Efendimizin ilk evliliği Peygamber Efendimizin Hz Hatice ile Evlenmesidir. Peygamber Efendimizin Hz Hatice ile evlenmesi ve tanışmaları Berzenci Mevlidi şerifinde anlatılmaktadır.Peygamber efendimizin Hz Hatice ile evlenmesi ,hangi yaşta evlendiği,vb.. ayrıntılar bize şu şekildedir;
Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem yirmi beş yaşma vardığında çok iyi bir genç hanım olan (ve evden çıkmamakla anılan) Hadîce’nin ticaret kafilesiyle birlikte tekrar Busrâ’ya doğru sefere çıktı.
Hadîce’nin kölesi Meysere de onunla birlikte bulunuyor, ona hizmet ediyor ve istediği şeyleri yerine getiriyordu.
Bu yolculukta Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem nasraniyetin râhibi olan Nestûrâ isimli bir zâtın manastırının yanında bulunan ağacın altında konaklayınca, o ağacın uzunca gölgesi Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’e doğru meyledip onu örttü.
Bunu gören Râhip Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in kim olduğunu anladı ve:
“Bu güne kadar (îsâ’dan sonra) üstün sıfatlara sahip olan bu Nebî’den ve Allâh-u Te’âlâ’nın kendisini bir takım faziletlerle seçkin kılarak lütufta bulunduğu bu Rasülden başkası bu ağacın altında konaklamadı (Isâ’da bunu böylece haber verdi)” dedi.
Sonra Nestûrâ gizli bir alâmetin ortaya çıkmasını talep ederek Meysere’ye:
“Bu zâtın gözlerinin akında kırmızılık var mıdır?!” diye sordu.
O: “Evet” diye cevap verince, artık Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem hakkında düşündüğü ve aradığı hakîkat Nestûrâ nezdinde sâbit oldu.
Sonra Meysere’ye:
“Ondan ayrılma, onunla birlikte bulunurken sâdık (doğru) bir iradeyle ve güzel bir kalple bulun.
Zira hiç şüphesiz bu zat Allâh-u Te’âlâ’nın kendisine peygamberlik ikram ettiği ve kendisini seçkin kıldığı kimselerdendir” dedi.
Daha sonra Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Mekke’ye dönünce Hadîce (bulunduğu) yüksek bir odadan onun kendisine doğru yöneldiğini gördü.
O sırada kıymetli başının üzerinde bulunan iki melek onu güneşin sıcağından gölgeliyorlardı. (Hadîce bunu da gördü.)
Meysere yol boyunca bu durumu sürekli gördüğünü, rahibin (onun hakkında) söylediklerini, kendisine emânet ettiği vasiyeti ve Allâh-u Te’âlâ’nın bu ticârette Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e kat kat kâr ve nemâ lütfettiğini Hadîce’ye anlattı.
Böylece Hadîce hem gördüklerinden, hem de (Meysere’den) duyduklarından (etkilenerek) Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’in, Allâh’ın bütün mahlûkâta göndermiş olduğu peygamberi olduğunu iyice anladı ve ona inanmanın hoş kokularını koklayabilmek için sonunda onu kendisine istedi.
Bunun Üzerine Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu sadâkatli ve takvâ sahibi kadının kendisine teklif etmiş olduğu nikâhı amcalarına bildirdi. Onlar da toplumdan her kesimin temenni ettiği fazilet, dindarlık, güzellik, mal ve soydan dolayı ona rağbet ettiler.
(Nişan merâsiminde) Ebû Tâlib Allâh-u Te’âlâ’ya yüce hamdlerle hamd-ü senâda bulunmasının ardından, Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem’e övgüde bulunur mâhiyette çok fasih bir konuşma yaptıktan sonra:
“Vallahi bütün bunlara ilâveten bu Muhammed’in daha nice büyük halleri vardır ve bütün yaptıkları beğenilmektedir” dedi.
Böylece hakkında ezelî saâdet kararı geçtiği için Hadîce’nin babası, bir rivayet amcası, bir kavle göre ise kardeşi onu Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem ile evlendirdi.