Kardeş Kavgası Nasıl Önlenir ?

By | 25 Mart 2015

Kardeş Kavgası Nasıl Önlenir ?Kardeş Kavgası Nasıl Önlenir ?

Çoğu zaman ana baba, haklıyı-haksızı tespit edeceğiz di­ye araya girer; hâlbuki onlar araya girdikçe işler çıkmaza sürüklenmektedir. Çünkü kimin, hangisine vurduğu; hangisi­nin, kime hakaret ettiğinin anlaşılması o kadar kolay değil­dir. Bu bakımdan, araya fazla girilmemeli, anlaşmazlığı ken­di aralarında çözmeleri gerektiği, söz ve davranışlarla kar­deşlere anlatılmalıdır. Kızgınlık ve ümitsizliğe kapılmadan, kibirlilik göstermeden, çocukların problemlerini kendilerinin çözmelerine fırsat verilmelidir.

Bu konuda, temelde dikkat edilecek husus, çocuklara dengeli davranmaktır. Evin büyük çocuğu olmak, daha sağ­lıklısı bulunmak, diğerleri için taraf tutulmasına bahane ol­mamalıdır. “Sen ablasın, sen ağabeysin.” sözlerini duyan kü­çükler, yalancı feryatlarla ana babayı yardıma çağırabilirler. Küçüklerin her vesilede kayırılması, büyüklerin nefretini çe­kebilir. Bazen son çocuk, bazen kızlardan sonra dünyaya ge­len erkek çocuk veya erkeklerden sonra gelen tek kız, ayrıca­lıklı davranma vesilesi olabilirler. Bu arada sakin görünümlü “Bir tanesin!” denen çocuklar da tartışma sebebi olabilir. To­run, dede veya ninenin elinde büyüyen “O başkadır.” sözle­riyle şımartılan, diğer çocuklara karşı korunup kollanan ço­cuklar da kardeş kavgalarının bitmemesine sebep olurlar.

Yapılacak olan, kavgadan sonra “hakemlik” pozisyonuna girmektense, kavganın sebeplerini öğrenerek tedbirleri, baş­tan almaktır. Aile zemininde hüner, kavgayı sona erdirmek­ten çok, gereksiz sürtüşmelerin önünü kesebilmektir.

ikinci kardeş gelince, birincisinde çeşitli şekillerde kıs­kançlık belirtileri ortaya çıkabilir. Aslında tepkiler, çocuğun çaresizliğinin, güvensizliğinin belirtisidir. Çocuğunuz, tedir­gindir, mutsuzdur; evini, ailesini, onu koruyan, seven insan­ları paylaşmak istememektedir. İçine attığı bu duyguyu iş­tahsızlık, uykusuzluk, gerileme, altını ıslatma, tırnak yeme gibi tepkilerle gösterebilir. Onun için, kardeşin ihtiyaçlarını gidermede büyüğe, küçük sorumluluklar verilmelidir. Mese­la onu beslerken biberonu getirmek, altını temizlerken pud­rasını döktürmek gibi.

Bebeğin küçük olduğu için bakıma ve ilgiye muhtaç oldu­ğunu, bu yüzden onunla daha fazla ilgilendiğini; oysa ken­disinin büyüdüğünü, ihtiyaçlarını kendi başına giderebildiğini anlatmalıdır. İlk çocuğun yanında bebeği, çok sık ve abartılı bir şekilde sevmemeye gayret edilmelidir.

Çocuk, kendini ne kadar güvende hissederse ve sevilirse paylaşmaya o kadar çabuk alışır. Kardeşler arasındaki kav­gaların, çekişmelerin birçoğu da paylaşmayı bilmemekten değil, ana babanın dikkatini daha çok çekmek istediklerindendir.

Paylaşma konusunda inatçı olan çocuğu, diğer çocuklar­dan uzak tutmaya çalışmak, yanlış bir tutumdur. Çocuk, başka çocuklarla birlikte değilse bir arada olmasını sağlamak lazım. Bütün oyuncakları önüne çekmeye çalışan çocuğun dikkatini, başka bir yöne çekmeye çalışmak uygundur. Ayrı­ca “Hadi yavrum, arkadaşına arabanı ver; o da sana arabası­nı verir; birlikte oynarsınız.” gibi paylaşmasını sağlayıcı ara­buluculuklar yapılabilir.

Çocukların hepsine, aile içinde önemli, eşit oldukları gös­terilmeli ve bu duygu yaşatılmalıdır. Ebeveynler, kardeşler arası ilişkilerde hep uzlaştırıcı olmalı, taraf olmamalıdır. Kardeşlerin, birbirlerini şikâyet etmelerine fırsat verilmeme­lidir. Dışarı çıktıklarında, kardeşlerin sorumlulukları birbir­lerine yüklenmemelidir.

Aile ortamında kardeşlerden birinin sürekli kavga çıkar­ması önlenmelidir. Gerekirse bir uzmandan yardım alınma­lıdır. Sürekli kavga eden kardeşler, birbirlerinden uzaklaştı­rılmamalı; tersine, aralarında sağlıklı bir iletişimin ve etkile­şimin olabilmesi için, daha çok zaman diliminde birlikte ol­maları temin edilmelidir.