Bilinç Düşünceyle Başlar

By | 25 Haziran 2015

bilinc-dusunceyle-baslarVarlığın temeli bilmektir. Her şey vücut bulmadan önce Ezeli Hâkim’in ilminde vardı.
Bedeninize yaşatacaklarınızı önce zihninizde yaşarsınız. Geleceğinizi yönetmek istiyorsanız; geleceğinizi önce zihninizde izleyin. Geleceğinizin hayalî mimarisini adım adım planlayın. Her hayal ettiğinizi yaşamazsınız; fakat hayal etmediklerinizi de başaramazsınız. Doğru değil mi?

Zihnimizdeki konu, düşündükçe detay kazanır; ayrıntıları belirginleşir. Düşündüklerimiz zamanla eylemlerimizi etkiler ve aklımızdan geçenleri arzulamaya başlar.Bu yüzden eylemlerimizi, tercihlerimizi düşüncelerimize borçluyuz. Merhum Zübeyir Gündüzalp’in dediği gibi, “İnsan ne düşünüyorsa odur.”

Maddi veya manevi hayatları sönük geçenlerin aslında düşünceleri sönüktür. Zekâyla ilgisi yoktur bunun; hayal edebilmeyle, düşünebilmeyle ilgisi vardır. Dünyanız düşünebildiğiniz kadar genişler. Zihninizin bakabildiği yere kadar görürsünüz. Ömrünüze katacağınız her zenginliğin arkasında mutlaka bir düşünce zenginliği gizlidir.

Başarının yolları üzerine yazılan kitaplar düşünmenin öneminden söz eder. Hatta bazıları “zihin gücü, beyin gücü, düşünce gücü” gibi kavramlara vurgu yaparken, düşünceyi “yaratıcı” gibi sunar. Tabii ki hayalî olan yaratamaz; ölümlü olan vücut veremez; ancak her şey düşünceye dayanır. Mevlânâ Rumi çok güzel söyler: “Kardeşim, varlığın ancak fikirdir, gerisi bir yığın et ve kemiktir.”
Düşünce, yaratan veya vücut veren değil, neyin gerçekleşeceğini belirleyendir. Düşünceleriniz duygu ve davranışlarınızın; iş ve eserlerinizin temelidir. Yüce Yaradan hayatımızın akışına vücut verirken, onu nasıl yaşamak istediğimize bakar. Sistemli düşünceye alışmayan istikrarlı gelişemez. Rastgele düşünmek beyni boşa yormaktır. Einstein’ın vurguladığı gibi, “İnsan, aklının sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.” En büyük saldırılara uğrayan organımız beynimiz olduğu hâlde, değil onu geliştirmek, korumak için pek çaba sarf etmeyiz. Bu yanlış değil midir?