Öğle İle İkindi Arasındaki Namaz

By | 25 Mart 2015

ogle-ile-ikindi-arasindaki-namaz    Gündüz vaktinin dördüncü ibadeti öğle ile ikindi arasında kılınan namazdır. İbn Abbâs’tan Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Herkim öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı arasındaki vakti ihya ederse/ ibadet ederek değerlendirirse bağşlanır ve iki melek ona şefâatçı olur.
İbn Ömer’in öğle ile ikindi arasını ibadet ederek değerlendirdiği nakledilmiştir.

İbrahim en-Nahaî’nin ise şöyle dediği nakledilmiştir:

“Sahabe, akşam ile yatsı ve öğle ile ikindi arasında kılınan namazı gece namazına benzetirdi.”

Bu, âbidlerden çoğunun âdetiydi. Öğle ve ikindi arasında ibadet ile meşgul olurlar ve halktan ayrılarak Hakk’ın huzuruna çıkarlardı. Bu zaman dilimi kişinin Rabbiyle başbaşa kalması için uygun bir vakittir ve genellikle insanlar bu vakti gafletle geçirirler.

Öğle ile ikindi arasında bir sonraki namazın vakti gelinceye kadar zikir ile meşgul olmak müstehabdır; böylelikle kişi hem itikâf etme, hem de bir sonraki namazı bekleme sevabını birleştirmiş olur. Selefin adeti de buydu. Ancak öğleden önce uyuyamamışsa bu vakitte uyumalıdır. Böylece gece namazı için güç kazanmış olur. Çünkü öğleden önceki uykusu önceki geceye; öğleden sonraki uykusu ise sonraki geceye aittir.

Sekiz saatten fazla uyumak müstehab değildir. Denilmiştir ki: “Bir kişi bu süreden daha az uyursa bedeni rahatsız olur; çünkü uyku bedenin güçlenmesini ve dinç olmasını sağlar.”

Ebû Hüreyre’den Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Her kim günde on iki rekât namaz kılarsa Allâh ona cennette bir köşk yapar: sabah namazından önce iki rekât, öğle namazından önce dört rekât, öğle namazından sonra iki rekât, ikindi namazından önce iki rekât ve akşam namazından sonra iki rekât. ’’
Hz. Âişe’den Allâh Rasûlü’niin (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Namaz kılanlar ikindiden önceki dört rekâtı kılıp bitirinceye kadar Allâh onların bütün günahlarını bağışlar. ”
Bu vakitlerde nafile namaz kılınmasını ifade eden genel kapsamlı hadisler de rivayet edilmiştir. Mesela Abdullah b. Abbâs, Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Herkim akşamdan sonra kimseyle konuşmadan önce dört rekât namaz kılarsa bu namaz İlliyyûn ’a çıkarılır ve bu kişi kadir gecesini Mescid-i Aksa’da idrâk etmiş kişi gibi ecir alır. Bu namaz gece yansı kılınan namazdan daha hayırlıdır. ”
Gece namazı hakkında şu ayetler nazil olmuştur:

“Nitekim onlar Allâh ‘a ibadet için geceleri az uyumuşlardır. ” “Onlaryataklanndan kalkıp… rablerineyakanrlar. ”’9 “Mûsâ bir gün şehre indi. Bu sırada şehir halkı istirahatta, olup biteceklerden bihaber halde idi.”
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Her kim yatsıdan sonra dört rekât kılarsa Mescid-i Haram ‘da kadir gecesini idrâk etmiş gibi ecir alır. Her kim öğleden önce ve sonra dörder rekât namaz kılarsa Allâh onun cesedini yemeyi cehenneme sonsuza dek haram kılar. Her kim ikindiden önce dört rekât namaz kılarsa bu namaz onun cehennemden kurtuluş belgesi olur. ”
İbn Ömer’den Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Sabah namazından önce kıldığım iki rekâtı ben, dünya ve dünyadaki her şeyden daha çok severim. ”
Hz. Ali’ye Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) nafile namazları sorulunca o şöyle demiştir:

“Buııa kimin gücü yeter ki! Beklerdi ve ikindi vaktinde güneş, sağındaki kadar soluna geçince iki rekât kılardı. Öğle vaktinde ise sağındaki kadar soluna geçince dört rekât kılardı, öğle namazının vakti girince dört rekat kılardı. Öğle namazından önce iki rekât, ikindi namazından önce ise dört rekât kılardı.”
Netice olarak kul, ezan ile kâmet arasındaki vakitleri fırsat bilmeli ve namaz, dua ve yakarışlarla değerlendirmelidir. Çünkü bu vakitler duanın kabulü ümidinin çok olduğu vakitlerdir.