküm ve yükümlülük bakımından sünnettir.

c- Sünnet olmanın zamanı

Bazı İslâm âlimleri, Peygamberimizin torunları Haşan ile Hüse­yin’i, doğumlarının yedinci günde sünnet ettirdiği rivâyetine dayana­rak çocuğun doğumunun yedinci gününde sünnet ettirilmesini Pey­gamberi sünnetin rûhuna uygun görmüşlerdir.[4] Ancak âkıl-bâliğ oluncaya kadar ertelenmesinde dînî bir sakınca yoktur. Fakat bulûğ (ergenlik) çağma girildiğinde sünnet ettirilmesi vâcibdir/yapılması gereken görevdir. Bülûğ çağını aşan erteleme, ana-babayı günahkâr kılar. Ancak sünnet düğünü yapma gerekliliği yoktur.

d- Sağlık ve cinsellik bakımından önemi

Cinsel organı kaplayan ve sünnet işlemi ile alınması gereken deri, salgıladığı yağla fena bir koku yayabilmekte, mikrob barınağı olabil­diği için penis hastalıklarına sebep olabilmekte, mikroblarm rahme (vagina) intikaline de aracı olmaktadır.

Gülfe tabir olunan bu deri, ayrıca cinsel organın uç kısmında sür­tüşmelere sebeb olmakta, bu da mastürbasyona yöneltmektedir. Ev­lilik öncesi mastürbasyon alışkanlığı, evlilik içi cinsel hayata olumuz yönde tesir etmektedir. Sözü edilen sürtünme cinsel ilişkide erken bo­şalmaya da sebebiyet vermektedir. Erken boşalma ise, kadın tatmin­sizliğinin ana sebebidir.

Gülfe, erkekde erken boşalmaya sebebiyet verirken, kadının cin­sel hazzma da engel olmaktadır. Çünkü birleşen organlar arasında et­kileşime mânidir. Bu sebeble gülfeyi tabîi duyarlılığı giderici, oldukça kaim bir prezervatif olarak tanımlamak mümkündür. Buna bir de bazı kadınlardaki klitorisi örten derinin oluşturduğu engeli ilave edersek olumsuzluğun boyutlarını algılayabiliriz.

Sünnet bütün bu sakıncaları giderdiği için, erkeği sünnetli eşler, cinsel bakımdan daha bir uyum ve doyum sağlayabilirler.

B- Kız – Kadın Sünneti

Kız sünnetiyle ilgili Kur’anî bir hüküm olmadığı gibi bu konuda görev yükleyici sahih bir hadîs de yoktur. Ancak Peygamberimize isnad edilen şartlı onay verici hadîsler ve tarihi süreç içinde bazı Müs­lüman ülkelerde olsun yapıla gelen uygulamalar vardır. Bu sebeple biz kız sünnetini batıda estirilen kültürel terör etkisiyle köktenci bir yaklaşımla ret etmeyi uygun bulmuyoruz. Ama önerilmeksizin onay­lanışında ki kadın cinselliğine saygı yönünü olumlu buluyoruz.

a- Tarihî geçmişi

Tarihî bulgulara göre çok eski dönemlerden beri farklı kültür­lerde görülen ve günümüzde de yaşatılmakta olan kız sünneti, Hz. Peygamber döneminde Mekke’de ve özellikle Medine’de uygulan­maktaydı. Mekke’de Ümm-ü Habibe ve Medine’de Ümm-ü Atıyye kız sünnetçiliği bilinen kadınlardı.

Peygamberimizin “Kadında ve erkekte sünnet olunan kısımlar birikir­lerine temas ettiğinde giisiil/boy abdesti olmak vâcib diri gerekir.” anlamında ki hadîslerinde erkek ve kadın üreme organları için sünnet edilen organlar anlamına “el-Hitan” sözcüğünü kullanması, İslâmî dönemde de kız sünnetinin bilinip yapıldığını belgelemektedir.

Genel bir uygulama mıydı yoksa bazı ailerin tercihi miydi bunu kesinlikle bilmiyoruz. Ancak Müslüman olan erkeklere emredildiği gibi kadınlara da emredilmeyişi, Hz. Peygamberin ve ileri gelen sahâ- bîlerin çocuklarına uygulandığına dair güvenilir rivayetlerin bulun­mayışı yer yer uygulandığını göstermektedir. Bazı bilginler, sünnet işlemini gerektiren fazlalığın doğulu kadınlarda görülmesi sebebiyle onlara özgü olduğu görüşündedirler.

Uygulanış amacı

Bazı Arab kabilelerin, cinsiyetleri ve tecavüze uğrayabilecek cin­sellikleri sebebiyle kız çocuklarını diri diri gömdükleri düşünülürse kız sünnetinin onların cinselliklerini geliştirme amacıyla yapıldığı gibi köreltme amacıyla yapıldığı da söylenebilir.

Peygamberimiz nisbet edilen hadîsler, her iki amaca da işaret etmektedir.

b- Kız sünnetinin mâhiyeti

Kız sünneti, kadınlığın cinsel haz merkezi olan ve kadında er­keklik organına tekabül eden klitoristeki (bızır) erkek sünnetinin ben­zeri bir işlemi içermektedir. Bir diğer anlatımla “klitorisi halka gibi saran, örten; bazen bir şapka, külah gibi kapatan derinin giderilmesi işlemidir.”

Dönemimizde olduğu gibi değinilen biçimde bilimsel olarak açıklanamıyor idiyse de varlığı ve cinsel haz merkezi olduğu bilindiği içindir ki kız sünneti klitoris üzerinde yapılıyordu. Klitorisin kendi­sine müdahalenin veya sökülüp atılmasının cinsel sakatlanmalara se­bep olacağı, onu saran deri üzerinde yapılmasının da cinselliği do- yumlu kılacağı biliniyordu. Bu sebeple gereğince duyarlılık da gösteriliyordu.

c- Dînî bakımdan önemi ve hükmü

Allah’ın Resûlü, kız sünneti ile alakalı kendisine nisbet edilen sözlerinde, onun cinselliği geliştirici yönüne işaretle şöyle buyur­muştur:

“Sünnet olnıak erkekler için Peygamberlerin yolunu izlemektir. Kadın­lar için de bir değerdir..”

Peygamberimize aidiyetini red edici görüşlerin aksine onun ta­rafından söylenildiğini kabul edebileceğimiz bu hadîs, sünneti kadın­lar için yapılması gerekli bir işlem olarak sunmamaktadır. Değişik kültürleri harmanlayan İslâm öncesi toplumda uygulana gelen ve ge­reğince yapılması halinde sakıncasızlığı bir tarafa cinselliği geliştirici bu işlemi, yapılabilir bir güzellik olarak onaylamaktadır.

Böyle olmakla beraber, Şâfiî Mezhebi ekolüne bağlı bilginler, sün­netin erkeklere olduğu gibi kadınlara da vâcib/gerekli olduğu görü­şündedirler. İslâm’ı değil, yalnızca dile getirenlerini bağlayıcı olan bu görüş sebebiyle olacak Mısır ve Sudan gibi Şâfiî Mezhebi’nin yaygın olduğu İslâm ülkelerinde kız sünneti revaç bulmaktadır. Onu İslâm adına öğütlenmeksizin yalnızca yapılabilir örfî bir işlem olarak değerlendiren Hanefî Mezhebi’nin izlendiği Türkiye gibi ülkelerde ise kız sünnedi ilgi görmemiş, eksiklik olarak da değerlendirilmemiştir.

d- Cinsel bakımdan önemi

Ana konumuz olan cinsellik açısından konunun önemi, kız sün­netinin öğütlenmesindeki amacın cinsel hazları köreltmek değil geliş­tirme olmasıdır.

Çünkü erkek çocukların sünnet ettirilmesi ile ilgili teşvik edici ha­dîslerde amaç gösterilmemesine karşılık, kız çocukların sünnet edil­mesi ile ilgili hadîslerde veya hadîs olduğu ileri sürülen sözlerde cinsel amaç açıkça belirtilmiştir.

Allah’ın Resûlü tarafından söylenildiğinde görüş birliğine varıla­mamakla birlikte, bazılarınca söylediği kabul edilen bir hadîste onun kız sünnetçiliği ile bilinen Ümmü Atiyye isimli kadına şöyle emir buyurduğu rivayet edilmektedir:

– Dokunmakla yetin.(Klitorise ve sinirlerine dokunma; onu örten kısımda işlem yap.) Böylesi bir işlem kadına daha çok haz verici, kocalını da daha ziyade mutlu edicicidir.

Görüldüğü gibi amaç eşlerin cinsel mutluğudur. Bu rivayetten, batı dünyasında ve yerli medyalarda kadın cinselliğini yok edici biı vahşet işlemi olarak sunulan kız sünnetinin, bilakis cinsel hazzı geliş­tirme amacıyla öğütlendiği anlaşılmaktadır. Yapılmakta olan kız sün netleri cinsel hazzı köreltme amacıyla klitorisi söküp alma şeklinde, Firavun sünneti biçiminde yapılıyorsa veya ilkel şartlarda ve eti neksiz kişilerce yapıldığı için böylesi olumsuz bir sonuca neden olu yorsa terk edilmelidir Çünkü kadın cinselliğini olumsuz yönde etki­lemek zulümdür ve her çeşidiyle zulüm haramdır.

e- Kadınlarda sünnet benzeri operasyon

Her kadında yaratılıştan farklı boyutlarda olan Klitoris ve om çevreleyen derinin yapısı, bazı kadınlarda görüntü çirkinliği gazm problemi oluşturduğu için estetik plastik cerrahlara/jinekolog lara baş vurulmaktadır.

[“Özellikle orgazm olamama şikayeti nedeniyle başvuran dmlarda bazı doktorlar klitorisi dışarıdan saran derinin kıs ması yani “klitorisin soyulması” şeklinde bir operasyon önerme tedirler. Burada amaç klitorisin cinsel ilişki esnasında p direkt temasının sağlanmaya çalışılmasıdır. Bu tür amel y erkek sünnetinden farklı değildir.”]

Uzmanlarınca bazı kız çocuklarında gerekli görülerek yapılacak kız sünnetinin faydalı olduğunu, benzeri işlemlerin Klitoropeksi adıyla, modern tıbbın uygulamaları arasına girmesi de doğrula­maktadır:

Klitoropeksi: klitorisin üzerindeki derinin klitorisi gizlemesi nedeniyle uyarılamamaya bağlı orgazm problemi olan kadınlarda da bu deri ameliyatla alınmakta, klitoris ortaya çıkarılmakta ve kadının sorunu ortadan kalkmaktadır.

  1.  Hatalı Yaklaşım: Tırnak kesimi, vücut temizliği, sakal – bıyık düzeltilmesi ve meşrû ilişki ile bekaretin giderilmesi gibi yaratılışa müdahelenin istisnai örneklerinden birini oluşturan ve onlar gibi yükümlülük yönünden Sünnet olarak kabul edebileceğimiz hitanı, bazı kişiler, Nisâ sûresinin 119. âyetinden hareketle yaratılışı değiştirme nitelikli şeytanî bir işlem olarak görmektedirler. Genelde, ömür boyu binlerce defa yüz traşı olunmasını tabîi bulan kişilerin oluşturduğu kesimlerin bu kabullerini, hatalı bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz.
  2.  Yaşlıların Durumu: Kaynaklarımızda, Peygamberimizin ileri yaşlarda Müslüman olan farklı milletlere mensup insanları Sünnetle/Hitanla yükümlü kılmadığı ve bu sebeple sünnet edilmeleri sağlık sorunları oluşturacak yaşlıların Hitan’la yükümlü olmayacakları görüşlerine de yer verilmektedir.

Beyhakî Şuâbül-İman isimle eserinde şöyle rivayet ediyor:

Ümm-ü Habîbe Medine’ye hicret eden Mekke’li muhacir kadınlardandı.Kızları sünnet ederdi. Hz.Peygamber, hicreti sonrasında onu ziyaret etiğinde sordu:

–          Yapmakta olduğun kız sünnetine devam etmek istiyor musun?

-Ya Resûlellah! Yoksa bu işlem haram kılındı da bize yasaklıyor musunuz?

–          Hayır, hayır.Sünnet işlemi helâldir.

Kız sünnetine ilişkin rivayetler, tesbitimize göre Kütüb-i Sitte içinde yalnza bu kaynakta yer almaktadır.

Aşağıdaki açıklama “doktorsitesi.com” dan alınmıştır:

Hepimizin bildiği gibi cinsel uyarılmada Klitoris ve G – Noktası anahtar rolü üstlen­mektedir. Klitoris erkekteki penis başının eşdeğeridir ve EROJEN dediğimiz cinsel uya­rılma esnasında kanlanması artarak hacim olarak büyüyen bir yapıdır. Bazen klitoris üzerindeki deri katlantısı fazla olabilmekte ve bu klitorisin büyük görünmesinin ve şekil bozukluğu yaratmasının yanında klitorisin uyarılmasını ve orgazmı da engelleyebilmek­tedir. Bu tarz problem yaşayan bayanlarda klitoris üzerindeki bu deri katlantısını estetik cerrahi yöntemlerle çıkartabiliyor ve böylelikle klitorisi ufaltarak hem estetik görünümü düzeltiyor hem de daha fazla uyarılmasını sağlayabiliyoruz. Bu yapılan işleme CLITOROPEXY denmektedir ve hem cinsel uyarılma bozukluğu olan bayanlarda hem de estetik görünüm olarak problem oluşturan vakalarda çok iyi sonuçlar elde edilebil­mektedir..