Bir Kadın Mahremlerine Hangi Ölçüde Görünebilir?

By | 15 Eylül 2014

pardesu

 

Yas Tutan HanımlarHanımların mahremleri yanındaki açıklığı konusunda iki görüş vardır.

Birinci görüş: Mahremler, göbekle diz kapağı arası dışında kalan her yeri görebilir. Alimlerin çoğunluğu bu görüştedir.

  •  Peygamberimiz sallallâhu aleyhi vesellem; ‘…biriniz kölesini veya hizmetçisini evlendirdiği zaman, onun avret yerine bakmasın. Hiç kuşkusuz onun avret yeri, göbeğinden diz kapağına kadar olan kısımdır. Hadiste konu edilenler her ne kadar erkekler ise de, bu konuda hanımlar da erkekler gibidirler.
  •  Ebû Seleme radıyallâhu anh anlatıyor; ‘Âişe’nin kardeşiyle birlikte, Âişe’nin yanma girdim. Ona Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem’in gusül abdestini sordu. Bunun üzerine Âişe bir kapta bir ölçek kadar su istedi ve suyu başının üzerinden dökerek gusül abdesti aldı. Bizimle onun arasında perde vardı.

Açıklama:

Kadı Iyaz der ki; ‘Bu hadisin zahiri, her ikisinin de onun başını ve vücudu­nun üst tarafını gördüklerini ifade etmektedir. Bu mahremlerin görmesi helal olan kısımdır. Nitekim Âişe validemiz, Ebû Seleme’nin süt teyzesidir. Bu nedenle, mahremlerin görmesinin caiz olmayan vücudunun alt kısmını örtmüştür.

İkinci görüş: Mahremler kadınların genellikle görünen yerlerine bakabilirler. Örneğin abdest azaları gibi.

  •  İbn Ömer radıyallâhu anh anlatıyor; ‘Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem zamanında erkekler ve hanımlar bir arada abdest alıyorlardı. Bu eşlere ve mahremlere atfedilir. Ayrıca bu rivayet, mahremleri oldukları kadınların abdest azalarına, erkeğin bakmasının caiz olduğuna delildir. Aynı şekilde aksi de caizdir. Allah en doğrusunu bilir.

Hanefî mezhebine göre, kadınların mahremleri arasındaki avreti/örtülü olma­sı gereken bölge, erkeklerin birbiri arasındaki avreti gibidir. Ancak kadın mah­remi olan erkeğe karnını, sırtını ve bir görüşe göre göğüslerini gösteremez.

Hatırlatmalar:

Mahremin, mahremi olduğu kadına bakması, zevk alma ve şehvet hissiyle olmaması şarttır. Şehvet hissi olması durumunda bakmak caiz değildir. Bu konu­da hiçbir ihtilaf yoktur.

İmam Kurtubî der ki; Nefislerde oluşabilecek duygulara göre, kadının ken­dini göstermesi caiz olanı tespit için, bazı âlimler mahremleri, kadına yakınlıkla­rını dikkat alarak farklı sınıflara ayırmışlardır. Bir kadının babası ve kardeşi hiç şüphesiz, kocasının -başka hanımdan olan- oğlundan daha yakın ve ihtiyatlıdır. Dolayısıyla kocasının başka hanımdan olan oğluna göstermesi caiz olmayan yer­lerini, babasına gösterebilir. Oysa her ikisi de kadının mahremidir.

Bir kadın, şüphe ve endişe duyduğu mahremlerine ziynetini göstermemeli­dir.

  •  Nitekim babasının döşeği üzerinde, babasının cariyesinden doğan, bu nedenle de babaları bir olan genç kardeşi hakkında, Peygamberimiz sallallâhu aleyhi vesellem hanımı Sevde’ye, tesettür emretmiştir. O gençle ilgili olarak, Sa’d İbnVakkâs ile Abd İbn Zem’a tartışmışlardı. Sa’d; “Yâ Rasûlullah! Bu genç, be­nim kardeşim Utbe İbn Ebî Vakkâs’ın oğludur. Oğlu olduğunu bana vasiyet etti. Ona benzeyişi de bunu teyit etmektedir” dedi. Abd İbn Zem’a ise; “Yâ Rasululah! Bu benim kardeşimdir. Babamın döşeği üzerinde, onun cariyesinden doğmuş­tur” dedi. Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem çocuğun benzerliğini dikkate alarak,

Utbe’ye olan benzerliğini fark etti ve; “Ey Abdi çocuk şenindir; çocuk doğduğu yatağın sahibinindir. Zina edene taş vardır. Ey Şevde, sen de ona tesettürlü ol” buyurdu.