Kesbin Fazileti Ve Sevabı

By | 1 Ağustos 2014

kuran

tövbe2Kesbin Fazileti Ve Sevabı
Kendini ve çoluk çocuğunu kimseye muhtaç etmemek, onlann ihtiyacını helâlden kazanmak, dinde cihad sayılan şeylerdendir. Çok ibadet etmekten daha üstündür. Bir gün Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) ashabı ile oturuyordu. Sabah erkenden bir genç hızlı hızlı, yanlarından geçti ve dükkânına gitti. Sahabe «Yazık, keşke bu erken vakitte din işine baksaydı!» deyince, Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu: «Öyle söylemeyiniz. Eğer başkalarına muhtaç olmamak için, yahut babasını, annesini, çocuklarını veya hanımını kimseye muhtaç etmemek için gidiyorsa, Allah yolundadır; övünmek için, desinler için ve zengin olmak için gidiyorsa, şeytanın yolundadır» (2). Ve yine buyurdu: «İnsanlara muhtaç olmayıp, dünyalığını helâlden kazanan veya komşularına ve akrabalarına iyilik yapan, kıyamet günü yüzü ondör düncii gecedeki ay gibi olur» (s). Ve yine buyurdu: «Doğru sözlü tüccarlar, kıyamette, sıddiklar ve şehidlerle beraber kalkarlar» (4). Ve yine buyurdu: «Allahü Teâlâ meslek sahibi mü’mini sever» (*). Ve yine buyurdu: «Nasihati yerine getirirse en iyi helâl, meslek sahihlerinin kazancıdır» (6). Ve yine buyurdu: «Ticaretle uğraşınız. Zira insanların rızkının onda dokuzu ticarettedir» (7). Kesbin Fazileti Ve Sevabı Ve yine buyurdu: «Dilencilik kapısını kendine açana, Allahü Teâlâ yetmiş fakirlik açar» t1).
Isa aleyhisselâm, bir adam görüp, ne iş yaparsın, dedi. İbadet ederim, dedi. Yemeğin nereden gelir, buyurdu. Benim bir kardeşim var, yemeğimi o verir, dedi. Kardeşin senden daha çok ibadet ediyor, buyurdu. Hazreti Ömer (radıyallahü anh) buyurur: «Helâl kazanmaktan elinizi çekmeyiniz ve Allahü Teâlâ rızkımızı versin, demeyiniz. Allahü Teâlâ gökten altın ve gümüş göndermez». Lokman, oğluna vasiyyet etti ve dedi ki: «Helâl kazanmaktan el çekme; fakir ve insanlara” muhtaç olan kimsenin dini az, aklı zayıf ve mürüvveti yok olur, insanlar ona hakaret gözü ile bakarlar». Büyüklerden birine sordular: «Çok ibadet eden mi, yoksa emniyet olunan tüccar mı, daha üstündür?». «Emniyet edilen tüccar üstündür, çünkü o ci hadtadır. Terazi ile alışveriş yaparken şeytan onu aldatmak ister. O şeytanın dediğini yapmaz», buyurdu. Hazreti Ömer (radıyallahü anh) buyurur: «Çarşıda çoluk çocuğum için helâl kazanırken ölümün bana gelmesini istemekten, ölümü daha çok istediğim yer yoktur». Ahmed bin Hanbel’e sordular ki: «Câmide ibadetle meşgul
olup, Allahü Teâlâ rızkı verir, diyen kimse hakkında ne buyurursunuz?». Buyurdu: «O, cahil bir kimsedir. Şeriati bilmiyor. Çünkü Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem), «Allahü Teâlâ benim rızkımı kılıcımın gölgesi altına bağlamıştır, yâni Allah yolunda harb etmeye bağlamıştır» (2), buyurdu».
Evzâî, İbrâhim Edhem’i gördü, boynunda hurma torbası vardı. «Senin bu kazancın ne zamana kadar devam edecek? Arkadaşların sana lâzım olanı verirler», dedi. Buyurdu ki: «öyle söyleme. Çünkü hadısi şerifte, “Helâl kazanmak için, beğenilmeyen bir yerde bulunana Cennet vâcib olur” (3), buyuruldu».
SUAL: Eğer bir kimse, «Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem), «Bana, mal biriktir, tüccar ol denmedi. Teşbih et, secde edenlerden ol, ömrünün sonuna kadar Allahü Teâlâ’ya ibadet eyle, denildi» (4) buyurdu. Bu da ibadetin helâl kazanmaktan üstün olduğunu göstermiyor mu?» dese:
CEVABINDA deriz ki: Kendine ve çoluk çocuğuna yetecek kadar malı, parası olan için ibadet, kesbden üstündür. Bunun aksini söyleyen yoktur. Kendine yetecek kadarından fazla kazanmakta ise hiçbir fazilet yoktur. Noksanlık olup kalbini dünyaya bağlamak olur. Bu ise, bütün günahların başıdır. Kesbin Fazileti Ve Sevabı Malı olmayıp, kendine yetecek kadarı iyi bir yerden yahut evkaftan verilirse, bunun da çalışmaması daha iyidir. Bu ise dört kimse için olur: Ya ilimle meşgul olan bir kimse olur. İnsanlara dini bakımdan faydası dokunur, şeriat ilimleri öğretir. Yahut dünya bakımından faydası dokunur, hekimlik bilgileri gibi. Ya, kadılık yapar, evkafta veya insanların hayırlı işlerinde çalışan bir kimse olur. Veya mutasavvıfların keşif dedikleri hâllere kalbinde bir yol açılan kimsedir. Veya, vakfedilen bir hângâhta virdlerle ve zâhiri ibadetlerle meşgul olan kimsedir. Böyle kimselerin kesb ile uğraşmaması daha iyidir. Eğer böyle kimselerin ihtiyaçlarını insanlar görüyorsa ve zaman icabı insanlar bu ihtiyaçları vermekten hoşlanıyor ve istenmeden veriyorlarsa, hattâ kabul etmeleri için yalvarıyorlarsa, çalışmamak yine iyidir. Büyüklerden birinin üçyüz altmış arkadaşı, dostu vardı. Daima ibadetle meşgul olur ve her gece birisinde misafir kalırdı. Bu ibadetine, onu çalışmaktan kurtaran dostları sebep olurdu. Bu da hayır kapısını insanlara açan bir sebeptir. Birinin de otuz ahbabı vardı. Ayda bir birinde misafir kalırdı. Fakat, zaman olur ki, dilenmeksi zin, aşağılıklara katlanmaksızın ihtiyaçları verilmez olur. Böyle zamanda çalışıp helâlden kazanmak daha iyidir. Çünkü dilenmek ayıb kısmındandır. Zaruretle helâl olur. Ancak, derecesi yüksek olup, ilminden çok fayda görülen, ihtiyacı için ise dilenmesi çok az olan bir kimsenin çalışmaması daha iyidir. Fakat ibadetten başka bir şey yapmayanın, çalışıp kazanması daha iyidir. Çünkü bütün ibadetlerin hakikati Allahü Teâlâ’yı hatırlamaktır. Helâl kazanma esnasında da Allahü Teâlâ hatırda tutulabilir.