Peygamber Efendimizin Altı Çocuğu da Ölmüştü

By | 30 Haziran 2015

peygamber-efendimizin-alti-cocugu-da-olmustuPEYGAMBERİMİZ, DÖRT KIZ, üç erkek çocuk babasıydı. Yedi çocuk ona “baba” dedi, “babacığım” dedi, “babam” dedi.
Yedi çocuk, onun sevgi dünyasına herkesten farklı girdi. Şefkat dünyasında herkesten farklı yer aldı. O, yedi çocuğa “yavrum” dedi.
Bu yedi çocuktan altısı peygamberimiz hayatta iken öldü.
Altı çocuğu kendi yolcu etti ahirete.
Beşini kendi koydu kabre. (Hz. Rukiyenin vefatında Bedir savaşında olduğu için ölümünü de, gömülüşünü de görememişti.)
Altı çocuk, üçü küçük, üçü büyüktü. Altı yavrunun kabri başında oturdu…
Şefkat pınarlarından damlalar döktü hepsi için. Altı yavruyu özledi. Altı yavrunun hasretini duydu.
Evlat acısının ne demek olduğunu, nasıl bir yürek acısı, nasıl bir kalp sızısı olduğunu bilen sevgili baba, kendi gibi olanlara müjdeledi:
“Kim büluğa ermemiş üç çocuğu önden gönderirse bunlar kendisi için ateşe karşı muhkem bir kale olurlar.”
Sevgili babanın üç oğlu, büluğdan önce vefat etmişlerdi.
Altı gönül bağı kopmuştu bu dünyadan. Altı sevgi yumağı ayrılmıştı yanından.
Sevgili baba yine müjdeledi:
“Allah buyurdu:
‘Dünya ehlinden sevdiğini aldığım bir kulum, onun sevabını umarak sabreder, rıza gösterirse mükâfatı ancak cennettir.’ ”
İbn-i Hacer’in rivayetinde tek çocuk da dahildir der.
O, hiçbir babanın etmediği kadar, edemeyeceği kadar sabretti evlatlarının yokluğuna. Çünkü O, çocuklarını hiçbir babanın sevemeyeceği kadar çok seviyordu.
Yamandı ayrılık gerçekten. Hele de yürek tomurcuğu çocuktan.
Peygamberimiz, insanlığın, tüm duyguları en fazla hissedeni olduğu için tüm acıları, en keskini ve en dayanılmazıyla o hissetti.
Bir daha kucağına tırmanamayacak olan, minik ayak seslerini duyamayacağı, temiz soluklarının serinletici temasını yanaklarında duyamayacak üç küçük erkek yavrusu için üzüldü. Üç tane de gençliklerinin, evliliklerinin baharında dünyadan ayrılan üç genç gül fidanı için arkalarından gözyaşı döktü.
Hep sabretti O. Hep, O bir tek olana, eşsiz ve benzersiz olana, her şey kendisine muhtaç olana dayandı…
Sabretti O…
Dayanacak, güvenecek, sabır dilenecek O’ndan başka bir varlık olmadığını hayatında yaşadığı acılarla gösterdi.
Sabreden bir babaydı O…
Samed ismiyle her şeyin Ona muhtaç olduğunu bilen bir Babaydı… Çocuklarının da…
O altı çocuğunun arkasından ağlayan bir Babaydı (a.s.m.)…