İnsanların Birbirlerinin Özel Hayatını Araştırması, Eksikliğini Görmeye Çalışması, Menfaat Yarışmasına Girişmesi, Hasetleşmesi, Buğzetmesi, Sırt Dönmesi İle İlgili Hadisler

By | 6 Ocak 2015

insanlarin-birbirlerinin-ozel-hayatini-arastirmasi-eksikligini-gormeye-calismasi-menfaat-yarismasina-girismesi-hasetlesmesi-bugzetmesi-sirt-donmesi-ile-ilgili-hadislerEbu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:

“(Kötü) zandan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalan olandır. Birbirinizin eksikliğini görmeye (ve işitmeye) çalışmayın. Birbirinizin özel hayatını araştırmayın. Menfaat hususunda birbirinizle yarışa girmeyin. Birbirinizle hasetleşmeyin. Birbirinize buğzetmeyin. Birbirinize sırt dönmeyin. Ey Allah’ın kulları! Allah’ın size emrettiği gibi kardeşler olun.

Müslüman Müslümanm kardeşidir. Ona zulmetmez. (Yardıma muhtaç olduğu zor bir zamanda) onu yalnız bırakmaz. Onu küçük görmez. Takva, işte buradadır.

-Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu son cümleyi göğsüne işaret ederek üç defa tekrariadı.

Bir kimsenin, müslüman kardeşini küçük görmesi; onun, kötü (bir kişi oiduğunun hükmedilmesi için) yeterlidir. Her Müslümanm kanı, malı ve ırzı (diğer) Müslümanm üzerine haramdır.
Doğrusu Allah, sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Fakat kalplerinize ve amellerinize bakar.

Abdullah ibn Ömer (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:

“Doğrusu zulüm kıyamet günü karanlıklar olacaktır.”

 

Ebu Musa (radıyallâhu anhj’dan rivâyet edilmiştir:

“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):

– ‘Doğrusu Yüce Allah, zalime mühlet verir. Yakalayacağı zaman ona göz açtırmaksızın ansızın yakalar’ buyurdu.

Sonra da, “İşte Rabbin, zalim memleketleri cezalandırdığı zaman böyle cezalandırır. Çünkü O’nun cezası çok acı, çok çetindir” ayetini okudu.”

Saîd b. Zeyd b. Amr b. Nufeyl (radıyallâhu anhj’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:

“Kim zulüm yoluyla (başkasının arazisinden) bir karış yer alırsa, Allah o kimseyi kıyamet gününde yedi kat yer (in dibin) den itibaren boynuna dolar.”

(Zulüm: Herhangi bir şeyi kendi yerinden başka bir yere koymak.

Dinî anlamdaki manası ise; hak yemek, eziyet, işkence ve baskı kullanmak, adaletsizlik yapmak, haddi aşmak, söz ve fiilde aşırı gitmek demektir.

Alimler zulmü üç kısım halinde incelemişlerdir:

1. İnsanın Allah’a karşı işlediği zulüm, şirk ve küfürdür. “İmân edip de imânlarına zulüm karıştırmayanlar (var ya) işte korkudan emin olmak onların hakkıdır ve doğru yolu bulanlar da onlardır”  âyeti inince, bu âyetin ifâde ettiği, imâna zulüm karıştırma meselesi ashabın nefsine ağır geldi ve, “Hangimiz nefislerine zulmetmez?” dediler: Bunun üzerine Yüce Allah: “Şüphesiz ki, şirk büyük bir zulümdür” âyetini indirdi. Böylece bu âyette söz konusu olan zulüm kelimesinden şirk kastedildiği anlaşılmıştır .

Âyetteki “Şirk büyük bir zulümdür” ifadesi ile de, şirk’e düşen insanların hikmet ve akıl yönünden ne kadar zavallı olduklarına ve ahmaklık içinde bulunduklarına işaret edilerek şirkin çirkinliği dile getirilmiştir.

 

Yüce Allah’ın varlığını, birliğini inkâr etmek zulüm olduğu gibi, imân esaslarından herhangi birini inkar etmek de zulüm ve küfürdür. Bütün bu hususlar ile ilgili çeşitli âyetler vardır:

“Onlardan her kim, (Allah’ın ilâhlığını inkâr ederek) “İlâh o değil, benim!” derse, biz onu cehennemle cezalandırırız. İşte biz, zalimlere böyle ceza veririz!”

2. İnsanlar arasındaki zulüm. Bu da, insanların kendi hemcinslerine karşı işledikleri suçlar, günahlar ve haksızlıklardır. Bilindiği gibi zulüm kavramı, Kur’ân’da çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. İnsanla insan arasındaki zulüm de, bu geniş alanda büyük bir yere sahip bulunmaktadır. Zaten insanların birbirlerine karşı olan hareketlerindeki yanlış, kötü ve zararlı davranışları zulüm olarak tanıtılmış, bunların işlenmemesi istenmiş ve işleyenler tenkid edilmiştir.

Adam öldürmek, hırsızlılık yapmak, erkeklerin erkeklerle temasta bulunması (homoseksüellik) ve yol kesip kötülükte bulunmak, zina yapmak, suçlu insanları bırakıp suçsuzları cezalandırmak, Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmemek gibi.

3. İnsanın kendi kendine zulmetmesidir. Bu hususta da çeşitli âyetler vardır.

Yukarıda sayılan çeşitlerden hangisi olursa olsun, zulüm, yaratılış düzeninde bozukluk ve sapmalara sebep olmaktadır. İnsanın dışındaki bütün varlıklar, yaratılış düzenini bozmamakta, nasıl yaratılmışlarsa, öyle hareket etmektedirler. Allah’ın emir ve yasaklarını dinlemeyen, zulüm yollarına düşen insanlar ise, insanın yaratılış gayesinin dışına çıkmaktadırlar. Bu halleriyle de, varlıklar arasında en büyük zalimlerden olma durumuna düşmektedirler. Onun için Allah ve Rasulü genel olarak zulmü yasaklamışlardır. Bir de, bütün peygamberler insanları Allah’a inanmaya ve O’nun emir ve yasaklarına uygun hareket etmeye çağırmışlardır. Bu davete kulak vererek imâna gelen ve ibadete sarılanlar huzur, saadet, mutluluk ve başarı elde etmişlerdir. Bu davete kulak vermeyerek peygamberlerin yoluna muhâlefet edenler ise, zalimlerden olmuşlar ve başlarına büyük musibetler gelmiştir. Kur’ân, peygamberlerin emrini dinlemeyen nice toplulukların başına gelen felâket ve musibetleri haber vermiştir. Bu bilgiler, zulüm işleyen zalimlerin sonu açısından son derece ibret vericidir