– Zekâtın Müslüman olman kimseye verilmeyeceğinde ittifak edilmiştir. Zührî bunu caiz görmüştür. İbn-i Şübrüme de zımmiye verilmesini caiz görmüştür. Ebu Hanife’nin mezhebindeki makbul rivayet ise fitre ve kefaretleri zımmîlere vermenin caiz olduğudur. (zekâtın değil)
– Zekât vermenin caiz olmadığı zenginliğin ne olduğunda ihtilaf edilmiştir:
Ebu Hanife’ye göre bu zenginlik, hangi (cins) maldan olursa olsun, nisap miktarı sahip olmaktır.
Malik ’ten meşhur olan rivayet kırk dirheme sahip olana zekât vermenin caiz olduğudur. Kadı Abdulvehhab şöyle diyor:
“İmam Malik bu zenginliğin derecesi için bir sınır koymamıştır. O bu hususta, evi, hizmetçisi ve mutlaka ihtiyacı olan bir hayvanı bulunan kimseye zekât verilir. Kırk dirhemi bulunan kimseye de verilir. Zengin de olsa alim zekât alabilir” demiştir.
İmam Şafiî’ye göre bu zenginlikte dikkate alınması gereken şey elde bulunan varlığın yeterli olup olmamasıdır. Kırk veya daha fazla dirhemi bulunana bu yetmiyorsa zekât alabilir. Kırk dirhemden azına sahip olup, bu (ihtiyacına) yetiyorsa zekât alamaz. Dinî ilim tahsil etmekte olan kişi, kazanç için çalıştığı takdirde tahsil geri kalacağından ona da zekât almak caiz olur. Şafiî mezhebinden bazı alimler: “İlim tahsili yapan kişinin bu ilminden insanlar yararlanırlarsa zekât alması caiz olur, aksi halde caiz olmaz” demişlerdir. Nafile ibadetle meşgul olup, çalıştığı takdirde ibadetten geri kalacak kimseye zekât almak helal olmaz. Zira insanların elindekine göz dikmeyi ortadan kaldıracak şekilde kazanmaya çalışmak nafile ibadetten daha faziletlidir. İlim tahsili böyle değildir. İlim (hem nafile ibadet olmayıp) farz-ı kifayedir ve (hem de) insanların ilme ihtiyacı vardır.
Bu konuda Ahmed b. Hanbel’den farklı rivayetler vardır. Hanbelî mezhebinde alimlerin pek çoğu ondan “Elli dirhem veya bu değerde altına sahip olan kimseye zekât almak helal olmaz” rivayetini nakletmelerdir. Gene ondan rivayet edildiğine göre zekât almaya engel olan zenginlik sürekli olarak yeterli olacak şekilde ticaret, ücret, kira, sanat veya başkaca bir gelirin olmasıdır.