Muslumanın, Diğer Müslüman Üzerindeki Hakları

By | 3 Kasım 2014

muslumanin-diger-musluman-uzerindeki-haklariEbu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Müslümanm, (diğer) müslüman üzerindeki hakkı beştir:
1. Selamı almak,
2. Aksıran kimseye ‘Yerhamukellah’ diye dua etmek,
3. Davete icabet etmek,
4. Hastayı ziyaret etmek,
5. (Öldüğü zaman mezara konuluncaya kadar) cenazenin arkasından gimek.”
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Bir Müslümanın, (diğer) Müslüman üzerindeki hakkı altıdır. (Rasulullah’a):
– ‘Ey Allah’ın Rasulü! Onlar nedir?’ diye soruldu. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
1. Ona rastladığın zaman selam ver,
2. Seni (davete) çağırdığı zaman (davetine) katıl,
3. Senden nasihat istediği zaman ona nasihat et,
4. Aksırdığı zaman Allah’a hamd ederse (el-hajndulillah derse), ona dua et,
5. Hastalandığı zaman onu ziyarete git,
6. Öldüğü zaman (mezara konuluncaya kadar cenazesinin) arkasından git’ buyurdu.”

İslam dininin fert ve toplum hayatına bütüncül yaklaştığı, insanın dünyada huzur, güven ve mutluluk içinde yaşaması, ahiret hayatında da bu hayat çizgisini koruyabilmesi için hayatın her alanına ölçülü ve gerekli açıklamalar getirdiği ve insanı yönlendirdiği görülür. İman, dinin özü ve ibadetler ise dine bağlılığın adeta simgesi olarak bilinmektedir.
Gerçek dindar kimsenin, dine bağlılığı, hayatın her alanına yayması yaratıcıya bağlılığın göstergesi sayılan şeklî davranışlarda olduğu kadar sosyal ilişkilerde, üçüncü şahısların haklan konusunda ve toplumsal hayata ilişkin alanlarda da dinin öğütlediği şekilde hak bilir, âdil, ölçülü ve fedakar olması gerekir.
Hak kelimesi, terim olarak; İslam’ın şahıs veya eşya üzerinde bir yetki veya yükümlülük olarak kişilere belirlediği yetki, sorumluluk ve tasarruf haklarını ifade eder.
İslam’da hakların kaynağı, vahiy ve sünnete dayanır. Burada söz konusu hak ise, müslümanın Müslüman üzerindeki haklarıdır. Bunlar şunlardır:
1. Selam almak: Selam; Barış, rahatlık, esenlik; Müslümanların birbirleriyle karşılaştıkları zaman, karşılıklı olarak sağlık ve esenlik dileklerini sunmalarıdır.
Müslümanlar arasında, bir dostluk ve iyi niyet işareti olan selâmı vermek sünnet; almak ise farzdır.
2. Aksıran kimse “Elhamdülillah” dediği zaman, bunu duyan diğer müslümanın “yerhamukellah” diye dua etmesi: Alimlerin çoğu, bu hadise dayanarak aksırdıktan sonra “Elhamdülillah” diyen bir kimseye, “yerhamukellah” diye dua edilir. Aksıran kimsenin de, kendisine bu şekilde dua eden kimseye “yehdikumullah ve yuslihu bâlekum” diye dua etmesi vaciptir demişlerdir.
3. Davetine katılmak: Düğün daveti ve diğer davetlere katılmak mendubtur.
4. Hastalandığı zaman ziyaretine gitmek: Hastalanan müslüman bir kimseyi ziyarete gitmenin farz olduğunu söyleyenler olduğu gibi, farz-ı kifaye olduğunu söyleyenler de vardır. Cumhura göre ise mendubtur.
Hadisin metninde geçen “müslümanın (diğer) müslüman üzerindeki hakkı” ifadesinden, zimmilerin (müslüman olmayan kimselerin) hastalanmaları halinde onları ziyarete gitmeme gibi bir anlam çıkarılmamalıdır.
Çünkü Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), Müslüman olmayan zimmî bir hizmetçisi hastalandığı zaman onu ziyarete gitmiş ve ona yaptığı duanın bereketiyle o zimmî olan hizmetçisi Müslüman olmuştur.
Yine Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), ölüm döşeğinde yatmakta olan am-casını ziyaret edip onu Müslüman olmaya davet etmiştir.
5. Cenazesine katılmak: Bir müslümanın; ölen müslüman kimsenin cenaze namazını kılması, defnedilinceye kadar cenazenin ardından gitmesi, ona hayır duada bulunması üzerinde bulunan bir haktır.
6. Nasihat etmek: Hadisin zahiri esas alınarak nasihat isteyen kimseye nasihat etmenin ve onu asla aldatmamanın farz, nasihat istemeden nasihatte bulunmanın da mendub olduğu belirtilmiştir.