Kaz Şeyhinin Sıfatları

By | 20 Haziran 2015

Outside Wall of Edirne, Eski Cami    Bunlar, belirli bir tahsil ve terbiyeleri olmayan, ilim okumamış, yalnız işittikleri ile yetinmiş, kulaktan dolma kişilerdir. Bütün hünerleri yerli yersiz konuşmaktan ibarettir’ Bu konuşmaları da, hadiseleri akıllarınca yorumlamaktan, kıt ve kısır görüşleri ile tanımlamaktan ileri gitmez. Büyük velilerin bazı seçkin sözlerini ezberleyerek kendilerine mal ederlerse de söyledikleri ile kendileri de âmil olmazlar ve bu laf ebeliği ile halkı dalâlete sevkederler. Tabiatiyle kendileri dalâlette kaldıkları gibi, kendilerine tâbi olan safdilleri de dalâlette bırakırlar.
Oysa, bu gibi kimselerin tasavvuftan bahsedecek yerde; zinâ gibi, şarap içmek gibi Allahu tealâ’nın sevmediği cürümleri irtikâp etmeleri daha hayırlıdır. Zira, zinâ etmek ve şarap içmek ve buna benzer suçları işlemek, helâl itikat edilmedikçe küfrü gerektirmez. Buna mukabil, yalan-yanlış ve yerli yersiz derleme, şundan bundan kapma fikirler ve sözlerle halkı idlâl etmek küfrü icap ettirir. Üstelik, akılları ermediği, kafaları almadığı halde sırf bilgiçlik taslamak ve (Ne bilgili adam!) dedirtmek için ahkâm çıkarmaları ve bunu yaymaları da, yalnız zihinleri karıştırmakla kalmaz, ibadullahı sapıklığa ve iymansızlığa götürür. Binaenaleyh, bu gibi mülhidlere yakın olanların, haktan uzak kalacakları şüphe götürmez bir gerçektir.
Ashab-ı kiramı, e’imme-i-müctehidiyni ve diğer din büyüklerini çekiştirmek, tenkid etmek ve: (Sofuların namazları varsa, biz âşıkların da niyazımız vardır.) gibi beyanlarla şeriat-i garra-i Ahmediyyeyi küçümsemek, kendilerine evliyâ süsü vermek, ibadullahı namazdan, niyazdan, oruçtan, hac’dan, zekâttan men’etmek suretiyle hak yolunu kateden bu gibi yol kesicilerden, bu insan şeytanlarından son derece kaçınmak ve uzak durmak, hakka tâlip olanlar için bir vecibedir.