Kurban Etlerini (Dağıtmayıp Bir Süre) Bekletmenin Hükmü

By | 9 Ağustos 2014

feraceler

Kurban Keserken Okunacak DualarSeleme b. el-Ekva’dan, dedi ki: “Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem: Siz­den kim kurban kesmişse artık üçüncü geceden sonra evinde ondan bir şey kalmış olarak sabahı etmesin, diye buyurdu.

Ertesi sene olunca, ashab: Ey Allah’ın Rasûlü, geçen yıl yaptığımız gibi ya­palım mı, diye sordular. Allah Rasûlü: Yiyin, yedirin ve saklayın. Çünkü geçen sene insanlar darlık ve sıkıntı içerisinde idiler. Bu sebeple ben de bu sıkıntıda yardımcı olmanızı istedim, buyurdu.”

Âişe radıyallâhu anhâ’dan, dedi ki: “Biz kurbanlık etlerin bir kısmını tuzlar ve onu Medine’de Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem’e getirirdik. Allah Rasûlü: Uç günden fazla yemeyiniz, buyurdu.

(Âişe:) Ancak bu kesin bir yasak değildi. Fakat bizim kurbanlıklardan başka­sına yedirmemizi istedi. Bununla birlikte doğrusunu en iyi bilen Allah’tır, dedi.”

Açıklama:

Bu hadis-i şerif, “kurban sahibinin kestiği kurbanın etinden üç günlük et ih­tiyacından daha fazlasını dağıtmayıp evinde biriktirerek ev halkının istifadesine sunması caizdir.” diyen, cumhur ulemanın delilidir.

Çünkü hadis-i şerîf, bir sene kurban bayramında fakir fukaranın kurban eti toplamak için cemaatler hâlinde Medine’ye akın ettiklerini, onların eli boş dön­memeleri için Rasûlü Zîşân Efendimiz’in kurban sahiplerinin ellerinde üç günlük et ihtiyacından fazla et bulundurmalarını yasakladığını, fakat bir yıl sonra sözü geçen fakirlerin Medine’ye gelmemesinden dolayı bu yasağı kaldırıp, kurban sahiplerine kurban etlerinden diledikleri kadarını dağıtıp diledikleri kadarını da evlerinde biriktirebileceklerini, ifâde etmektedir.

Bazı Hükümler

  1.  Peygamberimiz, ümmetine son derece şefkatli idi. Her zaman onların maddi ve manevi ihtiyaçlarını düşünür ve bunların te’mini için çabalar ve çare­ler bulurdu.
  2.  Kurban etinden yemek caiz olduğu gibi, onu biriktirip saklamak ve sadaka olarak fakir fukaraya dağıtmak da caizdir. Hadiste geçen yiyiniz, dağıtınız, birik­tiriniz emirlerinin vücub için değil mubahlık içindir. Cumhur ulemanın görüşü de budur.
  3.  İslâm’ın ilk yıllarında, yürürlükte olan kurban etlerinden üç günlük ihti­yaçtan fazlasını biriktirme yasağı, sonradan yürürlükten kaldırılmıştır. Sahabe ve tabiinin büyük çoğunluğu ile mezhep imamlarının görüşü de budur.

Her ne kadar Hz. Ali’den, İbn Ömer’den bu yasağın yürürlükten kaldırıl­madığı inancında oldukları rivayet edilmişse de âlimler, İbn Ömer’in bu yasağın neshedilmesiyle ilgili haber kendisine ulaşmamış olduğu için böyle inandığına hükmetmişlerdir.

Cumhur ulemaya göre metinde geçen yeyiniz” emri nedd = mendup için­dir. Binaenaleyh sahibinin kurban etinden yemesi menduptur. Şafiî ulemasından bazısına göre; bu emir vücub ifade ettiğinden kurban sahibinin kurban etinden yemesi farzdır. Nitekim Selef-i salihinden bazılarının görüşü de budur.

İmam Nevevî şöyle diyor: “Bu mevzuda tercihe şayan olan görüş, bu emir mendup içindir. Kurban kesmekten asıl gaye, Allah’a yakınlıktır. Ondan yemek değildir. Bu bakımdan onun etinden yemenin farz olduğu söylenemez.”

Sahibinin kurbanın etinden bir kısmını yiyebileceği gibi bir kısmını dağı­tıp bir kısmını da evinde alıkoyabilir. Hadiste, bu hususta belli bir ölçü yoktur. Alimler, kurban etinden yenebileceği, dağıtılabileceği ve saklanabileceği miktarı tespit ederken ihtilâfa düşmüşlerdir.

Şafiîlere göre; müstehab olan, etin yandan fazlasını dağıtmaktır. Faziletin en alt derecesi ise üçte birini dağıtıp, üçte birini yemek ve kalan üçte birini evde saklamaktır.