Ficar savaşları sonucunda Mekke’de zulüm ve haksızlıklar had safhaya ulaşmıştı. Güçlü olanlar zayıf olanları eziyor, mallarını gasp ediyorlardı. Dışarıdan gelen ticaret kervanları yağmalanıyor, kimse de engelleyemiyordu.
Mekkeli As bin Vâil, bir Yemenli malını almış fakat ücretini ödememişti. Yemenli de Ebu Kubeys dağına çıkarak feryada başladı ve kendisine yardım edilmesini istedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav)’in amcası Zübeyr, Kureyşlileri Abdullah ibni Cüd’an’m evinde topladı. “Mekke’de yerli ve yabancı hiçbir kimseye zulmedilmesine meydan vermeyelim” diye yemin ettiler. Bu yemine, cahiliye döneminde Cürhümiler tarafından kurulan “Hilful-fudul” adlı yeminin hatırasını yaşatmak üzere “Hilful-fudul” adını verdiler. Şikâyetçi Yemenlinin alacağı As bin Vâil’den alındı. Mekke’nin asayişi tekrar yerine geldi.
Peygamber Efendimiz (sav) de yirmi yaşlarında bu cemiyete katılmış ve son derece memnun olmuştu. İslâmiyet geldikten sonra da, “Hilful-Fudul” teşkilatını överek “Şimdi de böyle bir teşkilat kurulsa katılırım” buyurmuşlardır.