Yaşadığımız hayat çoğu zaman bize dünyaya asıl geliş gayemizi unutturabiliyor. Hâlbuki bizler, bizi asıl gayemizden uzaklaştıracak şeylere karşı sürekli teyakkuz halinde ve gerilim içinde olmalıyız ve bunların yol bulup ruhlarımızı kendi ağlarına almasına fırsat vermemeliyiz.
Allahü Teala, önümüze bugünlerde altın bir fırsat koyuyor; üç aylar!.. Allahü Teala üç aylarda af ve mağfiretini, nimetlerini sağanak sağanak yağdırıyor. Recep, Şaban ve Ramazan aylarının bütün gün ve geceleri sürpriz feyiz ve bereketlerle dopdoludur. Üstelik üç aylar içinde bulunan Regaib, Miraç, Beraat ve Kadir geceleri, hiçbir maddi ve dünyevî ölçüyle değerlendirilemeyecek kadar İlahî ikramlarla donatılmıştır. İşte bu ölçüde Allahü Teala, sene içinde biz kullarına gönül dünyalarında adeta bir manevi hamle yapmaları adına özel gün ve geceler nasip etmiş. O’na binlerce hamdü sena olsun. Bizim de bu günleri bir fırsat bilerek çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Aslında biraz gönül uyanıklığı, dikkat ve samimiyetle bu günlerin ve gecelerin feyzinden yararlanabilirsek, manevi yoldaki pek çok eksiğimizi telafi edebilir ve kâmil insan olma yolunda mesafeler kat edebiliriz.