Cenaze Tezkiyesi

By | 14 Ekim 2014

cenaze-tezkiyesiCenaze namazından önce veya sonra, namazı kıldıran imam yahut bir başka kimse tarafından musalla başında konuşma yapılması, (cenazenin kimliğinin ve üstün kişiliğinin anlatılması) bid’attır; ölünün teçhiz ve defninde acele davranılması sünnetine de aykırıdır.

Örf olarak yapılmakta olan tezkiye’ye gelince:

Buhari’nin Enes b. Malik (r.a.) ten naklettiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.)’m arkadaşları (sahabe) bir cenazeye rastladıklarında onun iyiliğinden söz etmişler, Rasûlüllah (s.a.v.)’da “vacip oldu” buyurmuştur. Başka bir zaman diğer bir cenazenin de kötülüklerinden bahsetmişler, Rasûlüllah (s.a.v.) yine “vacip oldu” buyurmuştur.

Hz. Ömer; “Ey Allah’ın Rasûlü, vacip olan nedir? diye sorunca:

“Birinin iyiliğini söylediniz, ona cennet vacip oldu. Diğerinin kötülüğünü söylediniz, ona da cehennem vacip oldu. Siz, yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz” buyurmuştur. (Bu Hadisi Şerif, Müslümanlar arasında iyi intiba bırakmış, hayırla anılan kimselerin, arkasında iyi sözler söylenmesi sebebiyle Allah’ın rahmetine; kötü intiba bırakan ve kötülüğü söylenen kişilerin de, Allah’ın cezasına kavuşacaklarını ifade etmektedir. Şüphesiz bu, o kişiyi bilip tanıyan kimselerin şehadetidir. Bilip tanımayan kimselerin “iyi” veya “kötü” demelerinin Allah katında bir değeri yoktur.

Bu duruma göre, cenaze namazından önce veya sonra ölüyü tezkiye için “bu kişiyi nasıl bilirsiniz? diye sorulduğunda:

a) İyi olduğunu bildiğimiz kimselerin, “iyi” olduğunu söylememiz sünnettir,

b) Kötü olarak tanıdığımız kimseler için susmak evladır. Kötü olduğunu söylemek uygun değildir. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) “Ölülerinizi hayırla anın” buyurmuştur.

c) Tanımadığımız kimseler için ise, iyi veya kötü diye şahitlik etmeyip, “Allah rahmet eylesin” demek uygun olur. Bu şahitlik değil duadır.