Sabır, musibetin ilk geldiği zamanda olmalıdır. Başımıza gelen musibetin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra sabretmek gerçek sabır değildir. Zaman, bir takım şeyleri unutturduğu gibi musibetleri de unutturur veyahut acıları azaltır.
İşte bu sebepledir ki Yüce Peygamberimiz şu hadisi ile beyan etmiştir:
Allah Rasulü, bir gün kabristandan geçerken bir kabrin başında feryad ü figan ile ağlayan bir kadına: “Sabret, sabret” buyurdu. Peygamberimizi tanımayan kadın: “Aslan gibi oğlun şu toprağın altında yatsın da sabret seni göreyim” dedi. Allah’ın sevgilisi cevap vermeden yola devam etti.Arkasında gelen peygamberin arkadaşları kadına: “O, Allah Rasulü’dür. Ona öyle cevap verilir mi?” dediler. O hanım bir müddet sonra Allah Rasulü’ne gelir, özür beyan eder, artık sabrettiğini söyler. Allah Rasulü şöyle buyurur:
‘Sabır, (musibetin) ilk geldiği andadır.”