Duanın Sünneti

By | 1 Ağustos 2019

Allahü Teala, Mümin suresi 60. Ayetinde şöyle buyuru­yor: “Bana dua ediniz ki, duanızı kabul edeyim. “Allahü Te­ala biz kullarından dua etmemizi emrediyor, bizden her za­man dua ederek kendisinden yardım istememizi bildiriyor.

Ama diyeceksin, benim günahım çok, duam kabul olur mu? Böyle endişelenmenize hiç gerek yok. Çünkü Allahü Te­ala, Bakara Suresinin 186. ayetinde: “Bana el açıp yalvaran (kulumun) duasına icabet ederim.“buyuruyor.

Bu ayeti kerimelerden öğreniyoruz ki, kendi saadetimiz için dua etmemiz gereklidir. Hata ve günahlarımız çoktur du­amız kabul olmaz diye bir tereddüde düşmemiz hiç de doğru ve akıllıca bir hareket değildir. Zira Rabbimiz bizden dua et­memizi istiyor. Duamızı kabul edeceğini beyan ediyor:

Şimdi de duanın kıymet ve değerini, büyüklük ve fazile­tini öğrenelim.

Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem:

“Allahü Teala indinde duadan daha değerli hiç bir şey yoktur.” buyuruyor

Yine Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem: “Allahü Teala kendisinden istenmeyi sever.” Yani aslında dua etmek arzusu insanın mayasında yaratılışında vardır. Dua etmek, in­sanın ruhi ihtiyacıdır. İnsan çaresizlik içinde kaldığı zaman, ruhu daraldığı an kuvvet ve kudret sahibi olan Allah’dan yardım isteme ihtiyacını kendinde şiddetle hissedip duyar. Onun için Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’inde buyuruyor:

“Bunalıp darda kalan kulunu, çaresizlik içinde kıvranıp duran kimseyi, dua edip yalvardığında imdadına yetişip yar­dım eden, ancak Allahu Teala’dır.” Bir kulun düşmüş olduğu tehlikelerden Allah’dan başka kurtaracak hiç bir kuvvet yok­tur ve düşünülemez.

Peygamberimiz aleyhisselam buyuruyor: “Kul dua etti­ğinde üç şeyden birine kavuşur:

“Ya ettiği dua sebebiyle günahı bağışlanır. Veya peşin bir mükafata kavuşur. Veyahut da ahirette karşılığını bulur.”

Bu Hadis-i Şerif, dua ettim de kabul etmedi diyen kimse­lere çok güzel bir ders veriyor. Dua etmenin sevabı pek çok­tur. Dua etmenin pek çok faydaları vardır.

Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem buyu­ruyor ki: “Dua ibadetin ta kendisidir. Dua, ibadetin özü ve ili­ğidir.” Demek ki, dua en büyük ibadet, hem de ibadetin özü, iliği ve beyni mesabesi yerindedir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem buyurmuştur ki: “Dua, inananların silahıdır.” Müminler, Müslümanlar, duaları sayesinde her türlü şeyler­den, zararlardan korunabilirler. Bu zararlar şeytandan, in­sanlardan ve nefsinden olabilir.

Dua Nasıl Yapılır ?

Resul-ü Ekrem sallallahu aleyhi vesellem duasına: Subhane Rabbiyel-Aliyyil-alal-Vehhab sözüyle başlardı.

Duaya Resulullah’ın sallallahu aleyhi vesellem başladığı gibi başlamak.

Duaya Besmele ile başlamak.

Duaya Allahü Teala’ya hamd ederek başlamak.

Salavati şerife getirerek başlamak.

Kendi dileklerini sonra söylemelidir.

Önce Allah’ın sıfatlarını, mübarek isimlerini, kuvvet ve kudretini, saltanatını dile getirmelidir. Peygamberimiz aleyhisselama salavati şerifeden sonra dileklerini ve sonra yine salavati şerife ile duasını bitirmelidir. Zira Allahü Teala, Resulullah’a getirilen iki salavati şerifeyi kabul edince, dua

edenin ara yerdeki dileklerini de kabul eder.

Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem söyle buyurmuştur:

Allahü Teala’dan bir şey istediğiniz zaman, benim üze­rime salavati şerife getirerek başlayınız. Çünkü Allahü Teala, iki dilekten birini kabul edince diğerini reddetmemek husu­sunda keremlidir. Yani bir duayı kabul edince, diğer duayı da kabul eder. Rasulullah’a sallallahu aleyhi vesellem getirilen salavati reddetmek Allah’ın şanından değildir. Resulüne geti­rilen salavati mutlaka kabul eder. Onu kabul edince bizim is­teklerimizi de lütfen, keremen kabul buyuracaktır. Dua eden kimsenin bunu bilmesi gereklidir.

“Dua” sözü Kur’an’da iki anlam içerir:

İbadet duası (ibadet amacıyla yapılan dua).

Dilek duası (Allah’tan bir şey dilemek için yapılan dua).

Şu ayetler bu tanımlara örnektir:

“Allah’la beraber başka bir ilaha itaat (ibadet) etme, sonra azap edilenlerden olursun.” (Şuara 213)

“Kim Allah’la beraber varlığını ispatlayacak hiçbir delil bulunmayan bir ilaha ibadet (dua) ederse, Onun he­sabı Rabbinin yanındadır. Kuşkusuz kafirler kurtulamaz.”

(Müminun 117)

“Kullarım sana beni sorarlarsa işte muhakkak ben pek yakınım. Bana dua ettiğinde dua edenlerin duasına karşılık verir kabul ederim.” (Bakara 186)

“Rabbinize yalvar a yakara ve gizlice dua edin gerçek şu ki O haddi aşanları sevmez.” (Araf 55)

“Rabbimiz buyurdu ki: Bana dua edin bende duanızı kabul edeyim.” (Mümin 60)

“Putlar mı hayırlıdır yoksa bunalmış olana kendisine dua ettiğinde duasını kabul edip o kötülüğü gideren mi?” (Nemi 62)

Ebu Hüreyre -Allah ondan razı olsun- dedi ki Rasulullah

sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:

“Şüphesiz Allah buyuruyor ki: Ben kulumun yanında beni zannettiği gibiyim. Bana dua ettiği vakit ben onunla be­raberim.” (Buhari 384. Müslim 2067)

Enes bin Malik’den -Allah ondan razı olsun- dedi ki Ra­sulullah sallallahu aleyhi vesellemi şöyle buyururken dinle­dim:

“Allah buyurdu ki: Ey Ademoğlu, sen bana dua edip Ben­den ümit ettikçe, Ben de ne yapmış olursan ol, sana mağfiret ederim, aldırmam.” (Tirmizi 548)

Ebu Hureyre’den -Allah ondan razı olsun- rivayete göre: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:

“Zorlu ve sıkıntılı zamanlarında Allah’ın duasını kabul etmesini arzu eden bir kimse, rahatlık zamanlarında O’na çokça dua etsin.” (Tirmizi 462)

Rasûlullah’ın Hayatından Dualar

Hz. Aişe -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: “Rasû­lullah sallallahu aleyhi vesellem özlü ve kapsamlı duaları se­ver, özlü ve kapsamlı olmayan duayı yapmazdı.” (Ebu Davud, Vitir 23)

Enes -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem çoğu zaman şöyle dua ederdi:

“Allahumme atina fiddunya hasene ve filahireti hasene ve kına azabennar = Allahım bize dünyada da ahirette de iyi­lik ve güzellik ver, bizi cehennem azabından körü!” (Buhari, Tefsir, 38; Deavat, 55; Müslim, Zikir 23)

İbni Mesud -Allah ondan razı olsun-‘dan rivayet edildiği­ne göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle dua eder­di: “Allahumme inni es’eluke’l-huda ve’t-taka velafâfe velğına = Allahım senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği iste­rim.” (Müslim, Zikir 72)

Tarık ibni Eşyem -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Bir kimse müslüman olduğu vakit Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona namaz kılmayı öğretir sonra da şöyle dua etme­sini tavsiye ederdi. Allahumağfirlî verhamnî vehdinî ve âfinî verzuknî = Allahım beni affet, bana merhamet et, acı bana, doğru yola ilet, bana afiyet ve hayırlı rızık ver. (Müslim, Zikir 35)

Yine Müslim’in Tarık ibni Eşyem -Allah ondan razı olsun’- den rivayetine göre Tarık -Allah ondan razı olsun- Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i dinlerken bir adam gelerek:

“Ya Rasûlallah! Rabbımdan birşey isteyeceğim zaman nasıl dua edeyim?” diye sordu. Rasul-ü Ekrem de şöyle bu­yurdu:

“Allahumağfirlî verhamnî ve âfinî verzuknî = Allahım be­ni bağışla, bana merhamet et, acı, bana afiyet ve hayırlı rızık ver de! Bu sözler senin hem dünya hem de ahiret için istenen gereken herşeyi içine alır. (Müslim, Zikir 36)

Abdullah ibni Amr ibni As’dan -Allah onlardan razı ol­sun- rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve­sellem şöyle dua ederdi:

“Allahumme musarrifel kulûb, sarrif kulûbena alâ tâatike = Ey kalbleri çeviren, yönlendiren Allahım, kalblerimizi sana itaate yönelt.” (Müslim, Kader 17)

Ebu Hureyre -Allah ondan razı olsun-‘den rivayet edildi­ğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyur­du:

“Dayanılmayacak dertten, insanı helake götürecek zor­luklara uğramaktan, başa gelecek her türlü fenalıktan ve düş­manı sevindirecek felaketlerden Allah’a sığınırım.” (Buhari, Deavat 28; Müslim, Zikir 53)

Yine Ebu Hureyre -Allah ondan razı olsun-’den bildiril­diğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle dua ederdi: “Allahummaslih lî dinî ellezî huve ismetu emrî, ve aslıh lî dünyaye elletî fîha meâsî, ve aslıh lî ahireti elletî fîha meadî, vecalilhayâte ziyâdeten lî fî külli hayrin, vec’alil mev­te râhaten lî, min külli şerrin = Allahım bütün işlerimin başı olan dinim konusunda hataya düşmekten beni koru. Yaşadı­ğım şu dünyadaki işlerimizin yolunda gitmesini sağla. Dönüp varacağım ahiretimi kazanmama yardım et. Hayatımda daha fazla hayırlar yapmama imkan tanı. Ölümümü her türlü sı­kıntılardan kurtuluşa sebep kıl.” (Müslim, Zikir, 71)

Hz. Ali -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana:

“Allahummehdinî ve seddidnî = Allahım beni doğru yola ilet ve bütün işlerimde beni başarılı kıl, de!” buyurdu. (Müs­lim, Zikir, 28)

Başka bir rivayete göre de şöyle buyurdu: “Allahumme innî es’elukel huda vessedat = Allahım senden beni doğru yola iletmeni ve o yolda başarılı kılmanı niyaz ederim.” (Müs­lim, Zikir, 78)

Enes -Allah ondan razı olsun-‘den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle dua ederdi:

“Allahumme innî eûzu bike minel aczi velkeseli vel cübni velheremi vel buhli ve eûzu bike min azâbil kabri ve eûzu bike min fitnetil mahya ve’l memât = Allahım acizlikten, tem­bellikten, korkaklıktan, bunaklık derecesinde ihtiyarlıktan, cimrilikten sana sığınırım. Kabir azabından da sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnelerinden de sana sığınırım.” (Müslim, Zikir, 50)

Ebu Bekir es-Sıddık -Allah ondan razı olsun-, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e, “Bana bir dua öğret de, nama­zımda okuyayım” dedi. O da şöyle buyurdu: “Allahumme innî zalemtu nefsî zulmen kesîran, ve lâ yağfiruz zünûbe illâ ente fağfirlî mağfiraten min indike, verhamnî inneke entel ğafûrur Rahim = Allahım ben kendime çok zulmettim, günahları ba­ğışlayacak olan yalnız sensin. Öyleyse sonsuz bağışlaman ile beni bağışla. Bana merhamet et, acı, çünkü affı sonsuz, mer­hameti sonsuz olan sadece sensin de!” (Buhari, Ezan, 149; Müslim, Zikir, 48)

Ebu Musa el-Eş’ari -Allah ondan razı olsun-’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ümme­tine öğretmek üzere şöyle dua ederdi:

“Allahummağfirlî hetîetî ve cehlî, ve israfî fî emrî, ve ma ente a’lemu bihî minnî, Allahummağfirlî ciddî, ve hezli, ve hetai ve amdi, ve küllü zalike indi,

Allahummağfirli ma kaddemtu ve ma ahhartu, ve ma esrartu ve ma a’lentu, vema ente a’lemu bihî minnî, entel mukaddimu ve entel muahhir ve ente ala külli şey’in kadir = Allahım, günahlarımı, bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı, haddi aşarak yaptığım tüm işleri, benden daha iyi bildiğin bütün sırlarımı bağışla. Allahım, ciddi ve şaka yollu yaptıkla­rımı, yanlışlıkla ve bilerek işlediğim günahlarımı affeyle, bu kusurların hepsi bende vardır. Allahım şimdiye kadar yaptı­ğım bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, beni benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle, ilerleten de geri bırakan da sensin. Senin her şeye gücün yeter.” [Buhari, Deavat, 60; Müslim, Zikir, 70)

Zeyd ibni Erkam -Allah ondan razı olsun-‘dan rivayete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle dua ederdi: “Allahumme innî eûzu bike minel aczi, ve’l keseli, ve’l buhli, ve’l heremi ve azabil kabri.Allahumme âti nefsî takvâha, ve zekkiha ente hayrı men zekkaha, ente veliyyuhu ve mevla- ha. Allahumme inni euzu bike min ilmin la yenfeu, ve min kalbin lâ yahşeu, ve min nefsin lâ teşbeu, ve min da’vetin lâ yüstecâbu leha = Allahım, acizlikten, tembellikten, cimrilik­ten, bunaklık derecesinde ihtiyarlıktan, kabir azabından sana sığınırım. Allahım, nefsime günahlardan korunma melekesi nasib eyle ve onu her türlü günahtan temizle, onu en iyi te­mizleyecek sensin. Onun koruyucusu ve efendisi de sensin. Allahım faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten, doymak bil­meyen nefisten ve kabul olunmayacak duadan sana sığını­rım.” (Müslim, Zikir, 73)

İbni Abbas -Allah Onlardan razı olsun-’dan bildirildiği­ne göre Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem ümmeti­ne öğretmek için şöyle dua ederdi: Allahumme leke eslemtu ve bike amentu, ve aleyke tevekkeltu, ve ileyke enebtu, ve bike hasamtu, ve ileyke hakemtu, fağfirlî ma kaddemtu vema ahhartu, vema esrartu ve ma a’lentu, ente’l mukaddimu ve ente’l müahhir, lâ ilâhe illâ ente = Allahım sana teslim oldum. Sana inandım, sana güvendim. Sana yöneldim, senin yardı­mınla düşmanlara karşı savaştım, her konuda sana başvur­dum. Önceden yaptığım bundan sonra yapacağımı sandığım, gizlediğim ve açığa vurduğum tüm günahlarımı affeyle. İler­leten de gerileten de sensin. Senden başka ilah yoktur. (Bu­hari, Teheccüd 1)

Ravilerden bazıları, “La havle vela kuvvete illa billah” = Her türlü güç ve kuvvet ancak Allah’ın yardımıyla kazanılabilir cümlesini de ilave etmişlerdir.

Hz. Aişe -Allah ondan razı olsun-’den bildirildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle de dua ederdi: “Allahumme innî eûzu bike min fitnetin nâri, ve azabinnâri, ve min şerril ğına ve’l fakr. = Allahım cehennem fitnesinden ve azabından zenginlik ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım.” (Ebu Davud, Vitir 32)

Enes -Allah ondan razı olsun-’dan bildirildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle de dua ederdi: “Allahumme innî euzu bike mine’lbarası ve’l-cünuni ve’l-cüzami ve seyyii’l-eskam = Allahım alaca hastalığından, akli rahatsızlıktan, cüzzam hastalığından ve kötü hastalıkların tümünden sana sığınırım.” (Ebu Davud, Vitir 132)

Ebu Hureyre -Allah ondan razı olsun- Rasûlullah sallal­lahu aleyhi vesellem’in şöyle dua ettiğini bize bildirmiştir: “Allahumme innî eûzu bike mine’l cû’i feinnehu bi’sed dacii, ve eûzu bike minel hıyaneti feinneha bi’seti-il bitaneti = Al­lahım açlıktan sana sığınırım. Çünkü o insanı kucaklayan ne kötü bir arkadaştır. Hainlikten de sana sığınırım. O sinede gizlenen ne kötü bir huydur.” (Ebu Davud, Vitir 32)

Hz. Ali’den -Allah ondan razı olsun- rivayet edildiğine göre sözleşmeli bir köle kendisine başvurarak:

“Borcumu ödeyecek gücüm yok, bana yardım et” dedi. O da Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in bana öğrettiği duayı ben de sana öğreteyim mi? Bunu okuduğun müddetçe üzerinde dağ gibi borç olsa bile Allah ödemeni kolaylaştırır.

Allahummekfini bihalâlike an haramike ve ağninî bifadlike ammen sivâke = Allahım, beni helal rızıklarla yetindire­rek haramlardan koru. Beni lütfunla zengin kılarak başkala­rına muhtaç etme.” (Tirmizi, Deavat 111]

İmran ibni Husayn (Allah onlardan razı olsun]’dan bil­dirildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem babam Husayn’a dua etmesi için şu iki cümleyi öğretti: Allahumme elhimnî rüşdî ve eizni min şerri nefsî = Allahım doğru yolda yürümeyi bana ilham eyle. Nefsimin şerrinden beni koru.” (Tirmizi, Deavat 70)

Ebu 1-Fadl Abbas ibni Abdulmuttalib -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: “Ya Rasûlallah! Bana Allah’tan isteye­ceğim bir şey öğret” dedim. “Allah’tan afiyet dileyin” buyur­du, birkaç gün geçtikten sonra tekrar yanma geldim. Allah’tan dileyeceğim bir şey öğret dedim. “Ey Abbas! Ey Rasûlullah’ın amcası, Allah’tan dünya ve ahirette afiyet dileyin” buyurdu­lar.” (Tirmizi, Diavat 85)

Şehr ibni Havşeb -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: Ümmü Seleme -Allah ondan razı olsun-‘den, “Ey mü’minlerin anası, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem yanınızda bulun­duklarında en çok hangi duayı okurdu?” diye sordum. O da şöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem en çok, “Ya mukallibel kulûb! Sebbit kalbı alâ dînike = Ey kalpleri evirip çeviren Allah, benim kalbimi dininden ayırma” diye dua eder­di. (Tirmizi, Kader 7)

Ebu’d-Derda -Allah ondan razı olsun-’dan rivayet edildi­ğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyur­du:

Davut aleyhisselam şöyle dua ederdi: Allahumme inni es’eluke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke, ve’l-amelel lezi yübelliğuni hubbeke. Allahummec’al hubbeke ehabe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine’l mail barid. Allahım senden seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi istiyorum. Allahım senin sevgini bana ca­nımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl.” (Tirmizi, Deavat 73)

Enes -Allah ondan razı olsun-’dan bildirildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Ya zel celali vel ikram = Ey büyüklük ve ikram sahibi Allahım, sözle­rini dualarınızda çok sık söyleyiniz.” (Tirmizi, Deavat 92)

Ebu Umame -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem pek çok dua okudu, fakat biz ondan hiçbir şey ezberleyemedik. Bunun üzerine, “Ya Rasulallah birçok dua okudun, biz onları ezberleyemedik” deyince Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “O duaların hepsini kapsayan bir duayı size öğreteyim mi? Öyleyse şöyle söyleyiniz. Allahumme innî es’eluke min hayri ma seeleke minhu nebiyyuke Muhammedun sallallahu aleyhi vesellem ve eûzü bike min şerri mesteâzeke minhü nebiyyüke Muhammedun sallallahu aleyhi vesellem ve entel müsteân ve aleykel belâğ ve la havle ve la kuvvete illa billah.=Allahım peygamberin senden istediği hayırları ben de isterim. Pey­gamberin Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in sana sı­ğındığı şeylerden biz de sana sığınırız. Yardım ancak senden beklenir, insanı dünya ve ahirette istediğine kavuşturacak olan da sensin. Her türlü güç ve kuvvet ancak Allah’ın yardı­mıyla kazanılabilir.” (Tirmizi, Deavat, 89)

İbni Mesud -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in dualarından biri de şöyleydi: “Allahumme inni eseluke mucibatı rahmetike ve azaime mağfiratike ve’s-selamete min külli ismin, ve’lganimete min külli birrin, vel-fevze bilcenneti, ve’n-necate mine’n-nar = Allahım senin rahmetini kazandıracak, bağışlamanı sağla­yacak işler yapmayı, her günahtan uzak durmayı, her iyiliği işlemeyi, cenneti kazanıp cehennemden kurtulmayı dilerim.” (Hakim, el-Müstedrek 1/525; Tirmizi, Vitir 17; İbni Mace, İkame 189)