Yasin suresinin tefsiri

By | 25 Ocak 2014
Kuran’ın kalbi olarak nitelendirilen Yasin suresinin tefsiri çoktur.Bu tefsirlerden Taberi tefsiri ençok rağbet edilen Yasin suresinin tefsirleri arasındadır.
Yasin suresinde anlatılan konulardan biride Kıyamettir.Kıyametin nasıl kopacağı,insanların kıyamette nasıl davranacağı Sura üflenilmesi açık Ayetlerle bize bildirilmiştir Yasin suresinde.
Taberinin Yasin suresinin tefsirinin kıyametle ilgili bölümü şu şekildedir.
(Satır başlarında ki numaralar Ayet numarasıdır)
yasin suresinin tefsiri
47-Onlara: “Allah’ın size verdiği rızıklardan infak edin.” dendiği zaman, inkar edenler, İman edenlere: “Allah’ın istese doyurabileceği kimse­yi biz mi doyuracak mışız siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz,” der­ler.

Allah teala bu âyet-i kerimede, kâfirlerin cimri olduklarını, çeşitli baha­nelere başvurarak mallarını Allahın yolunda harcamadıklarını beyan etmektedir. Kâfirler âhirete iman etmedikleri için harcadıkları mallarından sevap bekleme­mektedirler. Bu itibarla adeta elleri boyunlarına bağlanmışcasına fakirlere karşı cimri davranırlar. [48]

48- Eğer doğru söylüyorsanız bu vaadedilen ne zamandır derler.

Bu müşrikler, kıyamet gününün gelmesini alaya alarak: “Eğre doğru söyleyenlerdenseniz bu vaadedilen kıyamet ne zamandır ” derler. Rablerinin kendi­lerini hemen cezalandırmasını isterler. Allah teala müşriklerin bu sorularına ce­vaben buyuruyor ki: [49]

49- Onlar çekişip dururlarken kendilerini ansızın yakalayıverecek bir çığlıktan başka bir şey beklemezler. [50]

50- O zaman ne vasiyette bulunabilirler ne de ailelerine dönebilirler.

Bu âyetlerde, birinci Sur´a üflendiğinde insanların nasıl aniden yakala­nacakları beyan edilmektedir.

Abdullah b. Amr diyor ki: “İnsanlar yollarda, çarşılarda, pazarlarda ve oturma yerlerinde bulunurlarken Sur´a üfürülecektir. Öyle ki iki kişi bir elbise için pazarlık halinde olacaklar biri onu diğerine teslim etmeden Sur´a üfürüle­cektir. Kişi sabahleyin evinden çıkacak evine dönmeden Sur´a üflenmiş olacak­tır. İşte bu âyetler bu hususları beyan etmektedir.

Peygamber efendimiz, kıyametin aniden nasıl geleceğini tasvir ederek buyuruyor ki:
“Güneş battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Güneş bura­dan doğunca insanlar onu görecekler ve hepsi iman edeceklerdir. Fakat bu imanları “… Rabbinin alametlerinden bir kısmının geldiği gün daha önce inan­mamış veya imanıyla bir iyilik kazanmamış olan bir nefse imanı fayda verme­yecektir. [51] âyetinde zikredildiği anda tahakkuk edecek ve kendilerine bir fay­da vermeyecektir. Kıyamet öyle ani bir şekilde kopacak ki iki kişi aralarında el­biselerini açacaklar onu satmaya veya katlamaya vakit bulamayacaklardır. Kı­yamet öyle ani bir şekilde kopacaktır ki, kişi süt hayvanının sütünü sağacak fa­kat onu içmeye vakit bulamayacaktır.
Kıyamet öyle ani bir şekilde kopacaktır ki kişi lokmasını ağzına götüre­cek fakat onu yemeye zaman bulamayacaktır. [52]

51- Sur´a üfürülünce, bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalk­mışlar rablerine koşuyorlar. [53]

52- “Vay halimize, uyuduğumuz yerden bizi kim kaldırdı ” derler. Onlara: “Bu, Rahman olan Allahın vaadettiği kıyamet günüdür. Peygam­berler doğru söylemişlerdir.” denilir.

Allah teala bu âyet-i kerimede ise Sur´a ikinci kez üfleneceğini ve ölüle­rin kabirlerinden kalkarak Allahın huzuruna koşarak gideceklerini beyan etmek­tedir. Kabirlerinden çıkan kafirler, orada azap görmelerine rağmen kıyamet gü­nünün daha dehşetli olduğunu görünce kendi kendilerine şöyle diyeceklerdir: “Vay halimize, uyuduğumuz yerden bizi kim kaldırdı ” Onların bu sözüne kar­şılık ise: “Bu Rahman olan Allahın vaadettiği kıyamet günüdür. Peygamberler doğru söylemişlerdir.” denilecektir.

Kâfirlere bu sözü söyleyenler ya melekler veya müminlerdir. Bu son sö­zün, kâfirlerin kendi sözlerinin devamı olduğunu söyleyenler de vardır. Bu gö­rüşe göre Ayetin manası şöyledir: “Kâfirler: “Vay halimize, uyuduğumuz bu yer­den bizi kim kaldırdı Bu, rahman olan Allahın vaadettiği kıyamet günüdür. Demek ki peygamberler doğru söylemişlerdir.” [54]

53- Sadece bir çığlık kopar. Bir de bakarsın ki hepsi hesap vermek üzere huzurumuzda toplanıvermişler.