Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:“Sizden birisi kalkıp namaz kıldığı zaman şeytan gelip o kimsenin namazını karıştırır. Nihayet o kimse, kaç rekat kıldığını bilemez olur. Sizden birisi bu karışıklığı hissettiği zaman oturduğu vaziyetteyken iki defa secde etsin.”
Abdullah ibn Ca’fer (radıyallâhu anhj’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:“Kim namazında şüpheye düşerse selam verdikten sonra iki defa secde yapsın.Sehiv kelimesi, sözlükte; “yanılma, unutma ve dalgınlık” gibi anlamlara gelmektedir. Buna göre sehiv secdesi; yanılma, unutma veya dalgınlık gibi durumlar yüzünden namazın vaciplerinden birini terk yada geciktirme durumunda namazın sonunda yapılan secdelere denilir.Sehiv secdesi sayesinde namazda meydana gelen kusur düzeltilmiş, eksiklik telafi edilmiş olur. Namaz esnasında huşu’lu olmak esas olmakla birlikte, çeşitli nedenlerle insanlar namazlarında yanılabilirler. Peygamberimiz bu tür durumlarda namaz kılan kimsenin kendini suçlamasını ve karamsarlığa düşmesinin önüne geçerek kişiyi rahatlatmak, vesveseden kurtarmak ve her yanılmada namazı yeni baştan kılmanın önüne geçmek maksadıyla, asli olan bir farzın terk edilmediği durumlarda bir telafi ve bir düzeltme mekanizması olarak sehiv secdesi uygulamasını öngörmüştür.Sehiv secdesi, Hanefilere göre vacib, Mâlikî ve Şafiîlere göre sünnet, Hanbelilere göre ise bazen vacip, bazen sünnet, bazen de mubah olur. Hanefilere göre sehiv secdesi gerektiği halde bunu yapmayan kişi, günah işlemiş olur. Fakat namazı batıl olmaz.