Hz. Rukiyye’nin Hastalanması

By | 30 Mayıs 2015

hz-rukiyyenin-hastalanmasiSEVGİLİ YAVRUSU HASTAYDI. İkinci çiçeği sararıp solmuş, yataklara düşmüştü.
Mekke müşrikleri Onu Bedir’de bekliyordu.
Yavrusunu bırakarak yol aldı Bedir’e. Belki bir daha görmeyecekti dünya gözüyle. Çocuklarına çok önem veren baba, bu önemli savaşa damadı Hz. Osman’ın gitmesine izin vermedi. Onu hasta eşinin yanında bıraktı.
En çok ihtiyacı olduğu anda eşleri birbirinden ayırmadı.
Hz. Osman’a Bedir’e katılmayıp Rukiye’nin hastalığı ile il-gilenmesini söyledi. Bu fedakârlığından dolayı, Bedir’e katılanlarınsevabının ve ganimet payının aynen ona da verilece-ğini müjdeledi.
Bedir’de yardım melekleri inerken Müslümanların imdadına, Medine’de başka melekler kuşattı Rukiye’yi.
Peygamberimiz Bedir’den zaferle döndü. Ama Rukiye vefat etmişti…
İkinci tomurcuğu, yirmi bir yaşında cennet bahçelerinde açmak için düşmüştü toprağa…
Tüm kadınlar ağlıyordu.
Yine hasret örülmüştü kaderden. Yine ayrılık girmişti araya. Yine kadere boyun eğerek rıza mertebelerinde dolaşmak düşmüştü babaya.
Hz. Ömer, ağlayan kadınlara kızınca peygamberimiz, dillerin ve ellerin karışmaması şartıyla kadınların ağlayabileceklerini söyledi.
Gözler konuşabilirdi gözyaşlarıyla. Çünkü onlar kalplerin sesini duyururdu. Acıları dışarı taşırdı.
Peygamberimiz, hasretiyle buluşmak için sevgili kızının kabrine gitti. Küçük tomurcuğu Fatıma’sı da yanındaydı.
Kalpler hüzünlenince gözler ağlardı…
Küçük yavrusunun, ablasının ölümüne ağlaması sevgili babanın şefkatini daha da celb etti. Kendi gözyaşlarını unutarak hırkasının ucuyla sildi Fatıma’smm gözyaşlarını.
Sevgili babadan teşekkür gitti sevgililer sevgilisine. Küfrün dışında her şeye şükreden sevgili peygamberimiz, yavrusunun ölümünde de şükredecek güzelliği görmüştü. Şükürle çaldı Mümit’in kapısını:
“Hamd olsun o Allah’a ki, kızları, şerefli olarak defnettirdi.”
O, çocukları öldüğünde, Yaratıcının Mümit ismiyle ölümdeki güzelliği gören bir Babaydı (a.s.m.)…