Ayet: “Böylece sana Arapça bir Kur an vahyettik ki sen anakent olan Mekke ile bütün etrafını uyarıp irşad edesin ve gerçekleşeceğinde hiç şüphe olmayan mahşer günündeki büyük buluşmayı haber veresin.” (Şura; 7)
Hadis: “Mekke ve Medine hariç Deccal’ın çiğnemeyeceği memleket yoktur. Mekke ve Medine’ye geçit veren yolların her birinde saf tutmuş melekler vardır, buraları korurlar. (Deccal) es-Sebbiha isimli mevkie iner. Sonra Medine ahalisini üç sarsıntı ile sarsar. Bunun üzerine (şehirde bulunan) bütün kâfir ve münafıklar (şehri terk ederek Deccal’e) gelirler.” (Buharî, Fezailu’l-Medine 9; Müslim, Fiten 123, 2943)
Hikâye:
Mübarek Şehir: Mekke
Yüce Allah, Hz. Peygamber’e Mekke‘nin fethini müyesser kılınca, Resûlullah insanlar arasında ayağa kalkıp, Allah’a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurmuştur: “Muhakkak Allah fil ordusunu Mekke‘ye girmekten alıkoymuş, fakat Resulü ile müminleri buna muzaffer kılmıştır. Mekke bu konuda benden önce kimseye helal olmamıştır. Bana da gündüzün bir vaktinde müsaade edilmiş ve benden sonrada kimseye helal olmayacaktır. Binaenaleyh, Mekke’nin av hayvanları ürkütülmez, dikeni kopanlmaz; sahibini arayıp bulmak niyetiyle olması hariç, kaybolan eşyasına dokunulmaz. Kimin bir yakını öldürülürse, o şahıs, iki şeyden birisiyle muhayyerdir: Ya kendisine diyet verilir veya öldüren kıyas yoluyla öldürülür.” Abbas: “Ey Allah’ın Resulü! İzhir otu bundan müstesna olsun. Çünkü biz onu kabir ve evlerimizde kullanıyoruz.” dedi. Bunun üzerine Resûlullah: ‘Yalnız İzhir bundan hariçtir.” buyurdu. Bu arada Yemenli Ebû Şah ayağa kalkarak: “Ey Allah’ın Resulü! Bunları benim için yazınız” dedi. Hz. Peygamber de (a.s.): “Bunları Ebû Şah için yazınız” buyurdu.