Faizin Yasaklanması

By | 24 Eylül 2014

pardesu

 

borc-paraFaizi yasaklayan birçok ayeti kerime vardır. Buhari ve Ebu Davut’un rivayet ettiği hadise göre:

“Rasûlüllah (s.a.v.) vücuduna dövme yapan ve faiz yiyene lânet etmiş­tir.”

Hâkim sahih olarak şu hadisi rivayet ediyorlar:

“Dört insan vardır ki, Allah onları cennete kabul etmez.

1-                    İçki içen ve alkolik olanlar.

2-                    Faiz yiyenler.

3-                    Haksız yere yetim malı yiyenler.

4-                    Anne babasına itaat etmeyenler.

Hakim, Buharı ve Müslim’i şöyle bir hadis rivayet ettiler:

“Faizin yetmiş küsür bölümü vardır. En aşağısı, kişinin annesiyle nikah kıyması gibidir.”

Bezzar sahih olarak şöyle rivayet ediyor:

“Faiz ve şirk yetmiş bölümdür.”

Beyhaki de şöyle rivayet ediyor:

“Faiz yetmiş bölümdür. En düşüğü kişinin annesiyle nikahlanması gi­bidir.”

Taberani Abdullah İbn-i Selem’den şöyle rivayet ediyor:

“Faizden kazanılan bir kuruşun günahı, 33 kere zina etmeden daha bü­
yüktür.”

İbn-i Dünyâ ve Beğavi’nin rivayet ettiğine göre, Peygamber (s.a.v.) fai­zin kötülüğünü şöyle anlatıyordu:

“Allah katında, günahların en büyüğü faizdir. Zira faizin günahı otu- zaltı defa zina etmenin günahına denktir. Halbuki, faizin en kötüsü, müslü- man bir kişinin namus ve izzetine tecavüzden daha kötüdür…”

Taberani şöyle rivayet ediyor:

“Kim hakkı gizlemek, maksadıyla zalime yardım ederse, o Allah ve Rasûlünün korumasının dışındadır. Kim bir kuruş faiz yerse, otuz üç kere zi­na eden kişi gibidir. Kimin eti haramdan meydana gelirse, cehenneme lâyıktır!”

Ebu Ya’la İbn-i Mesud’dan Rasûlüllah (s.a.v.)’ın şöyle buyurduğunu ri­vayet etmektedir:

“Zina eden ve faiz yiyenlerin lâyık olduğu yer cehennemdir.”

İmam-ı Ahmed de şöyle rivayet ediyor:

“Hangi toplumda faiz yeniliyorsa, o toplum kıtlığa maruz kalır. Hangi toplumda rüşvet yayılırsa, orada huzursuzluk hakim olur.”

İmam-ı Ahmed İbn-i Mace ve İsfahanî şöyle rivayet ediyorlar:

“Miraç gecesi yedinci kata çıktığımda, başımı yukarıya çevirdiğim za­man, şiddetli yıldırımlar, kasırgalar esiyordu… Karınları şişirilerek adeta ev kadar genişlemiş ve içlerinde yılanlar görünüyordu.” Dedim ki: “Ey Cebrail bunlar kimdir?”

Cebrail dedi ki: “Onlar faiz yiyorlardı.”

İsfahani İbn-i Said El Hudri (r.a.)’den naklen peygamber (s.a.v.)’in şöy­le söylediğini rivayet ediyor:

“Miraç gecesi göğe çıktığımda, birinci kat semada, bir kısım insanları karınları adeta bir ev kadar şişmiş olarak gördüm. Onlar Firavun’unsa oyun­dan gelenlerin atıldığı yere atılmışlardı. Her sabah ve akşam ateşin üzerinde bekletilirler…”

Ben Cebrail’e:

“— Bunlar kimlerdir?” diye sordum.

Cebrail şöyle cevap verdi:

“— Onlar senin ümmetinden faizci ve tefecilerdir. Onlar mezarların­dan şeytan garpmışçasına uyanırlar…”

Taberanî, sahih olarak şöyle rivayet ediyor:

“Af edilmeyen, faiz ve hiyanet günahlarından sakınınız!” dedikten son­ra Rasûlüllah şu âyeti okudu:

“Faiz yiyenler, şeytan çarpmış gibi mezarlarından kalkarlar.”

(Bakara)

İbn-i Mace ve Hakim sahih olarak şöyle rivayet ediyorlar:

“Faiz yiyen ve tefecilik edenin serveti azalır.”

Ebu Davud İbn-i Mace hasen olarak şöyle rivayet ediyorlar:

“Öyle bir zaman gelecek ki, faiz yemeyen kalmayacaktır.”

Abdullah İbn-i Ahmed Zevaidül Müsned’te şöyle rivayet ediyor:

“Allah’a yemin olsun ki, ümmetimden bir zümre insanlar, yiyip içip ve oynarlar, yatarlar, ancak sabahleyin maymun ve insan şeklinde kalkarlar. Muhakkak onlar için gökten belalar yağacaktır. Onlar için insanlar şöyle derler:

Bu gece filan kişiler yere batmış, falan kişilerin evleri yere gömülmüş­tür.

Hz. Lut (a.s.) kavminin, içki içmelerinden, erkeklerin ipek elbise giy­melerinden. çalgıcı ve şarkıcıları dost edinmeleri, faiz yemelerinden dolayı üzerlerine taş yağmıştır, işte bu ümmet aynı şekilde yaparsa onların üzerleri­ne de taş yağdırılır.