Seferi ve Seferilik

By | 14 Ekim 2014

seferi-ve-seferilik Seferi

Dini hükümlere göre, bulunulan yerden, karada normal insan veya deve kervanı yürüyüşü ile, denizde orta sür’atte esen rüzgarla ilerleyen yelkenli ile üç günlük (18 saatlik, yaklaşık 90 km.) veya daha uzak mesafeye gitmeye “sefer” denir. En az bu kadar uzakta bulunan bir yere gitmek niyetiyle ikamet ettikleri yerden ayrılan kimseler, dinen misafir sayılırlar. Söz konusu uzaklıktaki yerlere uçak, otomobil veya tren gibi süratli vasıtalarla daha kısa sürede giden kimseler de aynı hükümdedir.

Seferilik

Bir kimse, asli vatan olarak devamlı ikamet etmekte olduğu yerden, ana babasının veya çocuklarının, arada sefer mesafesi bulunan ikamet yerlerine gittiğinde, sefer hükümleri cereyan eder. Aynı şekilde bir hanım kocası ile birlikte babasının evine geldiğinde arada sefer mesafesi varsa, gerek bu hanım gerek kocası misafir sayılır.

Misafir olan kimse, dört rek’atlı farz namazlarda mukim olan cemaate imam olursa, ikinci rek’atte selam verir. Cemaat namazlarını kendileri tamamlar. Tam kıldırdığı takdirde, son iki rek’atte cemaat nafile kılana iktida ettikleri için, namazlarını iade etmeleri gerekir. İmamın namazı ise, kerahetle caizdir.

Yolculuk halinde kılınacak sünnet namazların kısaltılması söz konusu olmadığı için, yolcu olan bir imamın teravih namazı kıldırmasında bir sakınca yoktur.

Bir memur yerleştiği yerden, tayin edildiği başka bir yere, yerleşmeyi arzu etmedikçe ve oraya evi ve ailesiyle taşınmadıkça, yerleşik bulunduğu yer, asli vatanı olmaktan çıkmaz. Bu itibarla tayin edildiği yerde misafir sayılır.