Peygamber (S.A.V) Efendimizin Kabrini Ziyaret

By | 1 Ekim 2014

peygamber-s-a-v-efendimizin-kabrini-ziyaret1. Peygamber Efendimiz’in kabrini ziyaret nasıl olmalıdır?

Âlimlerimize göre, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in kabrini ziyaret mendup olan amellerin en efdalidir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) kabrini ziyarette özetle şu yol takip edilmelidir:

Farz olan haccını yapmakta olan kimsenin, önce hac  fiillerini yapması, Peygamber Efendimiz’in kabrini ise sonra ziyaret etmesi daha güzeldir. Medine’yi ve Peygamberimiz’in kabrini ziyaret hacdan önce de yapılabilir..

Peygamber Efendimiz’in kabrini ziyaret etmeye niyet etmiş olan kimse, Mescid-i Nebî’yi de ziyaret etmeye niyet etmiş olur.
Mescid-i Nebî’yi ziyarete yönelen kimse; Peygamberimiz (s.a.v) Efendimize salât ü selamı çoğaltır ve yol boyunca buna devam eder.

Mümkünse, yıkanır, güzel kokular sürünür ve Mekke ile Medine arasında bulunan yirmi mescitte namaz kılar.

Medine’nin evlerini görünce de: “Allah’ım! Bu, Peygamberinin Haremidir. Onu, benim için ateşten koruyucu kıl. Ve azabdan ve kötü hesaptan emân kıl.” der, sükun ve vakar içinde şehre girer. Medine’nin yakınında bineğinden inip yaya olarak girmesi güzel olur.

Mescid’e “Bâb-ı Cibril” den veya başka bir kapısından (Bâbüsselâm’dan) girer.

Medine’ye giren kimse şu duayı okur: “Ey göklerin ve onların gölgelendirdiği her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Ve ey yerlerin ve onların taşıdığı her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Ve ey rüzgarların ve onların saçıp savurduğu şeylerin Rabbi olan Allah’ım!

Senden bu beldenin hayrını dilerim, Ve bu belde ehlinin hayrını dilerim. Ve bu belde içerisinde bulunanların da hayrını dilerim. Ve ben, bu beldenin şerrinden, bu beldenin ehlinin şerrinden ve bu beldenin içinde olanların bana dokunacak şerrinden sana sığınırım. Ey Allah’ım! Bu belde, Resûlü’nün Haremidir. Bu beldeye girişimi, benim için ateşten koruyucu kıl. Ve azaptan ve şiddetli hesaptan emin edici kıl!..”

Mescide girerken önce sağ ayağını atarak girer. Ve şöyle dua eder: “Ey Allah’ım! Hz. Muhammed’e ve O’nun âline salât eyle. Ey Allah’ım! Günahlarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç. Ey Allah’ım! Bu günü benim için, sana yaklaşılan günlerin en hayırlısı, sana yaklaşılan günlerin en yakını, sana edilen duaların en çok makbul olduğu gün eyle! Senin rızanı umarım Rabbim!..”

Minberin yanında iki rekât namaz kılar, minberin direkleri yanında, sağ omuzu minbere doğru olmak üzere bir müddet bekler. Burası Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in de durup beklediği yerdir. Burası, minberle Kabr-i Şerifin arasıdır.

Sonra bulunduğu yerde şükür secdesi yapar, istediği şekilde dua eder. Sonra kalkıp Kabr-i Şerife doğru yönelir. Yönü kıbleye karşı olmak üzere Efendimiz’in istikametinde durur. Fazla yaklaşmaz ve ellerini türbenin üzerine koymaz. Orada namaza durur gibi durur ve Peygamberimizi görüyor gibi düşünür, sonra şöyle der: “Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun, ey Allah’ın Resûlü! Ben, senin gerçekten Allah’ın Resûlü olduğuna şehadet ederim. Muhakkak ki sen, peygamberlik vazifeni tebliğ ettin, emaneti yerine getirdin, ümmetine nasihat ettin; sen, ruhun alınıncaya kadar Allah’ın emirleri uğrunda cihat ettin; sen ki, Allah’a hamd eden ve Allah tarafından övülmüş bulunansın. Allahu Tealâ seni mükâfatların en hayırlısı ile mükâfatlandırsın!..

Allah’ım! Peygamber Efendimiz’i, kıyamet gününde, rahmetine en yakın peygamber eyle; bize, onun bardağından içir; bizi, onun şefaatiyle rızıklandır; kıyamet gününde bizi, onun arkadaşlarından eyle; bu ziyaretimizi son ziyaret etme, bizi tekrar ona dönmekle rızıklandır. Ey azamet ve ikram sahibi Allah’ım!..”

Peygamberimiz’in huzurunda bulunan bu kimse sesini çok yükseltmez, çok da kısmaz.

Ve huzurda, kendisiyle Peygamber Efendimize selam gönderen kişilerin selamlarını arz eder. “Ey Allah’ın Resulü! Sana filan oğlu-kızı filanın selamı var. Rabbim indinde senin kendisine şefaat etmeni istiyor. Sen ona ve bütün Müslümanlara şefaat eyle…”

Ve sonra Resûlüllah’a bol bol selât ü selâm getirir.

Sonra Hz. Ebû Bekir (ra)’in, ve Hz. Ömer (ra)’in kabirlerinin hizasına gelir ve onlar için de dua eder.

Sonra; kendisi, ana babası ve tüm Müslümanlar için dua eder.

Sonra ziyaretçi, Ebû Lübabe sütununa gelir (Ebû Lübabe, bu sütuna kendisini bağlamış ve Allahu Tealâ tevbesini kabul edene kadar orada bağlı olarak kalmıştı). Bu direk Peygamber Efendimiz’in kabri ile minberi arasındadır.

Burada da iki rekât namaz kılar.

Sonra Ravza’ya gelir burada da iki rekât namaz kılar, dua eder, tesbihatta bulunur, tevbe istiğfar eder.

Sonra minbere gelerek, elini Peygamber Efendimiz’in elini koymuş bulunduğu yere kor ve dua eder, dileğini Allahu Tealâ’dan ister.

Sonra Hanâne Direği’ne gelir. Bu direk Peygamber Efendimiz’in kendisini terk edip hutbeyi minberde okumasından dolayı inlemiş olan direktir. Ziyaretçi kimse, Medine’de bulunduğu sürece Peygamber Efendimize bol bol salavâtı şerife getir.

Bu ziyaretten sonra Cennet’ül- Bâki” ye (Baki Kabristanı’na) giderek orada medfun bulunan ashabın mezarlarını ziyaret eder ve; “Selam üzerinize olsun… Siz ki sabrettiniz, akibet yurdu ne güzeldir… Selam üzerinize olsun… Müminler topluluğunun yurdunda olanlar… Şüphesiz ki biz de, Allah’ın izni ile size kavuşacağız…” Sonra, Âyetel-Kürsî ve İhlas Sûrelerini okur.

Sonra Bakî’deki Hz. Fatıma (ra) Mescidinde namaz kılar.

2. Bu makamlarda başka dualar da okunabilir mi?

Alimler, bu makamlarda okunacak muayyen dua yoktur, hangi duayı ederse etsin caiz olur demişlerdir. (Yukarıdaki dualar, çeşitli rivayetlerde yer alan, ziyaretçiye örnek olmak üzere verilmiştir.)

3. Ziyaret süresinde bütün namazları Mescid’de kılmanın hükmü nedir?

Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in kabrini ziyaret için Medine’ye giden ziyaretçinin bütün namazlarını Mescid’de kılması müstehaptır.

4. Ziyaretçi Medine’den ayrılırken ne yapar?

Medine ziyaretini tamamlayan kimse, ayrılırken Mescid-i Nebî’de iki rekât namaz kılar ve gönlünün istediği şekilde dua eder ve Resulüllah’ın kabrine girerek selam verir, Böyle yapmak müstehaptır.