Musibetle İlk Karşılaşılan Anda Sabır Göstermek

By | 4 Temmuz 2014

hac-umre-seti

 

sabır hadisiHz. Ömer radıyallâhu anh şöyle demiştir: (Şu ayetlerde) birbirine denk olan şu iki şey ve ilavesi ne güzeldir:

“Onların başına bir musibet geldiğinde onlar ‘Biz Allah’tanız, sonunda yine O’na döndürüleceğiz derler.’ İşte onlar için Rablerin’den bağışlanma­lar ve bir rahmet vardır. Onlar doğru yolda olanların ta kendileridir.”

“Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Gerçekten bu (namazla yar­dım dilemek), huşu sahiplerinden/Allah’tan korkanlardan başkasına zor gelir.”

m Enes -radıyallâhu anh-, Hz. Peygamber’den sallallâhu aleyhi vesellem şunu riva­yet etmiştir: “Sabır, musibetin darbesi ile ilk karşılaşıldığındadır.”

• Enes radıyallâhu anh’dan rivayete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Sahibine sevap kazandıran sabır, belâ ve mu­sibetin ilk geldiği anında yapılanıdır.”

Açıklama:

Allah’ın bağışlama ve rahmetini vaad ettiği sabır, musibetle ilk karşılaşılan anda gösterilen sabırdır. Hz. Ömer’in sözünün bu başlığa uygunluğu da buradan anlaşılmaktadır.

Hz. Ömer’in sözündeki “birbirine denk” olan şeylerden kasıt “bağışlama ile rahmet”tir. İlâve ise doğru yoldur. Hz. Ömer bu sözü ile şunu haber vermiş ol­maktadır; Başına bir musibet gelen mü’min, Allah’ n emrine teslim olarak “biz Allah’tan geldik, sonunda yine O’na döndürüleceğiz” der ise onun için üç hayır yazılır: Allah’ın bağışlaması, rahmeti ve doğru yola iletmesi.

Âyette “Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin” dedikten sonra, “Bu (na­mazla yardım dilemek), huşû sahiplerinden/Allah’tan korkanlardan başkasına zor gelir” buyurulmuş, önce sabır ve namaz zikredildiği halde ikinci bölümde yalnızca namaz zikredilmiştir. Çünkü âyetteki sabırdan kasıt oruçtur. Oruç ise terk türünde bir ibadettir. Ölüye sabretmek de sızlanmayı (sabırsızlanmayı) terk etmektir. Namaz ise sözler ve fiillerden oluşmaktadır. İşte bundan dolayı namaz hûşû sahiplerinden, Allah’tan korkanlardan başkasına ağır gelir. Bunun sırların­dan biri de şudur: Namaz sabra yardımcı olur. Çünkü namazda yer alan zikir, dua, Allah’a boyun eğme gibi fiillerin tümü; baş olma sevdası, emirlere ve ya­saklara uymama gibi kötülüklere zıttır. Buhârî bu âyeti konu başlığına koymakla şuna işaret etmektedir:

İbn Abbas’a kardeşi Kusem’in ölüm haberi yolculukta iken ulaştı. Bunun üzerine “İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn (Biz Allah’tan geldik, sonunda yine O’na döneceğiz)” dedi. Yolun kenarına geçti. Devesini çöktürerek iki rekât namaz kıldı. Namazda uzunca oturdu. Namazını bitirdikten sonra “Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin” ayetini okuyarak kalktı.

Taberî bunu tefsirinde hasen bir senetle rivayet etmiştir.

Huzeyfe şöyle demiştir: Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem önemli bir olay (kendisini üzecek bir durumla) karşılaştığında derhal namaza dururdu. Bunu da Ebû Dâvud hasen bir senetle rivayet etmiştir.

Taberî şöyle demiştir: Sabır, nefsi sevdiği şeylerden uzak tutmak, arzularına uygun şeylerden alıkoymaktır. Sızlanıp durmayan kimseye, kendisini tuttuğu için “sabırlı” denilmiştir. Oruç tutan kişi kendini yemek ve içmekten koruduğu için Ramazan’a “sabır ayı” denilmiştir.