Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır: “Kıskançlığın öylesi vardır ki Allah’u Teala ona buğz eder. Bu, kişinin ortada bir şüphe yokken ailesini kıskanmasıdır.”
Açıklama:
Genel olarak kıskançlık doğru bir olgudur. Eğer toplumlarda kıskançlık olmasaydı Allah’ın haramları çiğnenirdi. Buhari’nin rivayet etmiş olduğu bir hadiste Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurmaktadır: “Muhakkak ki Allah’u Teala kıskanır, mü’min de kıskanır. Allah’u Teala’nın kıskanması, mü’min bir kulunun haram kıldığı bir şeyi işlemesinden dolayıdır.” Fakat bu, kıskançlığın her halükarda genel olarak helal olduğu anlamına gelmez. Kıskançlığın öyle türleri vardır ki evleri harap edip yıkmaktadır. Bu doğru ile yanlışı birbirinden ayırama- yacak olan kör deli kıskançlığıdır. Ortada herhangi bir şüphe ve kesin bir durum olmadan yapılan kıskançlık da bu tür mezmum olan kıskançlıktandır.
Eğer kadın ömrünün sonbaharı ve hayzın kesilme döneminde ise bu kıskançlık daha da artacaktır. Bu dönemde zor bir duruma gireceği gibi psikolojik olarak da birçok değişikliklerle karşılaşıp tedirginlik ve endişeler duyacaktır. Bazı durumlarda kocasını o kadar çok fazla kıskanır ki bu kıskançlığından kocasının da ciddi huzursuzluklar duymasına neden olur.
Doğal olarak kıskançlığı doğuran tek neden sevgidir. Kuşkusuz bir kadın, yalnızca sevdiği bir erkeği kıskanır. Fakat kıskançlığın da hudutları vardır. Bu sınırları geçtiği anda sonucu talak olan bir probleme dönüşecektir. Kadının öldürücü kıskançlıktan kaçınması ve kocasının durumuna göre şekillenmesi gerekir. Kıskançlıkta aşırıya gitme. Zira o, birisi öldürücü olan iki kenarlı bir kılıçtır.