Anne Babanın Hataları Karşısında Evladın Durumu

By | 9 Ağustos 2014

namaz-kildiran-seccade

 

Sıkıntı ve Stres DuasıEvet, eğer düzeltilmesinde doğruluk ve hayır varsa yapılır. Ama bunu yapar­ken en güzel şekliyle yapmalıdır. Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır:

“Davıtd ve Süleyman da; hani kavmin hayvanlarının içine girip yayıldığı ekin-tarlaları konusunda hüküm yürütüyorlardı. Biz onların hükmüne şahid idik. Biz bunu (hükmü) Süleyman’a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte teşbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar biz idik. ”

Açıklama:

Alimler bu ayetlerle ilgili şunu ifade etmişlerdir:

Bir kavmin koyunları, birinin tarlasına girer. Bir rivayette üzüm bağına girer ve bağı bozar. Bağ sahipleri ile koyun sahipleri aralarındaki sorunu çözmesi ve hükmetmesi için Allah peygamberi Davut (a.s)’a giderler. Davut (a.s) bütün ko- yunların, bağ sahibine verilmesine hükmeder. Yanından çıkınca oğlu Süleyman (a.s) ile karşılaşırlar. Bu olayı duyan Süleyman (a.s) babasının hükmüne çevire­rek şöyle bir hüküm verir: Bağ sahipleri koyunların hepsini alıp onların yünlerin­den ve sütlerinden istifade etmeliler. Koyun sahipleride bağı alıp bağı ilk haline Selene kadar onarmaklar. Bağ eski haline gelirse, koyunları alıp bağı sahiplerine iade ederler. Gerçeğini Yüce Allah bilir.

Bu konuyla ilgili gelen bir rivayet şöyledir:

Ebû Hureyre’den, o da Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem- den naklen ri­vayet etti. Şöyle buyurmuşlar:

“Vaktiyle iki kadın çocukları ile beraber bulunurken kurt gelerek birinin ço­cuğunu götürmüş. Biri arkadaşına:

–         Kurt senin çocuğunu götürdü! Demiş. Öteki de:

–         Kurt ancak senin çocuğunu götürdü, demiş. Müteakiben Hz. Davud’un hu­zurunda muhakeme olmuşlar. O, çocuğun büyük kadına aid olduğuna hükmet­miş. Derken kadınlar Süleyman b. Dâvûd (a.s)’ın huzuruna çıkarak (meseleyi) ona haber vermişler. O da:

–         Bana bıçağı getirin de onu sizin aranızda pay edeyim! Demiş. Bunun üze­rine küçük kadın:

–         Hayır! Allah sana rahmet buyursun! Çocuk onundur! Demiş. O da çocu­ğun küçük kadına ait olduğuna hüküm vermiş.”