Çocuklarınıza Örnek Olun

By | 13 Nisan 2015

cocuklariniza-ornek-olun   Çocuklar sözden ziyade hareketlerin etkisi altında kalırlar. Çünkü onlar çevresinde gördüklerini taklit ederler. Büyüklerin yanlış hareketlerini gören çocuklardan başka türlü hareket istemesi onları şaşırtır, çocuklarda iyi  kötü hareketler hakkında sağlam bir fikir uyanmasına engel olur. Bunun için çocuklardan istenilen her hareketin büyükler tarafından yapılması şarttır. Evde ana-baba gibi ailenin bütün fertleri namaz kılıyorsa, çocuk namazı kendiliğinden kılacaktır.

Babanın kılıp ananın kılmaması veya aksi, çocukta namaz kılmadan olabiliyormuş hükmünü verecektir ki çocuktan bu halde namaz kılmasını istemek beyhude gayret olur. Aile reisine bu gün düşen görevlerden biri evdi haftanın belirli günlerden birinde, bir eseri topluca okumak ve hiç olmazsa üç vakti evde cemaatla kılmayı temin etmektir.

Çocukta aile ortamında gördüğü iyi hareketleri yapa yapa kendisinde birçok iyi alışkanlıklar meydana gelir. Ailede kazanılan alışkanlıklar o kadar köklü ve kuvvetli olur ki bunların yeni ortamlarda, okulda ve sokakta bozulması imkânsız hale gelir.

Müslüman’ın temel karakterinden olan dürüstlük, yiğitlik, yardım severlik tevazu ve çalışkanlık meziyetleri hep aile içinde kazanılır ve sosyal çevrede aynı meziyetler daha çok güçlendirilirdi. Çocuğun iyi alışkanlıklarının sağlam olabilmesi örneklerin her zaman vakit aynı şekilde olmasıyla mümkündür. Bu da aileyi teşkil eden bireylerin iliklerine kadar iyi adam olmalarıyla kabildir. Sırf çocuğun hatırı için yapılan bazı hareketlerin sahte olduğu meydana çıkarsa, o zaman çocukların da bu sahteliklerden hisse kapması çok normaldir.
Bugünkü aile çevrelerinde bu tip hareketlerden pek çoğuna rastlamaktayız. Eve gelen misafirlerle dostça görüştükten ve can ciğer gibi dertleşip gülüştükten sonra çocuğumuzun yanında onları sevmediğimizi ve beğenmediğimizi söyleyecek olursak, çocuğun bu gibi hareketlerden bir manâ çıkmaması ve hisse kapılmaması mümkün değildir.
Bazen bu hareketlerin aksi de yapılmaktadır. Evde anne ve baba hiç hoşlanmadıkları bir şahıstan bahsederken aynı dakikada kapı çalınıp o şahsı karşılarında görünce hemen durumlarını değiştirip büyük bir iltifatla onu kül yılarlar. Böyle bir tabloyu gören çocuk elbette bu olaydan hisse kapacaktır.
Cocuğuna nasihat veren ana-baba gösterişin fenalığından, israfın zararından bahsederken kendileri aksine yaparlarsa, sonuç çocuk için kötü olmaz mı?
Birçok kimsenin borcu olduğu halde otomobil safasından, çeşit çeşit izlencelerden bahseden ve yeniden borç yapıp süs hevesini tatmin eden alil lerin çocuklarında iyi meziyetlerin canlanması nasıl mümkün olur? Hele memurluk hayâtında geçen birçok fırsattan istifade etmediğini ve bunun İt m de zengin olmadığını yana yakıla anlatan bir babanın çocuğunda iş nıd.ıkati ve vazife namusu nasıl teşekkül eder?
Bu misalleri çoğaltmak mümkündür. Her halde örnekler çocuğun neden yalancılığa, hilekârlığa israfa, gösterişe ve her işte kayıtsızlığa sürüklendiklerini açıkça göstermektedir. Binaenaleyh çocukların yarınını düşünen her ana-baba onlara iyi örnekler teşkil edecek tarzda hareketlerini kontrol etmeli ve sahte hareketlerden çekinmelidir .
Erkek çocuk babayı, kız çocuk anneyi kendine örnek alır ve onların davranışlarına bakarak yetişkin olmayı, cinsel kimliğine ait davranışları öğrenir. Erkek çocuk için annenin, kız çocuk için babanın da önemi büyüktür. Onlardan, karşı cins ve cinsiyetlerin birbirlerine nasıl davranmaları gerektiğini görür, benimserler.
Çocuğumuzun nasıl olmasını istiyorsak davranışlarımızı öyle ayarlayalım. Öğüt vermekle çocuk istediğimiz gibi olmaz. Çünkü öğüt, en ucuz ve kolay yöntemdir. “Şunu yapma, şöyle davran” demek yerine, neden yapmaması gerektiğini anlatmak uzun ve zahmetlidir. Biz bu yolu tercih edelim.
Çocuğumuzda görmek istemediğimiz davranışları önlemek için öncelikle kendimizi iyi gözlemeli ve davranışlarımızı kontrol etmeliyiz. Yaşantımıza ve uygulamalarımıza dayalı öğrenmeler, daha kalıcı ve anlamlıdır.
Çocuğumuza doğrulukla davranalım ve yalan söylemekten kaçınalım. Oyun oynadığımız zaman, eğlence için bile olsa ona hile yapmayalım.
Bir anlaşma yaptığımızda, bize saçma gelse bile, sözümüze sadık kalalım. Yanıldığımızda özür dileyip hata yaptığımızı açıklayalım.
Ne söylersek yapalım ve ne yaparsak söyleyelim. Tutarsız olmaktan kaçınalım. Çocuğumuza ne öğütlüyorsak onun önünde biz de uygulayalım. Bir şey için söz verdiğimizde, can sıkıcı veya mantıksız bir şey olsa bile sözümüze bağlı kalalım.
Dürüst olmaya bilhassa önem verelim. Dürüstlük, başkalarının bizi takdir etmesine ve bize saygı göstermesine de sebep olur.
Başkalarına doğru ve dürüst davrandığımızda, kendimize karşı da böyle olmaya devam ederiz. Üstelik çocuklarımız bize benzer, dürüst insanlar olarak yetişirler.
Disiplin ve çocuğa verilecek eğitim konusunda, anne baba olarak tutarlı davranmalıyız ve birlikte uyacağımız kurallar olmalıdır. Önemli bir karar alınacağında, çocuklara “Annenize” veya “Babanıza soracağım, ona göre karar vereceğim” demeliyiz. Anne-baba bir diğerinin yaptığını küçümsememelidir.
Çocuklar babalarından bir şey istediğinde, baba, anneye dönüp: “Sen ne diyorsun?” diye sormalıdır. Bu şekilde çocuklar babalarının annelerine kıymet verdiğini, kararları beraber aldıklarını anlamış olur. Ayrıca anneleri de eşinin kendisine gösterdiği değeri hisseder, özgüveni artar. Ama anne ile lı.ıba, birbirleriyle çelişkiye düştükleri zaman, çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta zorluk çekecektir.
Bu yüzden, eşler tutarlı davranma konusunda ortak karar almalıdırlar. Anne-baba birlikte karar vermeli, aralarında oy ve görüş birliği olmalıdır, lininin ak dediğine diğeri kara dememelidir. Evde sevecen ve sıcak ortam oluşturmalıdır. Çocuk eğitiminde asıl sorumluluğu anne baba üzerine almalı ve aralarında çelişkiye düşmemelidirler. Yani görüş birliği içinde ı »İmalıdırlar.
Sürekli olarak koşulsuz sevgi göstermeli, onları olduğu gibi kabul etmelidir. Sevginin ders başarısına bağlı olmadığını, onları hep seveceğimizi bilmeliler.
Bilgi, zekânın belirtisi değildir. Her çocuğun ilgi alanları farklıdır, bu yüzden bir konudaki bilgisi, onun zeki ve çalışkan olduğunu göstermez. Anne-baba öğrenmeye karşı olumlu tavır almalı, dışlayıcı tutumlardankaçınmalı, kendileri de öğrenme tutkusunda olmalıdır.
Evinde kitap okunan, kitapçıları dolaşmaktan zevk alan anne-babaya sahip  olan çocuklar, daha başarılı olurlar.