Peygamber Efendimizin Annesinin Vefatı Efendimizin hayatında ki en önemli dönemlerden biridir.Peygamber Efendimizin Annesinin Vefatı ve Peygamber Efendimizin Annesinin Vefatından sonra ki hayatı Berzenci mevlid-i Şerifinde şu şekilde anlatılmaktadır.
Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem dört yaşma ulaştığında annesi onu (bakıcısı Ümmü Eymen ile beraber, dedesinin dayılarını ziyaret etmesi için) Medîne-i Nebeviyye’ye çıkardı. (Orada bir ay kaldılar.)
Sonra (Mekke’ye) dönerken (Medîne’ye otuz mil mesafede olan) Ebvâ’da yâhut Hacûn yolunda (Mekke’deki Me’lâ mezarlığında) vefat ona geldi çattı.
Bu sefer onu Habeşli mürebbiyesi olan ve Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem’in daha sonra kendisini âzâdlısı Zeyd ibni Hârise ile evlendireceği Ümmü Eymen alıp götürdü ve (annesinin vefatından beş gün sonra) Abdülmuttalib’in yanma getirdi.
O onu görünce bağrına bastı, çok duygusallaştı, derecesini yüce tuttu ve: “Gerçekten benim bu oğlumun çok büyük bir şânı vardır, ona tâzim ve dostluk gösterene ne mutlu, ne mutlu!” dedi.
Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)İn ÇOcukluğunda (da, yaşlılığında da) şikâyetten geri duran şahsı, asla ne açlıktan ne de susuzluktan şikâyetçi olmadı.
Çoğu zaman gidip zemzem suyuyla gıdalanır, o da onu doyurur ve suya kandırırdı.
Ölüm merkepleri dedesi Abdülmuttalib’in avlusuna çökünce babası Abdullâh’m ana baba bir kardeşi olan amcası Ebû Tâlip onu(n bakımını) üstlendi ve kuvvetli bir azim gayret ve hamiyyet duygusu içerisinde bu vazifeyi yerine getirdi.
Böylece onu canından ve oğullarından ileri geçirdi ve ona gereken terbiyeyi verdi.