Abdullah ibn Ca’fer (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), Ca’fer ailesine, üçgün sonra kendilerine geleceğini söyledi. Sonra Cafer ailesinin yanına varıp onlara:
– ‘Bu günden sonra kardeşim için ağlamayın’ buyurdu. Daha sonra da:
– ‘Bana kardeşimin çocuklarını çağırın’ dedi.
Bunun üzerine biz, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e getirildik. Birer kuş yavrusu gibi idik. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Bana berberi çağırın’ buyurdu.
Derken berber geldi.Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem), berbere emretti, o da bizim başlarımızı traş etti.”
Cafer (radıyallâhu anh) Mute savaşında şehid edilince, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) yas tutmaları için ailesine üç gün izin vermiş, üç günün bitiminde de onlara yası bırakmalarını tenbih etmek için kendilerine geleceğini söylemiştir.
Cafer’in ailesine geldiğinde onun çocukları Abdullah, Avn ve Muhammed birer kuş yavrusu gibi idiler. Saçları kuş yavrusunun tüylerine benziyordu. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) onların bu durumunu görünce bir berber çağırıp çocukların saçlarını tıraş ettirdi. Çünkü Cafer’in hanımı kocasının şehit olmasından dolayı yas tutmuş olması hasebiyle çocuklarının saçlannı traş etmeyi ihmal etmişti. Bundan dolayı Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’de onların saçlarını traş ettirmişti.
Vâil b. Hucr (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Saçlarım epeyce uzun bir haldeyken Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in yanına geldim. Beni görünce:
– ‘Uğursuzluk, uğursuzluk!’ buyurdu. Bunun üzerine geri dönüp saçlarımı kısalttım. Ertesi gün tekrar geldim. Bu defa beni görünce:
– ‘(Dünkü o sözümle) seni kast etmemiştim. Fakat bu, daha güzel’ buyurdu.”
(Hadis, saçları haddinden fazla uzatmanın uygun olmadığına işaret etmektedir. Ayrıca burada sahabenin bazen Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in sözünü yanlış anladığı da görülmektedir.