Allah teala bu âyet-i kerimede, kâfirlerin cimri olduklarını, çeşitli bahanelere başvurarak mallarını Allahın yolunda harcamadıklarını beyan etmektedir. Kâfirler âhirete iman etmedikleri için harcadıkları mallarından sevap beklememektedirler. Bu itibarla adeta elleri boyunlarına bağlanmışcasına fakirlere karşı cimri davranırlar. [48]
48- Eğer doğru söylüyorsanız bu vaadedilen ne zamandır derler.
Bu müşrikler, kıyamet gününün gelmesini alaya alarak: “Eğre doğru söyleyenlerdenseniz bu vaadedilen kıyamet ne zamandır ” derler. Rablerinin kendilerini hemen cezalandırmasını isterler. Allah teala müşriklerin bu sorularına cevaben buyuruyor ki: [49]
49- Onlar çekişip dururlarken kendilerini ansızın yakalayıverecek bir çığlıktan başka bir şey beklemezler. [50]
50- O zaman ne vasiyette bulunabilirler ne de ailelerine dönebilirler.
Bu âyetlerde, birinci Sur´a üflendiğinde insanların nasıl aniden yakalanacakları beyan edilmektedir.
Abdullah b. Amr diyor ki: “İnsanlar yollarda, çarşılarda, pazarlarda ve oturma yerlerinde bulunurlarken Sur´a üfürülecektir. Öyle ki iki kişi bir elbise için pazarlık halinde olacaklar biri onu diğerine teslim etmeden Sur´a üfürülecektir. Kişi sabahleyin evinden çıkacak evine dönmeden Sur´a üflenmiş olacaktır. İşte bu âyetler bu hususları beyan etmektedir.
Peygamber efendimiz, kıyametin aniden nasıl geleceğini tasvir ederek buyuruyor ki:
“Güneş battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Güneş buradan doğunca insanlar onu görecekler ve hepsi iman edeceklerdir. Fakat bu imanları “… Rabbinin alametlerinden bir kısmının geldiği gün daha önce inanmamış veya imanıyla bir iyilik kazanmamış olan bir nefse imanı fayda vermeyecektir. [51] âyetinde zikredildiği anda tahakkuk edecek ve kendilerine bir fayda vermeyecektir. Kıyamet öyle ani bir şekilde kopacak ki iki kişi aralarında elbiselerini açacaklar onu satmaya veya katlamaya vakit bulamayacaklardır. Kıyamet öyle ani bir şekilde kopacaktır ki, kişi süt hayvanının sütünü sağacak fakat onu içmeye vakit bulamayacaktır.
Kıyamet öyle ani bir şekilde kopacaktır ki kişi lokmasını ağzına götürecek fakat onu yemeye zaman bulamayacaktır. [52]
51- Sur´a üfürülünce, bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkmışlar rablerine koşuyorlar. [53]
52- “Vay halimize, uyuduğumuz yerden bizi kim kaldırdı ” derler. Onlara: “Bu, Rahman olan Allahın vaadettiği kıyamet günüdür. Peygamberler doğru söylemişlerdir.” denilir.
Allah teala bu âyet-i kerimede ise Sur´a ikinci kez üfleneceğini ve ölülerin kabirlerinden kalkarak Allahın huzuruna koşarak gideceklerini beyan etmektedir. Kabirlerinden çıkan kafirler, orada azap görmelerine rağmen kıyamet gününün daha dehşetli olduğunu görünce kendi kendilerine şöyle diyeceklerdir: “Vay halimize, uyuduğumuz yerden bizi kim kaldırdı ” Onların bu sözüne karşılık ise: “Bu Rahman olan Allahın vaadettiği kıyamet günüdür. Peygamberler doğru söylemişlerdir.” denilecektir.
Kâfirlere bu sözü söyleyenler ya melekler veya müminlerdir. Bu son sözün, kâfirlerin kendi sözlerinin devamı olduğunu söyleyenler de vardır. Bu görüşe göre Ayetin manası şöyledir: “Kâfirler: “Vay halimize, uyuduğumuz bu yerden bizi kim kaldırdı Bu, rahman olan Allahın vaadettiği kıyamet günüdür. Demek ki peygamberler doğru söylemişlerdir.” [54]
53- Sadece bir çığlık kopar. Bir de bakarsın ki hepsi hesap vermek üzere huzurumuzda toplanıvermişler.