Ayet: ” Allah yolunda öldürülenleri, ölüler sanma. Hayır, (onlar) diridirler. Rabb’leri katında nzıklanmaktadırlar. Allah’ın keremiyle kendilerine verdiklerinden sevinçli olarak, arkalarında henüz (şehid olup) kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığı, onların da üzüntüye uğramayacakları müjdesiyle sevinmektedirler. Allah’ın nimeti ve keremiyle ve Allah’ın mü’minlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesiyle sevinirler.”
(Al-i İmran;169, 170, 171)
Allah yolunda öldürülenler ile ilgili Hadis: “Cennete giren hiçbir kimse, dünya üzerindeki her şey kendisine verilse bile, dünyaya dönmek istemez. Ancak şehid müstesnadır. O, göreceği ikramdan dolayı tekrar dünyaya dönüp on defa daha öldürülmeyi (şehid olmayı) temenni eder.”
(Buhâıi, Cihâd 6; Müslim, İmâre, 108,109; Neseî, Cihâd 33)
Allah yolunda öldürülenler ile ilgili hikâye: “Cennetin Kokusunu Duyuyorum”
Hz. Enes’in (ra) amcası Bedir savaşına katılmamıştı. Bu sebeple: “Peygamber’in (sav) ilk harbinde bulunamadım. Allah, bana Resulü ile beraber bir savaşta bulunmayı nasib ederse, müşriklerle nasıl muharebe edeceğim görülecektir” dedi. Nitekim Uhud harbinde öyle savaştı ki, Müslümanlar hezimete uğrayınca: “Ey Rabbim, Müslümanların bu hareketi yüzünden sana özür beyan eder, müşriklerin yaptıklarından da uzaklaşıp sana yönelirim” dedi ve kılıcı ile ilerleyip, Sa’d bin Muâz (ra) ile karşılaştığı vakit: Nereye ey Sa’d? Ben Cennetin kokusunu Uhud’un ardından duyuyorum!” diye bağırdı. Düşmana taarruz ederek ilerledi ve nihayet şehid düştü. O kadar yara almıştı ki, tanınmaz bir hale gelmişti. Kızkardeşi, kendisini yanağında bulunan beninden ve parmaklarının uçlarından tanıyabildi. Vücudunda seksenden fazla mızrak, kılıç ve ok yarası vardı.