Faizi yasaklayan birçok ayeti kerime vardır. Buhari ve Ebu Davut’un rivayet ettiği hadise göre:
“Rasûlüllah (s.a.v.) vücuduna dövme yapan ve faiz yiyene lânet etmiştir.”
Hâkim sahih olarak şu hadisi rivayet ediyorlar:
“Dört insan vardır ki, Allah onları cennete kabul etmez.
1- İçki içen ve alkolik olanlar.
2- Faiz yiyenler.
3- Haksız yere yetim malı yiyenler.
4- Anne babasına itaat etmeyenler.
Hakim, Buharı ve Müslim’i şöyle bir hadis rivayet ettiler:
“Faizin yetmiş küsür bölümü vardır. En aşağısı, kişinin annesiyle nikah kıyması gibidir.”
Bezzar sahih olarak şöyle rivayet ediyor:
“Faiz ve şirk yetmiş bölümdür.”
Beyhaki de şöyle rivayet ediyor:
“Faiz yetmiş bölümdür. En düşüğü kişinin annesiyle nikahlanması gibidir.”
Taberani Abdullah İbn-i Selem’den şöyle rivayet ediyor:
“Faizden kazanılan bir kuruşun günahı, 33 kere zina etmeden daha bü
yüktür.”
İbn-i Dünyâ ve Beğavi’nin rivayet ettiğine göre, Peygamber (s.a.v.) faizin kötülüğünü şöyle anlatıyordu:
“Allah katında, günahların en büyüğü faizdir. Zira faizin günahı otu- zaltı defa zina etmenin günahına denktir. Halbuki, faizin en kötüsü, müslü- man bir kişinin namus ve izzetine tecavüzden daha kötüdür…”
Taberani şöyle rivayet ediyor:
“Kim hakkı gizlemek, maksadıyla zalime yardım ederse, o Allah ve Rasûlünün korumasının dışındadır. Kim bir kuruş faiz yerse, otuz üç kere zina eden kişi gibidir. Kimin eti haramdan meydana gelirse, cehenneme lâyıktır!”
Ebu Ya’la İbn-i Mesud’dan Rasûlüllah (s.a.v.)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
“Zina eden ve faiz yiyenlerin lâyık olduğu yer cehennemdir.”
İmam-ı Ahmed de şöyle rivayet ediyor:
“Hangi toplumda faiz yeniliyorsa, o toplum kıtlığa maruz kalır. Hangi toplumda rüşvet yayılırsa, orada huzursuzluk hakim olur.”
İmam-ı Ahmed İbn-i Mace ve İsfahanî şöyle rivayet ediyorlar:
“Miraç gecesi yedinci kata çıktığımda, başımı yukarıya çevirdiğim zaman, şiddetli yıldırımlar, kasırgalar esiyordu… Karınları şişirilerek adeta ev kadar genişlemiş ve içlerinde yılanlar görünüyordu.” Dedim ki: “Ey Cebrail bunlar kimdir?”
Cebrail dedi ki: “Onlar faiz yiyorlardı.”
İsfahani İbn-i Said El Hudri (r.a.)’den naklen peygamber (s.a.v.)’in şöyle söylediğini rivayet ediyor:
“Miraç gecesi göğe çıktığımda, birinci kat semada, bir kısım insanları karınları adeta bir ev kadar şişmiş olarak gördüm. Onlar Firavun’unsa oyundan gelenlerin atıldığı yere atılmışlardı. Her sabah ve akşam ateşin üzerinde bekletilirler…”
Ben Cebrail’e:
“— Bunlar kimlerdir?” diye sordum.
Cebrail şöyle cevap verdi:
“— Onlar senin ümmetinden faizci ve tefecilerdir. Onlar mezarlarından şeytan garpmışçasına uyanırlar…”
Taberanî, sahih olarak şöyle rivayet ediyor:
“Af edilmeyen, faiz ve hiyanet günahlarından sakınınız!” dedikten sonra Rasûlüllah şu âyeti okudu:
“Faiz yiyenler, şeytan çarpmış gibi mezarlarından kalkarlar.”
(Bakara)
İbn-i Mace ve Hakim sahih olarak şöyle rivayet ediyorlar:
“Faiz yiyen ve tefecilik edenin serveti azalır.”
Ebu Davud İbn-i Mace hasen olarak şöyle rivayet ediyorlar:
“Öyle bir zaman gelecek ki, faiz yemeyen kalmayacaktır.”
Abdullah İbn-i Ahmed Zevaidül Müsned’te şöyle rivayet ediyor:
“Allah’a yemin olsun ki, ümmetimden bir zümre insanlar, yiyip içip ve oynarlar, yatarlar, ancak sabahleyin maymun ve insan şeklinde kalkarlar. Muhakkak onlar için gökten belalar yağacaktır. Onlar için insanlar şöyle derler:
Bu gece filan kişiler yere batmış, falan kişilerin evleri yere gömülmüştür.
Hz. Lut (a.s.) kavminin, içki içmelerinden, erkeklerin ipek elbise giymelerinden. çalgıcı ve şarkıcıları dost edinmeleri, faiz yemelerinden dolayı üzerlerine taş yağmıştır, işte bu ümmet aynı şekilde yaparsa onların üzerlerine de taş yağdırılır.